12.09.2005
Her şey mi hiçbir şey mi...
Nasıl oldu anlayamadım, bir deli rüzgarım peşinden savrulup duruyorum... bir bakıyorum güneydeyim bir bakıyorum kuzeydeyim... Nasıl bir savruluştur bu hiçbir şey sorgulamadan, hiçbir şeyi umursamadan sadece senin için sadece senin peşinden istediğin yere geliyorum. Pişman değilim peşinden gelmekten yada sormuyorum sana bu gidişin sonu nereye varacak diye... başlangıç da sensin, son da sensin, hem her şey hem de hiçbir şeysin...
Daha öncelerden bilmediğim, duymadığım ve görmediğim bir hal içindeyim... yaşananlar bir rüya gibi... bunu gerçekten yaşıyor muyum diye kendime o kadar çok sordum ki... gerçekten ben seni mi yaşıyorum yada bu yaşadığım nedir... aklımı başımdan alan bir güç ne olabilir... ruhumla bedenimi ne ayırabilir... bedenim dile gelir mi yada ruhum bedenimi terk eder mi... bu heyecana ne kadar dayanabilirim...
Ayrılan ruhumla bedenim göz göze gelişimiz ile yeniden bir araya gelmeye başlıyor. neden öyle bakıyorsun bana, ne görüyorsun... yada görmek istediğin ne... gözlerinle konuşuyorsun... bunu anlıyorum bakışlarından, evet durmadan bir şeyi tekrarlıyorsun, şimdi durdun, göz hareketlerin değişti... yüzündeki bu ifade de ne... bekliyorsun... bir yanıt mı... bunu kim verecek... sen mi ben mi... ben nasıl verebilirim soruyu bile bilmiyorken... gözlerine bakıyorum, en derinlere iniyorum... indikçe karanlık, soğuğu hissediyorum, korkuyorum çıkmak istiyorum. Ama bakışların sertleşiyor, ısrar ettiğini hissediyorum. İçine inmemi mi istiyorsun, ama korkuyorum dedim ya... yalnızlıktan korkuyorum, hiç ses yok, hiçbir şey göremiyorum, izin ver çıkıyım burada kalmak istemiyorum. Yada sen de gel... gideceğim yere sen götür, hep böyle olmamış mıydı... Bu bir merdiven, tutunacak yeri bile olmayan, sonu olmayan, kıvrılarak aşağılara inen bir merdiven var, görüyorum... artık dönüşüm yok anladım, inmekten başka çaremde yok.. belki de çıkış orda... hala karanlık, soğuk... indikçe iniyorum, ve şimdi gözlerim karanlığa iyice alıştı. Burası o kadar karışık ki, her şey iç içe girmiş, bir çok şey var ama anlamsız şeyler, gördüklerimi hiç bir şekle benzetemiyorum yada daha önce görmediğim şekiller bunlar... artık yoruldum durmak istiyorum. Biraz dinlenmek istiyorum eğer devam edeceksem. Nefes almam zorlaşıyor, nefesimin sıklaştığını hissediyorum... kalbimin atışlarını duyuyorum güm-güm, güm-güm... yankılanıyor bu karanlık çıkmazda... bir ürperti kaplıyor bedenimi, birden ayağa kalkıp daha hızlı inmeye başlıyorum merdivenleri şimdi teker teker değil, 3er 5er... düşsem de yuvarlansam da önemli değil artık çıkmak istiyorum... istemek başarmanın yarısıdır derlerdi, işe yarar mı acaba? Başarabilir miyim... O da ne, bu gördüğüm ne? Gözlerim bana oyun mu oynuyor, bu nasıl bir şey... bir ışık hüzmesi... orada küçük de olsa bir ışık var.. nedir bu ışık.. nasıl geldi... oraya giden yol var mı... evet biliyorum... şimdi inanıyorum, tuhaf bir mutluluk yada adı neyse içimde şimdi. Daha rahatım, bulunduğum yeri benimsedim, şimdi korkmuyorum, daha emin basıyorum ayaklarımı yere... hatta iz bırakmak istiyorum. Biliyorum tekrar buradan geçmiycem. Çıkış yukarı doğru değil. Geldiğim gibi olmayacak... ellerimle tuttuğum yerleri hissetmeye çalışıyorum, bazen yumuşak, bazen sert ama bakmıyorum istediğim onları görmek değil, görünce beni üzecek biliyorum... o zaman bakmak yok diyorum kendi kendime... ileri daha iler, ve daha hızlı, fazla sabrım kalmadı artık... karar kendiliğinden geliyor, hadi o zaman, hadi... şimdi hiç olmadığı kadar eminin, o ışığa ulaşıcam... gittikçe yakınlaşıyor artık uzak değil... büyüyor... bu ürperti... vücudumun hareketleri değişiyor, şimdi daha canlı... hava mı sıcak yoksa ben mı ısınıyorum... bir ses... güm-güm, güm-güm... biliyorum bu sesi ama bana ait değil... kimin bu... kim var orada... hayır kimse yok... peki bu gördüğüm... işte orada, tam karşımda... olduğu gibi duruyor... o kadar sade ki... yapayalnız... bir işe bile yaramıyor belki de... etrafa saçtığı ışığın bir anlamı yok tek başınayken... kendime bakıyorum ışıkta... önce ayaklarıma, tozlanmış, kirlenmiş birazda... kesilen yerlerden biraz kan çıkmış ama acımıyor... bacaklarım da öyle... şimdi ellerime bakıyorum... yumuşaklığı gitmiş... kirlenmiş ellerim, üstüme sürüyorum, siliyorum... peki ya yüzüm... yüzüm nasıl göremiyorum ama ellerimle yüzüme dokunuyorum, kendimce siliyorum... Gözüm kararıyor, belki de ışıktan... çok uzun zamandır karanlıktaydım nede olsa... alışmam gerekiyor diyorum kendime... bekliyorum... gözlerimi kapattım bekliyorum, şimdi ne olacak... ışığa ulaştım ama hala buradayım... nasıl çıkıcam... sen nerdesin... hissettiğim bu şey de ne... yine o ses güm-güm, güm-güm... evet biliyorum daha önce de duydum bu benim sesim... neden? Neden hızlandı... bir ses daha güm-güm, güm-güm... bu ikinci ses nerden geldi... benim sesim değil biliyorum daha hoyrat çünkü... her atışında yerimden ayaklarımı kesiyor, yine depremler mi oluyor. Açmak istemiyorum gözlerimi... şimdi korkuyu anlıyorum daha önce korkmamıştım şimdi korktuğum kadar... bir sıcaklık dolaşıyor bedenimde, bir nefes gibi... yavaş yavaş aşağıdan yukarıya.... şimdi ensemde, tam arkamda... şimdi daha yakın... dudaklarımda hissediyorum... o kadar yakın ki... görmek istiyorum ama olmuyor, gözlerimdeki ağırlık izin vermiyor açmama... daha sıcak bir şey hissediyorum dudaklarımda, yumuşak... gözlerimde ki ağırlık hafifliyor... yavaş yavaş aralanıyor... bir silüyet... ince uzun... çıplak... tam karşımda... batıyorum... ve gördüm... o sensin... görmemi istediğin şeyi gördüm... Seni tüm çıplaklığınla gördüm... hissettim ve şimdi biliyorum... bir güven geliyor içime... artık gözlerim tamamen açık... istediğim gibi bakıyorum sana... ama hala konuşmuyorsun... keşke bir şeyler desen... duysam keşke sesini... bakıyorsun bana.... gözlerin daha büyük... parlak... gözlerin şekil değiştiriyor... baykuş gibi yada kartal gözleri gibi... ne anlamı var bu bakışların... fark ediyorum... şimdi daha farklı görüyorum... orada gördüğüm bir şey var, biri, bir kişi... evettt işte gördüm... gözlerin yardım etti gördüm... daha çok bakmak istiyorum, bir an bile kırpmak istemiyorum her saniyesini beynime mıh gibi kaydediyorum... bir daha göremiycem biliyorum... öyle bir sadelik ki bu... öyle masum... öylece duruyor, gözlerinin içinden bana bakıyor... çok güzel... bu an için ömrümü veririm... esmer bir ten, saçları uzun ve dalgalı, göğüsleri, beli, elleri... işte bu... bu...
Gösterdiğin için teşekkür ederim, teşekkür ederim... yüzlerce kez, binlerce kez teşekkür ederim...
Şimdi gülüyorum, gözlerimi kapattım artık başka bir şey görmek istemiyorum, benim için yeterli... başka bir şeye de gerek yok zaten... gülümsüyorum, hatta bedenim bile harekete geçti, bir kıpırdanış içinde... o bile dile geldi... bak ne diyor dinle... seni senden çok anlatacak şimdi... “sen o kadar kalabalığın içinde o kadar yalnızsın ki... o kadar sevgisiz, soğuk ve hiçbir değerin yok... aşk, sevgi bunlar senden çok uzakta... bir tek düzelik içinde sende yolundan çıkmış savrulup duruyorsun... nereye giderse, kim olduğu önemli değil... hangi bedene dokunduğun önemli değil... sadece o an için, o anı yaşamak senin istediğin... yükselen, çıldırtan, içine giren müzik senin aklını başından alan... dokunuşlar değil... yanındaki değil... hep ruhsuz bedenler... sesleri olmayan bedenler... öyle değil mi... her şey beyninde, sevmeye de sevmemeye de sen karar veriyorsun. Ama sen aşkı yada tutkuyu tercih etmiyorsun, belki de korkuyorsun. Sadece dokunuşlar istediğin, bir günlük ömrü olan kelebekler istiyorsun, sorumluluk yada arada bağ istemiyorsun... bir adım önde olmak zorundasın dimi.. anlayıp hareke geçmelisin, engellemelisin kendini hissedeceklerine karşı... Ama bu farklı dimi... sen bile anlam veremiyorsun... kendine bile söyleyemiyorsun... önüne geçemediğin engelleyemediğin bir şeyler var... tedirginsin... hep aynı gibi hareket etsen de, yolların hep aynı olsa da içinde, huzursuzluğun gözlerinden belli... Korkmuyorum, söylüyorum işte, sessiz değil, yüksek sesle hatta haykırıyorum, gördüm çünkü... tereddüttüm yok içimde, eminim... Koca bir yalnızlık seninkisi ve içini eritiyor, acı veriyor...
Yaklaş bana, fısıltımı duy, önce kulağına sonra sana sonrada evrene duyuracağım sesimi...
Yanan bir ışık var içinde, daha önce bilmediğin bir yerden gelen ve kendiliğinden oraya yerleşen.. önceleri umursamadığın, ilgilini çekmeyen bir ışık... gün geçtikçe yerleşen, kendi kendine ışık veren, diğerlerinin yanında küçük bile kalsa, fark etmesen bile her şeye, herkese karşı direnen sönmemek için savaş veren bir ışık... ve şimdi sende fark ettin onu. Tam içinde... sana senden bile yakın... o hep vardı sende ve hep var olacak...
O gördüğüm bendim, içindeki ışık benim... ne kadar kaçmak istesen de nereye gitsen de ben senin içindeyim. İçindeki yalnızlığının tam ortasındayım, içindeyim... bedenini bile saran benim, artık kaçamayacağını biliyorsun benden. İstersen dene... gene gelmeyecek misin? Geleceksin, biliyorsun...
Hııım, sarıldığını hissediyorum. Ellerin bedenimde, nefesini hissediyorum, yavaş yavaş... öyle şefkatlisin ki... şimdi tüm çıplaklığınla tüm sadeliğinle benimlesin... istediğin bedenim mi... hayır... bu sefer değil... biliyorum çünkü gözlerin kapalı, ben hareket etmeden etmiyorsun... bıraktın kendini işte... ama hiç söz yok... duymak isterdim, bir kez olsun sesini duymak isterdim... ama sen böylesin hiç değişmeyeceksin... olsun sen bende de böylesin... itirazım yok... beni bekliyorsun, ellerimle ellerine dokunuyorum, seni hiç böyle görmemiştim... biraz şaşkın biraz meraklı biraz da gururla sana dokunuyorum... ellerimin dokunuşuna karşılık veriyorsun ama yavaş hiç acelen yok... ne zaman istersem, ben nasıl istersem... bu gerçekten sen misin? Ellerim yüzünde şimdi.. sana hiç bu kadar yakın hissetmemiştim kendimi, ve sen kendini bana hiç bırakmamıştın... yanağın, dudağın... nasıl da bekliyor beni... o zaman öp beni... bu ikimizin hikayesi ise ben geldim, sendeyim, şimdi sıra sende... gel al beni benden... benimde senin dokunuşlarına ihtiyacım var, öyle çok özledim ki seni... nasıl korkuyorum bir bilsen, o kadar çok şeyden korkuyorum ki... bu yaşadığımızın bir daha tekrarı olmayacak bunu da biliyorum. O zaman ilk ve son kez... şimdi yada hiç... ya gel al beni benden yada arkana bile bakmadan git... daha fazlasını istemiyorum senden. Bak bana, gözlerime... ben saklamıyorum, gördüğün sensin... istersen eğer... İçimde öyle güzelsin ki... ben aşık olmak istemedim, biliyordum bu hallerde olacağımı, bir yanıp bir donacağımı, isteklerimin olacağını ama şimdi daha farklı hissediyorum. Bu aşk değil, aklımı başımdan alan, ayaklarımı yerden kesen bu şey tutku mu... gözlerinin içinde hapset beni.. bırak sonsuza kadar orada kalayım. Gitmek istemiyorum, ben sende yanan ışıksam- ki gördüm çoğalmak istiyorum. Işığımla hayat vermek istiyorum sana ve dünyaya. Canlansın istiyorum içindeki duyguların. Özlemlerin, aşkın sevgin canlansın. Hiç durmayacak bir çağlayan ol, ak beninle sonsuzluğa.. ben seni oraya götürecek kılavuzunum... ama istersen gelmek istersen... çağır beni... söyle ismimi söyle... hadi dene... duymak istiyorum. Başka zamanda değil. Burada şimdi, şuanda hemen... var mısın yok musun?
Senin içindeki o sonsuz boşluğunda, yalnızlığında, soğukluğun karşısında bile hala hayattayım. Beni sen bile söndüremezsin. Görmeyebilirsin beni ama aklındayım bunu da biliyorum. Gözlerimi aklına kazıdığını biliyorum. Kendini benim gözlerimden seyretmenin nasıl mutlu ettiğini biliyorum, gördüm... bazen senin aklını keşkelerin yediğini biliyorum, için için düşündüğünü biliyorum. Sadece tek bir soru var yanıtını bilmiyorum ki bunu sende bilmiyorsun... benimle mi, bensiz mi, her şeyden vazgeçebilecek misin, bunu yapabilecek misin... her şeyi yarım bırakıyorum, elini bırakıyorum, dudaklarından çekiliyorum. Sıcaklığım yerini soğukluğa bıraktı, hisset gidiyorum... şimdi karar ver..gelecek misin...? ? ?
En başa geldik... kaldığımız yerdeyiz şimdi... gördüklerimden sonra daha farklı bakıyorum sana... hadi gel oyunumuza devam edelim... Nasılsa sonu aynı olmayacak mı?
Ceren AydınKayıt Tarihi : 15.9.2011 11:48:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

..
harika bir anlatım..
nefis bir yaşam öyküsü
iyi ki sizi okudum
kutlarım sayın AYDIN
TÜM YORUMLAR (2)