23 Nisan çocuklar ve çocukları olan ebeveynler için özel bir gün. Adı üstünde “Bayram”. Bayram yapabilenler için her an bayram değil midir aslına? Ya bayramı olmayanların tarih “23 Nisan”ları gösterse de bayram yaşayabilmeleri mümkün müdür?
Yarınlarımız olan çocuklarımıza armağan edilmiş olan bu bayram, onlara verilen değeri göstermesi bakımından oldukça önemlidir. Sokakta çalışan çocuk her ne kadar sömürüye uğrasa da bu bayram onun da bayramıdır. Çocukluğunu anımsayabileceği, kendisini özel hissedebileceği, bir de kutlayabileceği bir bayramın olduğunu bileceği.
Şiddetle yaşaması bir kader olarak yerleşen çocuğun da bayramı değil midir 23 Nisan? Belki bu günün hürmetine bedeninde varolan morlukların bir günlüğüne de olsa silinmesi mümkün olabilir mi acaba? Yüreğindeki ezikliğin bir nebze olsun unutulması?
Bugün 23 Nisan! Neşeyle doluyor insan!
Çocukluğumuzdan kalan bu dizelerle birlikte hafızamı yokladığımda her 23 Nisan yağmurlu ve serin bir sabaha uyanırdık.
Gülerdi yüzlerimiz. Gözbebeklerimiz bir başka parlardı. Soğuğa aldırmadan sıcak sevinçler fışkırırdı yüreğimizden. Şiirler okurduk hep bir ağızdan. Şarkılar söylerdik. Bugün bizim bayramımızdı nihayet. İçimiz sevinçle dolardı.
Bugünün çocukları ve çocukluk yaşantıları çok farklı belki bizden. Çocuğun da bir bedenle birlikte bir de ruha sahip olduğu biliniyor artık. Farklı uygulama ve yaşantılar olsa da. Gönül istiyor ki; bütün çocuklar çocuk gibi yaşasın. Büyük gibi değer görsün. Layık olduğu sevgiyi bulsun. Sevgi dolu olsun gözleri, gönülleri, bedenleri.
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman