Hercai Geçmişim
içmesini bileceksin
şöyle yudum yudum hataı tadacaksın
mesela şırıl şırıl akan bir dere kenarında oturacaksın
kızılcaklar ağartacak yüzüne
sonra güneşe bakacaksın
ısınan yaşlı vicudunu ovalayacaksın
oltanın uccuna takılan sazan yarularını yemeyip
salacaksın
kuşlar cıvıldaşacak her yanında
en çok bülbüllere takacaksın
merhaba dünya diyeceksen kör sabaha
ezilen tütün işçilerini anacaksın
mücadele günlerine dönüp
gençlik ateşine bakacaksın
yarin dudaklarını hatırlayıp
demli bir çay içer gibi
kor bir ateşte yanar gibi
sonra
acı bir bibere bakar gibi bakacaksın.
mesela istanbulda
rumelide olacaksın
emirganda çay faslından sonra
hicaz faslını çabuk geçip
suzinak takılacaksın
sebgilinin suratı asık
naz yapıyor belli
dönüp bakmayacaksın
cıvıl cıvıl bir sabah deyip
coşkunca çığlıklar atıp kalkacaksın
hey dünya
seni seviyorum ben ya
kanlı katillerini
burjuva itlerini
yanıp dönen liboşlarını
ve hatta solda görünen kiboşlarını
hepsini
ama hepsini bir kenara atacaksın
merhaba dünya
dönmelerim merhaba
yetmezcilerim merhaba
ve sen gecelerimin
ağır işçisi
en yavuz emekçisi merhaba
merhaba güzel gözler
açık alınlar merhaba
kara memelerinde isyan ateşini doyuran
kara kadın merhaba
sevgilisini elinden tutmaya çalışan güzel çocuk merhaba
merhaba yorulan ellerim
merhaba yorulan gözlerim
kalem tutan eller
okuyan gözler merhaba
son sabahlarımı soluklanıyorum sanırım
son gülüşler adına
merhaba.
Kayıt Tarihi : 13.5.2011 12:52:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!