Sıkıldım bu gece yine, daraldım,
Aklımda sorular cevapsız kaldım.
Hissettim soğuktan muzdarip ellerim,
Farkettim yürümeye kitlenmiş bedenim.
Ceplerimin esaretinden kurtardım ellerimi,
Bilinmezliğin nezaretinden çıkartamadım zihnimi.
Kurtulmak ister gibiyim bela cadıların lanetinden,
Azadımı diler gibiyim beynimdeki mezalimden.
Oturdum bir köşede, bir bankta,
Kaldı bütün mutlu sözcükler havada.
Derken iniltisini işittim başka birşeyin;
Belki bir yüreğin,belkide bizzat gecenin...
Sanki gecede dertli, sıkılmış canı;
Gönlüme dökülmüş simsiyah saçları.
Oturdu öyle yanıma, gözleri buğulandı;
Feryat figan etti, öyle ağladı, öyle ağladı...
O ağladı öylece, yağmur dediler;
Feryat figan etti delice rüzgar dediler.
Bende ona ağladım, güzelim saçları ıslandı.
Ona yaslandım ev etti sanki yıldızları.
Ağladık daha, dertleştik daha
Anlattı derdini anlamadım; uğraştı baya.
Özlemiş güneşi kat kat karanlığın arasında,
Mecnun vardı sanki leylasız yanıbaşımda.
Gece gündüze, Mecnun Leylaya niye böyle hasret?
Bilemedim zift çalındı yüreğime palet palet.
Sonra anladım özlemlerin esasını,
Sildim kafamdaki bütün soruları.
Bir duygu varmış Allahtan insana üflenen,
Adı Aşkmış etrafında dünyayı döndüren.
Aşkmış herşeyin aslı, aramakmış hep kerem;
Utançla çözüldü gönül kelepçem.
Aşk...sokaklarda boş ağızlardan laf-ı güzaf,
Fakat dünyada yokmuş nice güzel laf.
Utandım, göğsümde taşıdığımdan utandım;
Utandım, bu günü, sanki hiç yaşamadım...
Kayıt Tarihi : 2.1.2012 17:31:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!