Kınanıp ayıplanan, hor görülüp dışlanan,
Maskara olsun diye, hicvedilip taşlanan.
Kimsenin etlisine, sütlüsüne karışmaz,
Buna rağmen suçlanır, nedense şu müslüman
Yobazlıkla suçlanan, toplumdan soyutlanan,
Farklı giyindi diye, alay konusu olan.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Her ne kadar anayasamızda'Her kes din ve vicdan hürriyetine sahiptir'
denip, herkese özgürlük tanınıyorsada mmalesef 'Kamusal alan' vs. yutturmalarıyla yasaklar getiriliyor.
Güzel bir şiir
Adem bey kardeşim
kutluyorum.
Selam ve
muhabbetle...
kutlarım çalışmanızı, yüreğiniz daim olsun, sağlık ve esenlikler diliyorum
selamlarımla
TEBRİKLER VE DE SAYGILAR....HŞT
SN.hocam şiiriniz siyasi bir şiir ama içeriğine baktığınızda sanki başı örtülü ve sakallı olanlar müslüman başkaları müslüman değil gibi algılanıyoır ki öyıle bir durum yok gerçek müslüman gerçekden hak yolunda ise asla dışlanmaz horlanmaz ama müslümanlık bahane edilerek geçinmeye çalışanlar bu memlekette bu kadar suyu bulatanlardır kimse kimsenin dinine karşı sorunu oldugunu sanmıyorum saygılarımla
İnsanlar hür oldular
ama yine Abdullah'tırlar.
HALEN ESARET DEVAM
EDİYORSA DA..
Çoğu gitti azı kaldı..
Güzel olmuş tebrikler
Saygıyla selam ederim..
Bedri Tahir Adaklı
En güzel aşkı...
şiirler anlatır..
şair yüreğinde her zaman
hüzün doludu..
dalından koparılmış çiçeğe benzer ...
susuz vazolarda kalmaması dileğimle..
kutlarım yürekten..
salim erben..
Başını kapamakla, gerici olmaz insan,
Allah neyi emretti, onu yapar müslüman.
Çağdaşlık saçta değil, kafanın içindedir,
Başını örttü diye, yine suçlu müslüman.
Gece ve şiir ne güzel birde konusu böylesi güzel olunca dahada güzel ve okunası oluyor şiir,aslında şekillere takılanlar asıl gerici yobaz zihniyetlerdir,herkez bizim gibi düşünsün bizim gibi giyinsin diiye dikte edenler,acıyorum onlara....
Şiiri ve şiiri kutluyorum müsadenizle antolojime alıyorum,saygıyla...
Herkes özgür olmalı, inanan inamayan,
Dünyada çok insan var, özgürlüğe susayan.
Yasaksız bir dünyada, yaşamalı insanlar,
Hür olmalı başını, açan ile kapayan.
Özgür olmalı elbet, diğerlerinin özgürlüğünün sınırına kadar.Önce yasakları yasaklardım elimde olsaydı.Ama sivri uşlarda olmamak kaydıyla sn. hocam. Kutluyorum. Esenlikle...
Güzel ve anlamlı şiirinizi begeniyle okudum, Gönlünüze kaleminize sağlık...
Bu şiir ile ilgili 21 tane yorum bulunmakta