Sabah bu; bu renk, bu ışık..
Ses etmeden kaçan güvercin
Yağmur sonrası bulutlarla bile
Daha sabahı soluklanamadan
Başka bir mevsimi değil ille de
Sarı sonbaharı kokluyor şehir…
Griliğin tam üzerine inadına
Oltayı sallayan esmer balıkçı,
Dağılan Ekim sisinden daha
Umudunu artırıyor insanın
Ve oltaya takılan Güneş…
Dolu gelip boş gidenlerden
Sönen gecenin ışıklarında
Şehrin hatlarıyla beliren
Rengarenk, beyaz gemiler
Sabah uyanmamış nice rüya
Ne de çok özlem biriktirmişler
Taşıyor, insanlar iskeleden.
Alelacele; içilmiş çaydan mı
Selamsız, simitçiyi görmeden
İşe güce yetişen yetişemeyen…
Uzaktan güzel gülümseyen
Bir kaç yabancıya süzülüyor
Sessizliği dalga dalga yaran
Martılardan güne en geç inen….
Sonra birden hızlanıyor her şey
Ne var ne yok karışıveriyor
Aklımda kalan; ışık, ses ve insan selinden;
Bu olanlar hiç bir şeyden değilse;
Sabahın saflığıyla bereketinden….
Yılmaz BEKTAŞ
Kpt Yılmaz BektaşKayıt Tarihi : 12.5.2023 14:59:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!