Hercai Gönül
Küllük dolusu sigara yüreğimdeki derin sızıyı yok etmiyor artık… İçimde özleminin girdabı gidişinin acısıyla derinleşirken. Suskunluğumun rüzgarlarında fırtınalara dönüşmekteyim… Soğuk bir akşam üstünün telaşı saranken bedenimi, yüzümü ayaza verip içimdeki amansız kışı yaşatmaktayım…Yabansı özlemlere sarılıp, örselenmiş ve incinmiş ruhumu göstermelik gülüşlerle süslerken..İç dünyamın kapkara camları arkasında, bir kum fırtınasında hiçlikte kaybolan varoluşumu saklıyorum… Usumda duran ince sızı, gözlerimden gönlüme akarken, geçtiği her yeri kanatarak senin adını kazıyordu…
Gözüme mesken tutmuş damlalar, yanaklarımı nasılda özlemiş… Giden bedenin ardından ruhuma yoldaşlık eden ruhun acımasızca intikam alırken…Hiç görmediğim birini özlemek gibiydin… Oysa kaç bahar geçirdim yokluğunda vuslata gebe… Ne azgın fırtınalara sinemi siper ettim… Gözlerinde saklı gülüşleri görmek için kaç kapı araladım… Lacivert gecenin kızıl karanlığında kan ter içinde uyanırken, güllerin nefeslerindeki aşkı yudumluyordum…
Sen gittiğini zannediyordun, lakin ben yollamamıştım seni. Sen unuttuğunu zannediyordun… Henüz bende unutulmamışken…
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış