elimizde ok,ve yay,
gözlüyorduk
dileklerin eksiksiz kabul olup
kısmetimizin ufukta görüneceği "o "günü.
her ne varsa eskiyen,
dürüp bohçasını
yürekteki tortusunu,
son gözyaşlarımızla yıkadık
bu temizlik olsa da;
taze yağmura hazırlık.
kim ihtar ederdi bizi?
masal dünyasına fazla dalmamaya
ne yedi başlı devi vardı,
ne de prensi,prensesi
dillere dolanan yalandan ibaretti.
son hızla düştük yollara,
nefes nefese...
üç elma düştü yolda önümüze,
paylandık sanmıştık;
hayatın adaletince
bir baktık
elimizden kapan kapana
yine boş kaldı ellerimiz.
tek biz değilmişiz meğer,
mucize mutluluğu bekleyen
acaba kimleri almıştık alaya?
pırlantayı karıştırıp pulla,
bilmediğimiz bir ah yüzünden mi çıkaramadık
ekmeğimizi taştan yoksa?
halimize hem güldüm,
hem de çaresizliğe çok yandım...
sonra da düşündüm ki;
biz değilmiydik
eğen çehresini neşeye!
umudu hapsedip bir çember içine
volta atan etrafında...
karartıp ışığını;
en iyisi ondan uzak olmalı diye...
kısa ömrü helak edip sunan;
"o" dikenli hoyrat avuçlara
gizli bir gücün bağırması sayesinde,
çıktık pusudan
her engele rağmen gösterdi hikmetini
canımıza okuttuk ona göz göre göre...
büyüsüne kapıldık,
havasında da hem yanıyor;
hem de; üşüyoruz işte
bu mevsimin adı; her neyse.
12:20 21.03.2016
Susmaz Şiirler
(KaracaKIZ)
Kayıt Tarihi : 21.3.2016 22:21:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!