Günlerden pazartesi
Saat gecikmiş zamanlara yakın
Alarm uyandıramadı yorgun latife sahibini
Ben sesini duymayı bekliyorum, adını sorduklarında.
Gülüşlerin çınlatırken kulağımı
Bana bakmayan aynama
Hasretini borçluyum, papatyalar gibi
Sevmiyor gibi suçluyum tercihlerimden
Aşkına özlem, varmışlığıma korku,
Yokluğun acı yiyen denizleri duyuyor.
Artık amfilerde romeo ve Juliet
Bıraktı yerini, zorlama varlığıma oynuyor.
Hayatım, ete kemiğe bürünmüş
Ve vurunca kaçtığımda zamandan.
Celladım ipler olmadı ki,
Sunağım sabun kokuları olsun.
Şimdi atlılarla çıkmışız yola,
Bir ok gibi sivrile sivrile
Gidiyoruz cürümler hesabına
İki ezan arası, yatsıdan sonra sabaha karşı
Kara görünse de, rotadan saptık
Ahdimizden de caydık, yıldızları da söndürdük
Kin kusan dalgaların arasında ilerlerken,
Çiçek kokuları bulur muyuz ki ayrıla ayrıla
Belki buluruz, girip bulutlardan.
Geçiverir belki kara lekeler beyaz kapılardan,
bir kırıklık duyarız, huzurdan uzak.
Ve çağırır belki parçaları seni aynalardan.
Kayıt Tarihi : 22.12.2022 22:35:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)