Her Nefesi Hayat Olan Adam Şiiri - Yoru ...

İlhan Kılıç
68

ŞİİR


7

TAKİPÇİ

Her nefesi hayat olan adamdan,

_______________________Gözlerinde güneşi taşıyan kadına…



Deli AŞKIM benim, hasret çekilmez oldukça; her gülüşüne özlemli türküler yakarım şehrimde… Yağmurla yağdıkça yokluğun sızıları, üşüyen parmak uçlarımdan dökülen binlerce satıra güller açtırırım. Bir damla olup şehrine düşmek isterim ay yüzlüm, az ama delice yağmak şehrinin arnavut kaldırımlarına… Şah damarlarından süzülerek yüreğine akmak, seni sende yaşamak velhasıl tek derdim

Tamamını Oku
  • Rıza Karataş
    Rıza Karataş 04.02.2010 - 13:59

    canım
    Kara cümlelerim vardı benim, beyaz sayfalarımdan kazıdığım,
    İtinayla, kanayan sözcüklerim, pıhtı tutmuş harf kıvrımlarım bir de.
    Canları yanar, canımı yakarlardı, Ha bire!
    Ne vakit yazmaya başlasa kalemim, bir sızı başkaldırırdı içimde,

    İnceden, dağlanırdım!
    Şiir niyetine sevdalar doğururdum kendimce
    Büyüttükçe içimde, küçülürdüm ben de.

    Ellerinden tutup da sıkıca, mısralar dizerdim türettiğim sözcüklerden
    Sev
    Sevi
    Sevda
    Sevdim

    Sevdiğim
    Kendimle yüzleşiveridim hep en sonunda,
    Adımın sevinden ve canından gelme, yüreğime inleme, dilimden düşemeden,
    Kalemime dokunurdu şiir niyetlerim, sancılanırdım!
    Mutlu şiir yok dedim durdum hep, mutlu şair de,
    Hiçbir şiirim mutlu olamadı lakin, ben kendimi şairden de sayamadım.
    Safi mutluluk adına, şairliğimi yalanladım!
    Safi mutluluk!
    Bilmediğim çiçekler koktu burnumda, beyazlığını umdum,
    Sevdiğimce, tenime görmediğim gözler değdi,
    Hissizlendim, ve eller! düştükçe üzerime,
    Döndüğüm sırtımdı, yüzümdü rüzgara verdiğim
    Şimdi, Unutulmaya yüz tutmuş dünlerim hazır
    Yaşamadan yaşlanmaya,Yani şimdi.
    Sana bir teşekkür borçluyum
    Bana armağan ettiğin bu gündüzleri, Seninle paylaşarak
    Ödemek istiyorum bunu,
    İşte ne vakit bir şiir düşlesem, düşen hep aynı şey yüreğime kalemime,
    Sevmek seni! Hiçbir mısraya sığmıyor sevgili(m) ...

    Cevap Yaz
  • Rıza Karataş
    Rıza Karataş 04.02.2010 - 13:58

    kimse böyle sevilmedi farkındamısın sen******

    Dün gece yıldızlara senden bahsettim
    Sordum onlara!
    O´da beni sever mi? diye
    Yıldızlardan biri cevap verdi
    Sevmese de sevilmeye değer diye...

    Cevap Yaz
  • Rıza Karataş
    Rıza Karataş 04.02.2010 - 13:58

    Bu gece sen geleceksin
    Bu gece sen geleceksin
    Bu gece sen geleceksin! Suskun matemime bir martı gibi... Çekmiyorum perdeleri ve söndürmüyorum ışığı. Ağlamaklı gözlerime bu gece sen geleceksin!
    Gelirsen uykusundan yeni uyanmış bir menekşeyle gel. Her bir yanın ıtır kokuyorken gel. Gelirsen, ay rengi sesinle gel; bilsen nasıl özlemişim!... Gelirsen, bendeki 'sen'le gel. İçimde kanayan özlemin ve ben, gelmeni bekliyoruz.
    Bu gece sen geleceksin! Mutlaka geleceksin. Bana, şakaklarımı sarsan sarı bir beyazla geleceksin. Bana , son yangınlardan bir sevda masalıyla geleceksin. Bana, kahkaha çiçeklerinin sessiz hıçkırıklarıyla geleceksin. Bana, talan olmuş bir bağın yetim gülleriyle geleceksin. Bu gece sen geleceksin. Aşkın en son itirafıyla, öyle mahcup geleceksin.
    Gelirsen, bir daha gitmemeyle gel! Gelirsen, hiç işlenmemiş ihanetlerle gel. Gelirsen, savunmasız tek bir yüzle gel. Gelirsen, incitilmeyerek, masum bir aşkla gel. İçimde pusatsız sevdan ve ben, gelmeni bekliyoruz.
    Bu gece sen geleceksin! Ipıslak bir şarkıyla geleceksin. Gece rengi gözlerinle geleceksin. Mutlaka geleceksin.

    Bana, acı ve ıstırap sonrası vuslatla geleceksin. Bana, kızıl ve turuncunun yüzyıllık ufkuyla geleceksin. Çıplak ayağında bir yığın yolla bu gece sen geleceksin!
    Gelirsen, yalnız bir vagonun yolcu düşüyle gel! Gelirsen, kimsesiz peronların, kimseli sevdalarıyla gel. Gelirsen, fırtına yorgunu gemilerin rıhtım sevinciyle gel. Gelirsen, Arnavut kaldırımlarının kalabalık ve cesur yalnızlığıyla gel. İçimde sen ve ben, gelmeni bekliyoruz.
    Bu gece sen geleceksin! Çekmedim perdeleri ve söndürmedim ışığı. Ayak seslerin vuracak kalbime ilkin. Şaşıracağım, konuşacağım, susacağım... Belki de bir garip küseceğim; hayır hayır geldiğin yöne doğru delice koşacağım. Bu gece sen geleceksin. Bana seni getireceksin. Mutlaka geleceksin!
    Gelirsen, saçlarını taradığın rüzgarla gel! Gelirsen, sızlayıp duran kalbinin 'bir hoş' yanıyla gel. Gelirsen, sabrını bilediğin alevden bekleyişlerle gel. Gelirsen, bensizliği döktüğün yılların hesabıyla gel. Gelirsen, intihara sürdüğün sözlerle gel. İçimde sergüzeştin ve ben, gelmeni bekliyoruz.
    Bu gece sen geleceksin! İnce ince kanayarak geleceksin. ' Ben geldim... Sar yârim' diyeceksin. Çocuk gibi ağlayacaksın. Alnında tozlanmaya yüz tutmuş çizgilerin suskun kalabalığıyla geleceksin. Bana, yarım bırakılmış bir aşkın tamamıyla geleceksin. Bana, yalnız bir savaşçının öyküsüyle geleceksin.
    Bana, kekik kokusu ve dumanlı bir dağ posteriyle geleceksin. Bu gece sen geleceksin. Ay batmadan, yıldızlar kaybolmadan, tan ağarmadan ve bendeki en son yüzün de çarmıha gerilmeden... Mutlaka geleceksin!
    Gelirsen, kara üzüm ve ekşili nar tadıyla gel! Gelirsen, patlamış volkanların lav seliyle gel. Gelirsen, hüznü, yalnızlığı ve intizarı ağlat öyle gel. Gelirsen, tüm savaşların galip mağrurluğuyla gel. Gelirsen, göğsünde aşkın liyakat nişanıyla gel. Gelirsen, ölümcül bir tutkuyla gel. Gelirsen, bir daha gitmemeyle gel. İçimde yorgunluğun ve ben. Gelmeni bekliyoruz.
    Bu gece sen geleceksin! Bana, aşkı ve vuslatı getireceksin. Bir başına ve 'ben' le geleceksin. Mutlaka geleceksin!
    Gelirsen, ben perdeleri çekmeden ve ışığı söndürmeden gel! Gelirsen, olmazlar kanamaya başlamadan gel. Gelirsen, hemen, şimdi gel sevgili! İçimde aşkın ve ben gelmeni bekliyoruz.
    Bu gece sen geleceksin. Mutlaka geleceksin!

    Cevap Yaz
  • Rıza Karataş
    Rıza Karataş 03.02.2010 - 11:56


    SENSİZLİĞİN RESMİ

    Her sabah yeni bir umutla uyanıp
    Akşamları yorgun düşlerle döndünmü evine
    Bütün günü hayaller kurarak geçirip
    Tek tek yıkıldığını gördün mü
    Aynada sahte yüzünle karşılaştığın oldumu
    Yada hiç oynadın mı mutluluk oyunu
    Bağıra çağıra ağlamak isterken
    Kahkalar attın mı içten gelmeyen
    Yanında olduğun saatleri ÖMRÜN'le kıyaslarken
    Onun başka hayallerde olduğunu hissettiğinde
    Gözyaşlarını tutmak zorunda oldun mu
    Haykırmak isterrken sevgini en içten
    Boğazında bir düğümle sustun mu
    Gözlerine dalıp kaybolduğun anlarda
    Ellerine dokunup dudaklarını hissetmenin heycanını yaşarken

    Sadece bir hayale daldığını anladın mı
    Arkadaşça uzanan bir ele aşık oldun mu
    Neden üzgün olduğumu sorma bana
    Sensizliğin resmi gözlerimdeki bu hüzün

    Cevap Yaz
  • Rıza Karataş
    Rıza Karataş 03.02.2010 - 09:58

    Dert etme kendine
    İnim inim inleme

    Sus! Bir kere dinle.

    Çıkarsız sevdim seni

    Üşürken ısınmaya hasret gecelerde

    Yalansız sevdim seni
    Ölüme esen sabah yellerinde.
    Yanarcasına sevdim seni

    Çırasız ateşinle yanarken de
    Ölürcesine sevdim seni
    Aşkımız tarih yazarken dillerde.

    Parçalanırcasına sevdim seni

    Gözlerine bakamazken ağlarken de
    Ve boğulurken de gözyaşımda sevdim seni
    Sen sırtını çevirip yerlere atarken de.
    Muhtaç etme sözlerine
    Damla damla ağlama
    Gel son kez dinle.
    Dört bir yanda sabah ezanlarında sevdim seni
    Ellerini tutamazken göğsünde uyuyamazken de

    Serseri olmayan namuslu duyguyla sevdim seni

    Sen umutları bulutlara güneşe çizerken de...
    Bozkır kaldığım dağ yamaçlarında sevdim seni
    Yaşamakla ölmek arasındaki kılda ezilirken de

    Ödlek olmayan yürekli bir sevgiyle sevdim seni

    Sevdim seni sevdim seni ne çare
    Dert etme üzülme
    Gel beni son kez dinle
    Yalansız sevdim seni
    Sevdim seni ne çare
    Zindan odalarda bin bir dualarda sevdim seni
    Sen şartlı sevdalara maddelere dökerken de

    Gözü kara yalan dolan olmayan sevgimle sevdim seni

    Umutlarımı hicranlara yarınlarımı karalara salarken de.
    Biliyorsun yok demiştin umut
    Olmaz dilekleri tüket
    Yüreğine unutmaktan söz et

    Nafile dilde son düet
    Umutlara kes bir bilet
    Dedin diye istedin diye
    Razı oldum sustum şimdi!
    Param parça dilim dişlerimde
    Gücümün yettiği kadar
    Sesimin çıktığı kadar
    Avaz avaz bağırıyorum
    Son nefesimde
    ölürken de sevdim seni
    Ölürcesine sevdim seni...

    Dert etme üzülme
    Gel beni son kez dinle
    Yalansız sevdim seni
    Sevdim seni ne çare

    Cevap Yaz
  • Rıza Karataş
    Rıza Karataş 03.02.2010 - 09:15

    SENİ YAŞIYORUM...

    Acılar biriktiriyorum masum avuçlu çocukların yüreklerinde!
    Şehre dar gelen bir hayalin tam ortasında kederler çoğaltıyorum yırtık ceplerimde.
    An geliyor bir ülkeye bölünüyor yüreğim ve an geliyor dünya oluyor acımasızlığım yamacında yüreğim...
    Saklı düşlerimin o en kayıp adreslerinde bir masala dönüyor sözlerim.
    Zamansızlığıma sığdıramadığım derin acılar saklı şimdi kimliksiz düşlerimde!
    Ben bir şehre çekip giderken bir ülkeye dönüyor yüreğim.
    Ben şehir ve ülke iki bağımsız hayal atlası ve otam ortasında ben masum avuçlu bir çocuk yüreği...
    Bütün terkedişlerime bir kandil yakıyorum gecenin sustuğu bu anda!
    bütün hayal kırıklıkları bütün sıradanlıklar ve bütün mavi olmayan aşklar birer birer kapı çalıp çekip gidiyorlar.
    Oysa bir yıldız sararken gamlı düşlerime ve kelimeleri hüznün rengine boyarken ardımda yaşayamaycağım her şey bir uçurum olup çıkıyor karşıma!
    Zamanı karalıyorum silikleşen yazılarımın içinde ve göğün karanlığına hicran yazıyorum siz sabaha soyunup uyurken bense gecenin tam koynunda.
    adıni bile bilmediğim bütün sözlerin esaretini yaşıyorum.
    Bütün savunmasız korkularımın cesur bir savaşçısıyım sanki şuan çünkü ben;

    SENİ YAŞIYORUM...

    Ayrılıkların o kapanmaz yara gibi duran bütün ayraçlarını kaldırıyorum.
    Tuz basıyorum özlemden çatlayan yüreğimin yarasına!
    Akşamlar geceye soyunup dururken ve çekip giderken bütün eşgali yıldızların ben göğe yükseliyorum sanki!
    Hz.isa oluyorum gögün avuçlarında bir zaman sonra sewgi yağdıracağım bu karanlık şehre ve bu kayıp dünya sahnesine!

    SENİ YAŞIYORUM işte upuzun yolların umutlara bağlandığı uzak bir kentin en ücra yerinde!
    İç cebimde melankolik bakışlarımdan bir tutam umut demeti ve yanlızlığıma tütsü yakarken ben
    sen gecenin ağaran saçlarıyla bir rüzgar olup geliyorsun taa o uzak kentlerden...
    Ben bir ülke oluyorum işte o an bütün halklarıyla aşk dolu bir ülke!
    şimdi masalsı bir güzelliğe kapılıyor gülüşlerim.
    Şimdi benden kilometrelerce uzaktasın ama dokunsam heyecandan ölecekmiş gibisin ama yoksun işte.
    Çelişkilerin acımasız derin çukurlarında bir yanım seni yaşıyorken bir yanım melali bir aşkı yoklayıp duruyor.
    Ve acılar biriktiriyorum hiç durmadan minicik avuçlu çocukların gül kokan yüreklerinde!
    Şehre dar gelen bir hayalin ortasında ben kederler çoğaltıyorum yırtık ceplerimde.
    Sensizlikten kalma yanımın miladi aşk hüzünbazlığında hasrete dokunuyor umarsızca ellerim.
    Gemisi batmak üzere olan bir kaptan gibiyim tıpkı gemi batıyor ve ben boğuluyor...
    ki sen hala yoksun ben ben ben....

    SENİ YAŞIYORUM...

    Dayanılmaz korkular ve kaygılar var içimde.
    Bitip giden bir ömrün sonbaharında ilk yaz sevmelerim var umuda yazılı mısralarımda.
    Öyle çok şey varki dayanılmaz durur ruhumun çarmıha gerilmiş umutsuzluklarında!
    Varların bir an da yoklara karıştığı bu hayat yokuşunda son efesim oldun sen ve yaşamsız bir mısramın en kederli yanında bir tatlı gülüş oldun sen

    SENİ YAŞIYORUM...

    Ve karanfil işlemeli mendillere sarıyorum şimdi bütün gülüşlerimi ve gecenin son yıldızıyla sana göndereceğim belki!
    Belki benim yerim yerime o dokunacak tenine!
    Belkide bu firari dokunuşlarım kaybolacak teninin gizemli evreninde!
    Gözyaşlarım ıslatacak yüreğinde kuruyan düşten güzel çiçekleri ama sen bilmeyeceksin belkide bu acımasız sahtekar gülüşlerin içinde kaybedeksin benim bu masum gelişlerimi!
    Oysa görmeyeceksin bir karanfilin gülücüğünü ve ağlarken kaybedeksin yüreğinde aşka dair bütün karanfilli sözlerimi ve son bakışlarımda ıslanacak bütün terkedişlerim
    ama ben SENİ YAŞAYACAĞIM işte!

    Zamanın en kötümser yerinde uzak bir şehirde bir yürek mesafesi kadar yakın edeceğim bekleyişlerimi.
    Sensizliğin senli yokuşlarından yüreğin güç verecek bana ve çıkacağım ben o sensizlik yokuşlarını!
    Sana ve aşka dair ne varsa yüreğimde bu kez onları biriktireceğim ben. Masum çocukların gülüşlerindende çalıp ve yırtık ceplerime doldurup bütün yıldızları bir gece yarısı sana getireceğim.Sensiz yaşamayı sensizliğin coğrafyasında bırakıp bambaşka bir iklimden hayaller çalarak ben sadece

    SENİ YAŞACAĞIM...

    Cevap Yaz
  • Rıza Karataş
    Rıza Karataş 03.02.2010 - 09:14

    Aklımda gözün kaldı
    Solumda sızın kaldı
    Bir çift sözüm kaldı
    Diyemedim


    Dilimde adın kaldı
    Geride yadın kaldı
    Kulakta sedan kaldı
    Dinleyemedim


    Geceden uyku kaldı
    Garip bir duygu kaldı
    Şiirler öksüz kaldı
    Beceremedim


    Yarım bir heves kaldı
    İçimde o his kaldı
    Bitiremedim

    Geriye ölüm kaldı
    Tutkulu zulüm kaldı
    Vuslata bir an kaldı
    Seni o kadar seni o kadar sevdim ki

    Söyleyemedim

    Cevap Yaz
  • Rıza Karataş
    Rıza Karataş 02.02.2010 - 17:01

    Sana anlattıklarım neleri susuyor bir bilsen
    Ve anlatmadıklarım neleri söylüyor...'

    Boğazımı yırtarcasına susuyorum
    Ya verilmekten yıpranan cevaplardayım
    Ya sorulmamaktan solan sorularda
    Sen ıslatmasını bilmeyen bir yağmur oldun her akşam
    Ben ıslanmasını bilmeyen ahmak
    Bu yüzden aşık olamadık sırılsıklam

    Pimi çekilmiş coğrafyalarda
    Zaman ayarlı bir aşkın en tesirsiz parçasıydım
    Ve ben günah şeridinde hatalı sonlanandım

    Az gittim… uz bittim…hiç geldim!!!

    Uyurken bile uykusuzluk akan gözlerinde
    Kaçan trenlerin hesabını istasyonlara kesen
    Kalabalıkta unutulmuş bir yalnızdım
    Kendine kaçak yolcular bindiren...
    Her yolcu da kendini ihbar eden!

    Kalbime girmek tehlikeli ve yasaktırlarla
    Yaşamamaya kalkışıyorsun hayata
    Ve ben senden yırtılma bir yelkenle
    Aynı yöne gittikçe aynı yere geldim
    Sonumu baştan yazdım;

    İçimde hala bana ilk aldığın acım!
    Gece sabahı da siyah kusuyor üstüme
    Aklıma yaprakların dökülüyor
    Bugün aklımda sen vardın;
    Aklımı karıştırmadım!

    Artık biliyorum…
    Aşk bir intihar saldırısıdır; yalnızca iki kişinin öldüğü!
    Aşka nişan alıp ayrılığı ıskalayan acemi
    Hala gözlerinde kalp kapaklarım
    'Seni almadan içimden nasıl giderim?'

    Ve sen kaç kez bu hırsla sevildin
    Koca koca kışları;
    Kısa kısa şubatları biriktirdin...
    Susku sınanmamış bir ustura gibidir
    [s]Susardın…
    İç denizine sığınmış gemileri yakan bir limandın
    Bak şimdi gönülsüz gittiler senden;
    Gönlünü çaldıkların !!!

    Yazmadıklarından korkarsın en çok yaşadığın hiçbir şey de
    Ve adın gibi bilirsin;
    Aramayı unutan bulmayı öğrenemez
    Bugünler dünlerinden utanıyorsa
    Hiç yarın olamayacaklar
    Şimdi ne bugünsün ne de yarın
    Olsa olsa sadece bir yarım;
    Ya da eksilen yanım!
    An kaybından ölen zaman
    Senden daha katilini bulamadı kendine
    Gelseydin eğer kendimi bile kovardım yanımdan
    Gelmedin yine kendimsiz kaldım ardından...
    Dünyanın bütün dillerinde sustum ve bir şair bıraktım geride
    Ekmeğini aşktan çıkaran!

    'Sustalı bir aşk senin ki
    Sesinle çıplaklaşıp suskunluğumla giyiniyorum'

    Korunak sandığım tüm senlerde
    İçimde yoktan başka bir şey kalmadı
    Ruh ölünce cesedi beden taşıyor sırtında
    İki büklüm acılarla …
    Patlasam her yere acı sıçrayacak biliyorum
    Patlamamaya hazır bir bomba oluyorum
    Ben mi çok yorgundum sen mi çok dinç?
    Bende mi eksikti sen de mi fazlaydı sevinç?
    Dilsizler yalan söyleyemez anladım
    Ya ben konuşamadım ya sen sağırdın!

    Cevap Yaz
  • Rıza Karataş
    Rıza Karataş 02.02.2010 - 15:36

    Yaşadıklarımızı en başından
    Senin farkına vardığım ilk akşamdan
    Anlatmaya gerek yok
    Hem yaşadığımız pek bir şey de yok
    Ben güldüm sen korktun
    Ben ağladım sen yoktun
    Ben kahrımdan ölüyorken



    Sen umursamadan gülüyordun
    İşte bunlardan ibarettik biz
    Aslında biz diye birşey de yoktu
    Senin bir kaç dublörün vardı
    Sevgini nefretini özlemini
    İçindekileri onlar söylerdi
    Sen hep bana uzaktın
    Şimdi bir kaç şey sormak isterdim
    Neden yalnız bırakıldım
    Neden ağlatıldım
    Neden kandırıldım
    Ama artık hiçbir önemi yok
    Nedenlerime cevap bulamasam da
    Mutlu olmanın yolunu buldum
    Aslında bunu sen yaptın
    İçimdeki seni sen öldürdün
    Bana bırakmadığın için de
    Minnettarım öldürülüşüne
    Ve şimdi git artık başakalarına
    Ağlamam buna merak etme
    Çünkü sen hiç olmadın ki
    Bedenin yanımdaydı
    Gözlerin hep uzaklardaydı
    Şimdi o gözlediğin uçurumlara git
    Orada seni tutacak ben olmayacak
    Git işte düşlediğin yere
    Ben özlemeyeceğim seni
    Sen hiç hatırlamayacağın için beni

    BİTTİ...
    ARTIK ŞİİR DE BİTTİ
    BAK İŞTE SEN DE BİTTİN.

    Cevap Yaz
  • Rıza Karataş
    Rıza Karataş 02.02.2010 - 15:23

    İkinci sınıf bir kadın...
    Akıtıyor yol boyunca rimellerini
    Tıpkı kalabalık bakışları gibi
    Hüzünlü operalar eşlik ediyor ona
    İkinci sınıf bir kadındı o…
    Bu gece en hüzünlü aryayı çalabilirim dedi
    Dipten geliyordu sesi neye benziyor desem
    Lirik bir rüzgârı andırıyordu kokusu
    O şimdi anayurduna dönmek isteyen hüzünlü bir opera
    Perdelerin rengine boyanıyor kapılar
    Kitapların arasına sıkışan kokusuz şair’ler;
    Bana yalnızlığın operasını çalabilir misiniz?
    Kusuyor zehrini içine
    O şimdi nerde?
    Varlığı hangi mevsimde?
    Sen her gece şuramda göğsümün ana yurdunu işgal ediyorsun
    Uğruna tüm şarjörleri boşaltabilirim beynine!
    Sözlerin tetiği çekmemi kolaylaştırır
    Vurabilirim aniden karşımda seni!

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 337 tane yorum bulunmakta