“Gül” dedi
Buğulu bir ses
Ay olmayan gecede
Güldüm,
Gözlerimden bir sürü gökyüzü fışkırdı
Rengi olmayan.
“Aşk” dedi bozkır
Ergen bir şiirin içinde
Sevdim,
Üryanlığım kor ateşlerde yandı
Sonra üşüdüm
Dağlar örttü üstümü.
Demem o ki;
Bu kurak iklimde
Issız bir dokunuşu daha yitirdim.
Tutkulu avuçlarında
Yabani dokunuşların adını
Hasret koydum.
Demem o ki;
Sol yanımla sağ yanımı seviştirip
Aklımı soydum
Mühürlenen zamanda
Gözlerimi
Gözlerinde unuttum.
Şimdi
Uçsuz bucaksız bir deniz gibiyim
Alınyazım mavi.
İçimdeki yolda
Aşkı alnından öpüyorum.
Asırlar öncesinden gelip
Omzunda tükenen sarılışlarla dertleşiyorum.
Bugün
Eski bir defterin
Sayfaları arasındayım
Kavgamla sevdamı yazıyorum
Yorgun yıldızları topluyorum
Kalbimin yamaçlarından.
Aşkın ay teninde
Sürgün ruhlarla buluşuyorum….
Aslında sadece
Bir gülüş olmak istiyorum
Hüznü kabuk tutan dudaklarımda.
Belki de
Kuşlarla dolu bu gökte
Karanlığın destanını yazıyorum
İtirazım yok gizlerime sabırlar eklemeye
Yarama öznesiz cümleler basmaya
Ve aklıma düşen
Müebbet kıyametlere de itirazım yok
Yeter ki bir adı olsun
yüreğimde ateş kesen hüzünlerin
Papatyaların koynunda saklanırken
Uyandığım her sabahta
Zikrettiğim İmkansızlıklara cemreler düşsün.
Kayıt Tarihi : 8.4.2015 23:20:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Uzun bir yolun yolcusu....

Delice severken gölgeleri göremez kişi. Zaman dalga dalga gölgelenirken, kapılar ölüme doğru açılırken, sorgulamalar başlar gece gündüz. Bitiş kaçınılmaz bir geceye açılmaktadır, yeniden başlamaksa bir gizem içinde pusanan bir düştür yalnızca.
Şiir, insanın iç dünyasındaki labirentlerde dolaştırdı beni. Sevdanın ölümsüzlüğünü kutsuyordu adeta. 'Zikrettiğim İmkansızlıklara cemreler düşsün.'derken tüm yarım kalmışlıkların, uzaklıkların, yalnızlıkların suçlusu olarak imkansızlıklara yüklüyordu suçu inanarak veya inandırmaya çalışarak...
Özlemişim seni ve şiirlerini Zeynebim. Bu kadar ara verme artık. Kalemin yüreğinle barışsın... Kutluyorum içtenlikle ve olanca sevgimle...
Nedense aklıma bu cümle 'gökten düşer gibi' düştü, şiiri kaçıncı defa okuduktan sonra...
'Niye' diye sormam gereksiz kendime... Çünkü kavga bile sevmenin, bir şeyleri bölüşmenin, yetirmenin yada yetememenin yan ürünü değil midir?
Geçmişte önemsediğimiz, uğruna uykusuz geceler geçirip, aya hamak astığımız hayallerimiz, birbirimize söylediğimiz pembe yalanların ardı sıra didiştiğimiz ne varsa anlamını kaybettiyse... Şaşmamak lazım 'kavgasız günler' yaşayacağımız kanısına...
Hele o anlardan arta kalanlara 'bir ad koyabilirsek...'
'Gülümsemekle başlayıp', zamanın yüzümüze vurduğu 'ciddiyeti' açığa çıkaran bir şiir gibiydi...
Elbette sahibinin tarzına uyan güzellikteydi...
Kutluyorum Değerli Nilgün...
Bazı şiirler salt şairinin yaşamında kalmakla yetinmez;tınısını yaya yaya okurlarında ilerler.Okur eğer şiirin çekimine girdiğinin ayırdında olursa bir şerbeti içer gibi okur şiiri. Böylelikle iflah olmayan bir tatlıya düşkünlük yüklenir.
Bana bu şiirin etkisi öyle oldu.Beğeni evrenime gizini,tılsımını,büyüleyiciliğini,hoş sesini yaya yaya girdi.
Bizzat kendi kurduğu, kendi gerçekliğine dokuna dokuna yükselttiği bu lirizm görkemini hayranlıkla seyrettiriyor bana Zeynep Nilgün.
Bir şiiri okurken bazen hayranlığımın koynunda hiç ivedice davranmaksızın konuklarım .Şairin keşfettiği o büyük anlam evreninde sağaltıcılık dokunuşlarından yararlanmaya ve böylelikle kendimi gerçekleştirebilmenin yeni modlarını edinmeye çalışırım. Bizim bilmediklerimiz çoktur ve başkalarında bulunur genellikle.Bu şiirde bende bulunmayanlar vardı ,dersem yalan olmaz.
Hiçbir şeysiz,hiç kimsesiz değildi şiir.Öyle bir metindi ki beyin emeği ve öz nuruyla gücünüzü tazelemeye,yazarlık yetinize yeni renkler katmaya gönüllü gibiydi.
Ne yapıyoruz bu yaşamda gözlerimiz görerekten beri? Soru eğer bu ise,yanıt şiirde vardı.
Her blokta konunu ayrı yönü irdelenirken çeşitlendirilen başka bir şey de vardı.Evrenimizin renkli gösterilerinden istifade edilerek hazırlanmış bu şiir bir bakıma özel yaşam dinamiklerinin deşifre edilişiydi de.
Her dizesinin altı boydan boya çizilecek,insanın beğenilerine gelip bayrağını dikecek ve gönül esintilerini dağıtacak başka bir şiirdi okuduğum.
Bakmayın HER ŞEY GÜLÜMSEMEKLE BAŞLADI,demesine Şair'in.O her şeye dinamiklik özelliği katan başka bir dürtü daha var aslında.Belli oluyor dizelere serpilişinden.
Kutluyorum Değerli Zeynep Nilgün'ü.
Nicelerine.Sevgiyle...
TÜM YORUMLAR (5)