Çocukken ağladığımda elime tutuşturulan pamuklu şekerim, yaz sıcağındaki bir külah dondurmam ve her çağımda yanımda olmasını istediğim eşşiz varlık; iyi ki girdin hayatıma.
İyi ki teninden kokladım mevsimin ilk karanfilini.Yapraklar parmaklarımda yeşerdi, en güzel hasatı gözlerinden aldım, dudaklarından aldım, dudaklarında açtı ilk tomurcuklar. Bahar seninle geldi hayatıma. Bu acı hazan mevsimini neden yaşatıyorsun şimdi bana? Ellerimin değdiği tenim hala kan-revan. Dudaklarının izi duruyor avuçlarımda. Yollar sevgilim.. Yollar hala ayak izlerimizi taşıyorlar. Sırtımızda hala kireçli duvarların beyazı. Ve sevdiğim, her şeyim ben yine sana deliler gibi aşık…
Ateş böceğinin susuzluğu gibi seviyorum ben seni, kurak topraklarda kavrulan böcekler gibi seviyorum. Öyle çok seviyorum ki seni, sevdikçe çoğalıyor, çoğaldıkça sen oluyorum. Sen sen bakıyorum etrafa, dudaklarından cevap veriyorum her soruya. Sevdiğin şeylere merakım artıyor. Stephan King okuyorum artık, kedileri seviyor ve özlüyorum annemi. Seni ve senli günleri düşünüyorum akşam kızıllıklarında; Ay’ın o karşı konulmaz güzelliğine nasıl kaptırırdık kendimizi?
Sevgilim, çocukken ağladığımda elime tutuşturulan pamuklu şekerim: aşkımızın sonunu mutsuz yazan ozanlara inat sahiden dön hadi. İyi ki girdin hayatıma.Yalancı ayrılıklara elveda olsun.
Haydi gel de gönlüm sevginle dolsun..
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta