Her Şeyin Gidişi Başka Bir Gidiş

Mutasarrıfından, külli mevcûdun
Bu çağa gidişi başka bir gidiş
Demiri hamura çeviren od’un
Ocağa gidişi başka bir gidiş

Hikmetine akıl ermez velînin
Kıptiyi öldüren Musa kulunun
Nebi i Şuayb’a çıkan yolunun
Medyene gidişi başka bir gidiş

Ellâh Cebraîlle bana bildirir
Resulüyüm elbetteki güldürür’
Emr’i “KÜN”le olmazları oldurur
Ene’ye, gidişi başka bir gidiş

Dedi ’MÛSÂ SENDEN FAZLA BİLEN VAR,
ONA GİT DE, AZIĞINDA BALIKLAR
PİŞMİŞ OLAN, NERDE DENİZE ATLAR’
Sinâya, gidişi başka bir gidiş

En mahzun mükedder olduğu andı
Vefât vak’asıyla ciğeri yandı
Habîbullah anda BÜRAK’a bindi
Sübhâna gidişi başka bir gidiş

Cibrili emîynin, dizgin elinde
Kanatta Besmele Tevhid dilinde
Seyredip Mescidi AKSA yolunda
Kudüse gidişi başka bir gidiş

Böyle ölmüşler mi dirilir canla?
Ellâhü Teâlâ uyuttu sonra
Üzeyir yüz sene, uyudu anla
Halıka gidişi başka bir gidiş

Gitmek ile yol tükenmez erenler
Calutu öldüren Dâvûd, görenler
Öyle bir seyreder yere girenler
Talûtun gidişi başka bir gidiş

Yalnız yetmiş kişi imân etmişti
NÛH Nebinin tahammülü bitmişti
Emr ile sefine suya gitmişti
Tufanda gidişi başka bir gidiş

Her tarafı sardı bitler pireler
Kediler yok cirit atar fareler
NÛH Nebide helak oldu yöreler
Kenânın gidişi başka bir gidiş

Umutsuz olana kâfir der Ellâh
Umudu kesmişti Zennûn’u, billâh
İzinsiz ayrıldı, denize yallâh
Denize gidişi başka bir gidiş

Âşkın kazanında İSLÂMİ pişer
İbrahim Sare’yle, Hacer’le yaşar
Gökten İsmaile Koç kurban düşer
Cibrilin gidişi başka bir gidiş