Herhangi bir sabahın anatomisi

Can Çalışkan
819

ŞİİR


20

TAKİPÇİ

Herhangi bir sabahın anatomisi

Hüzünlü bir sonbahar sabahına uyandı şehir
Bulutlar ince bir yağmurla kederini döküyordu
Pardesülü bir adam geçiyordu sahilden
Kimse içinden geçenleri bilmiyordu
Güvercinler günlük rızıklarını toplama derdine düşmüştü
Bir kadın yalnızlığıyla karşılıklı kahve yudumlayıp
Bu koca şehirle nasıl baş ediliri düşünüyordu
Hemen yan masaya oturdu adam
Telefonda söylediklerine takıldı kadın

"aşk en azılı cellat olsa gerek
yoksa katledemez onca güzel duyguları
erteledik bir çırpıda prematüre sevdaları
olsun be iki gözüm
biz neleri unutmadık ki
"sabah olsun da yarin sesini duyayım" diye
bitiremediğimiz gecelerin koynuna saklamışken
unutulmaz sandığımız tüm duyguları"

Tebessüm etti kadın iç geçirirken
Kendi kendine mırıldandı kimseye belli etmeden

"ne "iyiyim"leri heba ettik
içimiz kan ağlarken
ne çığlıklar attı iç sesimiz
"martılara eşlik etmek bizimkisi" diye yiğitliğe leke sürdürmezken
ne gel-gitler yaşadık denizlere inat
sevda sandığımız ummanlarda bir kaşık suda boğulurken"

Adam telefonu kapattı pardesüsüne sarıldı
Kadın kahvesini yudumlarken boğaza daldı
Güvercinler yeterince doyup meydanı yağmura bıraktı
Yağmur mu.?
O her zamanki gibi herkese eşit yağdı....

Can Çalışkan
Kayıt Tarihi : 20.10.2017 19:23:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Ah Min-el Aşk

Can Çalışkan