Her şeye geç kaldım. Söylenmesi gereken sözler, atılması gereken adımlar, tutulması gereken eller… Hepsi zamanın ötesine geçti. Ve ben, geriye dönüp baktığımda, sadece kaçırılmış anların ağırlığını hissediyorum.
Geç kalmak, insanın içini sessiz bir çığlık gibi dolduruyor. Sanki zaman, senden bağımsız bir şekilde akmış, sen ise onun hızına yetişememişsin gibi. Oysa ne çok şey istemiştim. Ne çok şey için çabalamıştım. Ama şimdi dönüp baktığımda, her şeyin bir adım gerisinde kalmış gibi hissediyorum.
Bir şeyi fark ettim: Geç kalmak, bazen durmaktan değil, tereddüt etmekten kaynaklanıyor. O an harekete geçmek için cesaret edemediğin her saniye, bir kayıp oluyor. “Belki sonra,” diyorsun. Ama sonra hiç gelmiyor. Ve sen, o “belki”lerin biriktiği bir boşluğun ortasında buluyorsun kendini.
Ama en kötüsü ne biliyor musun? Zamanın geçişine sadece seyirci kalmak. Bir şeyleri değiştirmek istiyorsun, ama artık çok geç. Fırsatlar, rüzgar gibi yanından geçip gidiyor. Ve sen, elini uzatamıyorsun bile.
Şimdi, her şey için geç kaldığımı hissediyorum. Ama belki de asıl soru şu: Gerçekten her şey bitti mi? Yoksa bu sadece zihnimin bir oyunu mu? Geç kaldığım her şeyin gölgesinde, hâlâ bir ışık var mı?
Belki de kendimi affetmeyi öğrenmeliyim. Geçmişi düzeltmek mümkün değil, bunu biliyorum. Ama belki de hâlâ önümde bir yol vardır. Belki de geç kalmak, her şeyin sonu değil, bir şeylerin başlangıcıdır.
Asaf Eren TürkoğluKayıt Tarihi : 15.1.2025 13:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!