Her nefesi hayat olan adamdan,
_______________________Gözlerinde güneşi taşıyan kadına…
Deli AŞKIM benim, hasret çekilmez oldukça; her gülüşüne özlemli türküler yakarım şehrimde… Yağmurla yağdıkça yokluğun sızıları, üşüyen parmak uçlarımdan dökülen binlerce satıra güller açtırırım. Bir damla olup şehrine düşmek isterim ay yüzlüm, az ama delice yağmak şehrinin arnavut kaldırımlarına… Şah damarlarından süzülerek yüreğine akmak, seni sende yaşamak velhasıl tek derdim
Biri bir koca görür rüyasında:
Yüz lira maaşlı kibar bir adam.
Evlenir, sedire taşınırlar.
Mektuplar gelir adreslerine:
$en Yuva Apartmanı, bodrum kati.
Kutu gibi bir dairede otururlar.
Devamını Oku
Yüz lira maaşlı kibar bir adam.
Evlenir, sedire taşınırlar.
Mektuplar gelir adreslerine:
$en Yuva Apartmanı, bodrum kati.
Kutu gibi bir dairede otururlar.
UNUTULMAZIM
Yıllar yılı acı çekmiştin, istemediğin bir ortamdaydın ve sana ters düştüğü halde yanlış şeyler yapmıştın. Acına, yaşam mücadelene ortak olup, yüreğimi yüreğine, ömrümü ömrüne katıp seni mutlu edecektim. Ben senden sadece sana verdiğim sevgiyi kabullenip, bu sevgiyi yaşamanı istemiştim. Yalnız seni istiyordum… Ama o kadar ters davranıyordun ki bana… Çok sevilmek bu kadar kötü müydü? Gerçekten böylesine ağır mıydı ki?
Sevgiye hasretim dediğini düşünüyorum da... Hayatıma bilmediğim anlamlar getirmiştin. Gözüm kapalı hayatımı ortaya koyduğum bir kumar oynamıştım. Ya seni kazanacaktım, ya da kendimden VAZGEÇECEKTİM. Hem seni kaybettim, hem de kendimden VAZGEÇTİM.
Var mıydı böyle kimsesiz darmadağın olmak, biçare kalmak, var mıydı? Keşke beni böyle ödüllendireceğine, hiç ödül vermeseydin. Onca yüreği senin yüreğine feda ettiğim halde, yüreğin kocaman sevdamı alabilecek kadar büyümedi…
Ben de sana büyük bir sevgiyi vermekte diretiyordum. Bu kadar direttiğim için beni bağışla…
Beni kırgınlıklarla, çelişkilerle, cevabı sende olan bir sürü soruyla ve bitmek tükenmek bilmeyen 'keşke'lerle bıraktın, bana onca acı verdin ama yüreğim düşmanın olamıyor. Her gün alabildiğine yanıyor, istesem de istemesem de seni özlüyor, seni istiyor.
Yüreğimi koparıp atmak mümkün olsaydı hiç düşünmeden koparıp atardım. Ama artık kendime sözüm geçmiyor.
Başımı ellerimin arasına ne ilk ne de son alışım. İlk acım değil ama en büyükacımsın.
Bir limandayım ve senin bindiğin gemi çoktan uzaklaşıp gitti. Bunu kabullenemiyorum, zoruma gidiyor, canımı acıtıyor.
Sen yüreğimdeki hasret! Yarım kalmışlığım, unutulmazımsın…
Sen Ağla Yüreğim
Sen Ağla Yüreğim
Sen ağla yüreğim
dilin yok senin / kolların yok
yarından başka yârın yok
duadan başka umudun
büyütmek için tohum ekemedin
temizlenmek için gözyaşı dökemedin
sadece buğzettin haksızlıklara
bazen de susarak;
dilsiz şeytanı oynadın kıyımlarda
Sen ağla yüreğim
gülme zamanı değil
rüküya eğil / secdeye eğil
ama eğilme haksızlıklara
güneş seni bekler doğmak için
hilal seni bekler aydınlık için
üniversite kampüsünde / okul kapısında
bir gönül seni bekler
özgürlük için
Sen ağla yüreğim
hissettiklerini düşünemezsen
inandıklarını yaşayamazsan
buğulu bakışlar ağlamadan
saçlar omuzlara dökülmeden
…………………………………
çiçekler soğutmaz gözyaşını
feryatlar durdurmaz
'Alınyazısı' deme bunun adına
Cüz-i iradedir tetiği çeken
Vurulan
- bir güldür -
kitap sayfalarında
İnandıramadın gönülleri
yumuşatamadın kalpleri
dilin yok senin / kolların yok
yarından başka yârın yok
duadan başka umudun
gözpınarların kuruyana dek
Abdullah zayıftır belki
-“ Allah” Kadir'dir-
İmdadına yetişir elbet
Sen ağla yüreğim
Melekler ağlamadan
AŞKIMA
Sen benim suretimsin.. Aynada yansıyan yüzümsün..Sen dokunamadığım, göremediğim, duyamadığım, ama kalbimde bitmeyen sevgimsin. Sen kalp çarpıntım, heyecanım, yanan ateşimsin..Sen üzüntüm, kırgınlığım, ama bitmeyen sevdamsın..Sen benden vazgeçtin.. ben senden geçemem..bugun ne düşündüm biliyormusun? .. bugün yağan benim gözyaşlarımdı.. seni görmeyişimin, dokunamayışımın, gözlerinde ölemeyişimin acısıydı..savurdum kendimi bir yana yumruklarımı sıktım acıdan.., çaresizliğime kızdım, talihsizliğime kızdım.. sevgin kalbimi deşti.. oku kalbimden çıkmıyor.. istersen çevir o oku kendi ellerinle içimde kalbimi defalarca deşsin..canım yanıyor canım yanıyor.! . ama ben razıyım yine de..yeterki beni ara..sesini duymak istiyorum.. korkma boğmam seni sonrasında yağan sağanaklarımla.. umudum her yağmur sonrasında gözünü alan güneş gibi.. bir gün anlayacaksın beni.. ve o gün artık hiç korkmayacağız birbirimiz kaybetmekten..
AŞKIMA..SEVGİLİME.. BİR TANEME..
ÖLDÜM
Ben seni öyle özledim ki.. araya bu kadar mesafe koymak ne kadar adil ki?
onca anı paylaşmışken, o kadar yakınlaşmışken, o kadar sevmişken, o kadar acımışken kalbimiz, gözyaşlarımız sel olup akmiş. birbirimizi öyle bir sevmişken, birden ışık hızı kadar uazklaşmak ne kadar adil ki? birden o tanıdığın neşe dolu ses, sana buz gibi sesiyle, korkakça burada çok yoğunum, çok insan var etrafımda, konuşamıyorum deyip, seni daha ilk gittiği günden beri kendinden uzaklaştırmışsa, ve tüm arkadaşlarıyla saat başı konuştuğunu bildiğin o kişi telefonlarına hiç cevap vermiyorsa, hergün mailleştiğin dertleştiğin, şimdi artık sen atmadıkca mail atmıyorsa, sana yazacağım, seni arayacağım diye vaadler verip artık aramıyorsa, ve arayacağından da ümidin kalmamışsa, bunun adı özlem midir? yoksa herşeyi bitirmek mi? bu özlemse, ben böyle özlem istemiyorum...
ben her zaman olmasa da, görmesemde, buluşamasak da arada bir sesini duymak istiyorum.. ben bir kere arandıktan sonra, bu kez benim çok aramamdan korkulmasın istiyorum.. ben ilgi istiyorum.. ben gerçeği istiyorum.. artık hayallerle yaşamak istemiyorum.. bu özlem değil, eziyet..
o kadar çok sabrediyorum ki bir bilsen o kadar çok, bunu haketmedim ben..
tekbaşıma bıraktın beni gittin.. artık tek düşünebildiğim beni istemediğin.. bu kadar mesafe konduktan sonra ne düşünebilir ki insan.. derdim var, dertleşmek istiyorum, bi arasan çok mu.. yok yok.. sen artık beni sevmiyorsun,, sevgi böyle olmaz.. sevgi beslenmeli.. beklemek sevginin ölçüsü değildir..
benden kaçıyorsun, beni dertlerimle başbaşa bıraktın,, sana dedim, senin benden çok daha fazla sevdiğin şeyler var.. artık sevildiğimi hissetmiyorum duydun mu beni, beni artık sevmiyorsun. benden olanca gücünle kaçıyorsun ve ben peşinde koşmaktan çok yoruldum.. tek düşündüğün beni geçmişe gömmek.. geçmişindeki herhangi biriyim ben artık.. hatırlıyo musun bana öyle olacağımı söylemiştin.
sen bir arasan yeniden kendime gelirim.. biraz soluklanırım, biraz sevildiğimi hissederim.. sana tüm sevgimi verdim.. daha ne yapayım.. sana ulaşan tüm yolları kapattın.. ben ne yapayım artık, ben istenmiyorum.. yoruldum..
eğer beni gerçekten seviyorsan devam etmek istiyorsan, bana ilgi göster ki sevildiğimi hissedeyim.. artık tüm onurumu yitirdim, telefon açılmayacak diye arayamıyorum, en kötüsüde sadece bir aksaklık yüzünden buluşamadığımız için belki de benim bitirmek istediğimi düşünmen. ama kırdın beni,, bugun bekledim belki ararsın diye bugun de yok, yarın da yok, peki ya ne zaman?
ölmemi istedin.. bak işte ölüyorum.. şimdi mutlu musun?
Depozitosuz Sevdalar
Sil bir kalemde tüm yaşanmışlıkları
Unut gitsin,
Hiç bir iz kalmasın.
Nasılsa geri dönüşümü yok eski zamanların
Hatıralar ardında bıraktıklarına kalsın.
Düşünme sonrasını,
Son yudumla bugünlük doyarsın.
Ve ardından...
Şişenin dibi göründümü
Fırlatır atarsın.
Nasılsa geldiği yerde çok var
Bu depozitosuz sevdalardan.
Biri biterse,
Bir tane daha açarsın
biz seninle hayat kadar yalan, ölüm kadar gerçektik-
biz seninle hayat kadar yalan, ölüm kadar gerçektik
Bugün yine hatıralarımı gözlerime yükleyip “senin gözyaşların “ diye bulutların eteklerinden düşen yağmur tanelerini topladım küçük ellerimle. Ve yokluğunda üşüdüm biraz. Sıcak sesini aradım kurak topraklara bereketi dağıtan rüzgarın koynunda. Varlığını sorguladım cümlelerin virgülsüz sokaklarında..Seni aradım gecenin iç cebinde.. Yüzünü, gülüşünü aradım hatıralarımın ağlayan suretinde..Bazen senin yüreğinde sevilmiş olmanın gururuyla kendimle onur duydum bazen de yalnızlığını soludum. Sonbahar yapraklarının sokaklarında gezindiği vakitlerde ben adının her bir harfini gözyaşlarımla yıkayıp gülüşlerimin sıcak avlusunda kuruladım. Ölmeden önce ezbere tanıdığım karanlıkların içinde benden yabancı kollarda baharın beyaz duvağını giyinmiş yüreğine emanet ettim yüreğimi. Sen mavi düş ülkelerinin bulutlarında gezinirken ben ayak uçlarına serpiştirilmiş acılarını sırtlanıp gülüşlerinde tazeledim yitirilmiş düşlerimi. Bedeller ödedim senin için. Kah yalnızlık sinmiş odamda cığlık cığlığa sevdanı sayıklattım dudaklarıma kah adının her harfini kanattım parmak uçlarımda. Bağışla beni sevgili. İçimdeki sana olan ölümsüz sevgiyi “ varlığımda” yaşatamasam da senden uzaklarda acılarını bedenimle ödemek sensizlikte yapabileceğim tek şey ne yazık ki..Bir ömür boyu mutlu olacağını bilsem, bedenimi kefenleyip varlığına serilsin bu yamalı kalbim.Çünkü ben bir şafak vakti sis duvarlarından aşıp acılara yenilmiş dudaklarına sunulmuş bir damla can suyum…
Yokluğuna kanayan her gecede “ benden ömür uzaklıktaki yüreğinden ” kurak toprağa düşen cümlelerin ölüme mevzilenmiş namlusunda kanattım hasretini. Sen kirpiklerini gökyüzünün ince dallarında uyuturken, ayrılıklara yataklık eden bir eşkıya gibi kelimelerin namlusunda ağlattım içimdeki cocuğun gözbebeklerini . Sen benden uzaklarda susmaları oynarken ben sensizliği anlatan intihar mektuplarının harflerinde susturdum yokluğunun pas tutmuş çığlıklarını. Seni sevmenin bedeli ölümle onurlandırılmışsa sevgili; gülüşlerim kefenim, saçların darağacım olsun…Çünkü ben; ayrılık şarkılarının notalarına yaslanıp uzaklarda yarınlarım için vuslat cicekleri toplayan kadının dudaklarından söylenmiş son mutluluk cümlesiyim..
Unutma sevgili ; benden bir ömür uzaklığa gitsen de, ben hala ilk gün ki gibi seviyorum seni. Sesini duymasam da varlığına yaslanıp dualarıma ekliyorum ıslak gözyaşlarımı. Tozlanmış hatıralarımı gözlerimin önüne getirip getirip yüreğinle bana gülümsediğin hallerini anımsıyorum. Lakin gittiğin günden beri her yağmurda hüzünler üşüşüyor bedenime. Ne zaman yağmurun bulutlarla dansına tanıklık etsem; kanla yıkanmış yaşlarım düşüyor kuru toprağın ince dudaklarına. Yaşıma,başıma aldırmadan delicesine ağlıyorum gözlerimde nem, yüreğimde sensizlik ile..Biliyorum ki; gözlerimden her akan yaş, “ bana haram “ gülüşlerine dua oluyordur. Kirpiklerimden akan her nem, senin yazgına senin acılarına kefaret ödüyordur umarım.. Ve geleceğini bilsem; umuda gebe sabahlara kurşun sıkardım. Ölmeden önce gözlerini göreceğimi bilsem; dağlarını sırtlanıp tuz basardım kanayan sancılarıma..Ah gülüm, ah hicrana gelin ettiğim yarim..Gittiğin mevsimlerden dönüp baharlarıma gülümsemeyecek misin ?
Gittin ama gidişine hiçbir zaman pes etmedim. Yokluğunda kazılmış ayrılığın dipsiz çukurlarına düştüm. Canıma, yüreğime ilmeklediğim seni benden acımasızca söküp ipsiz uçurumlara sürdüler beni. Ezildim, itildim nemli duvarların sağır dudaklarında. Kanayıp durdum sensizliğin çatısız duraklarında. Ama pes etmedim. Gittin diye, beni “ sensiz “ bıraktığın diye senden vazgeçmedim. Gidişine yargısız ve acımasız mahkemeler kurup sevgine ayrılık hükmünü giydirmedim. Gözlerinde kanayan bir hatıra olsam da ben imkansızı sevgini hep kendi nefesim bildim. Yüreğine dokunamadığım her gece taş dibekleri yumruklayıp sensiz denizleri yakıp yıktım. Sancıyla kavrulan bedenime yosun bağlamış taşları reva gördüm. Bayatlamış bir isyanı üzerine giyinip ayrılığa bayrak açan ruhumu kalbimin ölümsüz sevdasıyla savaşlar açtım.. Meydanlarda süngüsüz kalsam da sevdanı tek silahım bildim. Ayrılıklar zafer çığlıkları atsalar da, ben seni kazandım. Biliyorum bu dünyada bize vuslat yasak.. Bize kavuşmalar hep ırak. Ama aşk bu değil midir ki; gitse de bir yudum gülüşüyle hala yürekte yaşatabilmek ?..Merak etme hüzün gözlüm; sen gitsen de ben sadece seni sevdim sevgili..Çünkü biz seninle aynı yürekle gülümseyip aynı gözle ağlayan iki imkansız yürektik kavuşmaları ölüme ertelenmiş….
Gitmiştin; ayrılığın meteliksiz sebepleri yamalı yüreğimde, kör hançeri göğsümde ışıldarken gitmiştin. Haklıydın gitmekte.. Ben gökyüzünden düşüp gülüşlerine yağan kar tanesiydim sen ise baharların en nazlı çiceği. Yüreğine her sarıldığımda sen üşüyecektin, bedeli ödenmemiş acılarını bedenimle sardığımda yine de sen ayazlara yenik düşecektin. Oysa ben sadece senin yüreğin için gökyüzünden serpilmiştim dudaklarına. Sadece senin gülüşlerin icin serilmiştim yapraklarına. Sevdana doğmuş kar tanesi iken ben senin yapraklarında ölmeye gelmiştim. Aldığın her nefesi mutluluğum bilmişken her acın benim ölümüm olacaktı..Ben senin yüreğinde yeniden doğmaya değil, senin yapraklarında ölüme kanatlanmaya gelmiştim..Bilemedin seninle öleceğimi..Bilemedin senin yüreğinde yavaş yavaş eriyeceğimi..Gittin, yapraklarından düşüp toprağa sarıldım. Kanadı düşlerim, ezildi kelimelerim. Ben senin yüreğinde ölmeyi isterken, toprağın avuçlarında yavaş yavaş eridim. Ama hiçbir zaman ayrılığa yenilmedim ben. Çünkü ben seni sensiz yaşatacak kadar cok seviyordum. Bir gülüşüne bedenimi ölümün ayak uçlarına serecek kadar cok seviyordum seni. Çünkü; sen benim nefesimdin. Cünkü biz seninle güneşe mevzilenmiş sabahların avuçlarında vuslata gülümseyecek iki sevda tohumuyduk dallarında hep mutluluk cicekleri açacak…
Şimdi benden uzaklarda olsan da gecenin karanlığında “ umuda gülümseyen “ o gözlerini düşlüyorum. Adını bilmediğim rüzgarlara seni anlatıyor, gökyüzümden gelip geçen turnalara seni soruyorum. Bensiz uzaklarda mutlu olduğunu duydukça bir cocuk gibi seviniyorum. Gitsen de ben hala sendeyim sevgili. Gözlerini gördüğüm ilk günden beri ben hep aynı yerdeyim. Unutma sevgili; sana göre “ hiç yaşanmamış “ , bana göre “ hiç sonlanmamış “ sevda masalının iki kahramanıydık seninle..Mavi bulutların kirpiklerinde yıkanmış cümlelerin vuslat kokan satırlarıydık biz seninle..Birbirimizi severken ne savaşlar verdik seninle..İmkansızlığı kelimelere ilmekleyip kavuşmalarımızı Ahirete erteledik. Aynı gökyüzünün altında gezinip aynı baharlara gülümsedik. Aramıza devasa yalnızlıklar örüldü. Sevdamız emeklerken bize kör uçurumlarda tek başımıza yürüme reva görüldü. Aynı baharda yaşarken ayrı çöllere düştük seninle..Aynı kirpiklerinden akan iki damla gözyaşı iken sen baharlara gelin oldun ben ise toprağın kanayan yaralarına bir dirhem tuz…
Gülüşlerimi yüreğine takıp tüm imkansızlığa inat bir gün kavuşabilseydik seninle ; yağmura aldırmadan saatlerce dans edecektim seninle gökyüzünün şahitliğinde. Sırılsıklam olmuş tenine taze gülüşlerimin sıcaklığını serip adaklar adayacaktım her nefesine.. Yağmur sonrası gökkuşağının güzelliğini çalıp baharın taze gelinciklerini örecektim naif yüreğine..Söyle ey yar; bulutları saçlarıma indirip bir bahar günü gelecek misin gülüşlerimin sıcaklığına ? Söyle ey yüreğimi acılarına adadığım sevgili; dönecek misin yüreğimin yalnızlığına ? Eşlik edecek misin yağmurla gözyaşlarımın dansına? Şahitlik edecek misin seni “ sensiz “ yaşatmama ? Kelimelerin susmalarına üzerine örtüp ben satırlarda gittiğin güne ağıtlar yakıyor olacağım. Sensiz yaşadığım her güne gitmiş olsan da yaşadığım aşkın mutluluklarını bulutlara yazıyorum olacağım. Ve sen yazılan bu satırlardan habersiz “ bensizliğe “ uyandığında ben sana nefes alıyor olacağım… Gitsen de benden, ben hala seni seviyorum
çünkü;
biz seninle hayat kadar yalan, ölüm kadar gerçektik..!!!
SON KEZ
Satırlarımı son kez yüreğine eğip sana yazıyorum. Yoksun işte. Cümlelerim bile değişti sensizliğin vurgun saatlerinde. Herşey anlamsız, herşey kapkaranlık. Seninle gülümseyen satırlarım bak şimdi yokluğunda karamsarılığa büründü 'Hayatımın hiç bir karesinde sevgi olmamıştı. Sevgi zannetmiştim yalanları, umut zannetmiştim karanlıkları. Hep severken terkedildim, hep gülümserken acıya yenildim. Belki de sevilmeyi haketmedim ben. Belki de hiçbir zaman sevginin sofrasında gülüşlerimle nefes alamayacağım.'
Sensizliğin vurduğu dalgaların arasında ılık nefesini bekliyorum. Telefonlarım hala sessiz, yüreğim ise sensiz. Bıraktığın yerdeyim. Çok mu senden istediklerim? Çok mu seni uzaklarda bekleyip bir yudum nefesini beklemelerim çok mu? Haklısın. Ben sevgiyi hiç haketmedim..Hiçbir zaman da haketmeyeceğim.
Şimdi bu yazıyı okuyupta çok karamsarsın deme bana. Sensizlikte çektiğim acıları bilemezsin. Sanma senin yokluğundan kanayan yaralarımın sancı değil çektiklerim. Dört duvar yalnızlığı arasında nefes alan yüreğimin çığlıklarıdır hissediklerim. Hani senin düşlerinde gökyüzüne kanatlanmayı öğretecektin bana? Hani gözlerimin renginden gökyüzünü ' mutluluğa ' boyamayı öğretecektin? Şimdi yalnızlığa demlenmiş yokluğunla başbaşayım. Sevgiyi haketmeyen yüreğimle sesinden gelecek ılık rüzgarları bekliyorum odamda. Yokluğun kanıyor içimde, yetimliğin ağlıyor gözbebeklerimde....
Birkaç gün sonra doğum günüm. Haklısın dünyanın en mutlu insanı benim. Yanılıyorsun, dört duvar yalnızlığında üşüyorum. Artık dışarıya bile çıkmıyor. Herşey seni hatırlatıyor. Dört duvar yalnızlığında yokluğunu soluyorum. Çok mu istediklerim senden? Çok mu sana dair beklentilerim....?
Düşlerinde ellerini tutmaktan öte ne istedim senden. Karanlıklarıma bir avuç güneşinle gelmeni, gecenin avuçlarında uyumaktansa avuç içlerinin arasına kıvrılıp bir cocuk gibi senin yanında gülümsemeyi istedim hep. Gelmeyeceğini bile bile bir yudum sevgini diledim. Çok mu istediklerim? Artık kelimeler anlamsız, çaresizliğim ise yapayalnız. Şimdi beni bıraktığın yerde hala seni bekliyorum. Çok şey istemiyorum senden. Yüreğime yüreğinle dokunmak, ılık nefesinden düşüp gülüşlerinden avuçlarına yuvarlanmak..Sadece gözlerinde demlenmiş umutları sesinden duymak, kirpiklerinde ıslanmış gözyaşlarınla kanayan yokluğunu yıkamak. Söyle hadi senden istediklerim çok mu sevgili?
Senden hiçbir zaman yollarıma serilecek bir ömür istemedim. Ya da duygularıma sunulacak bir beden dilemedim senden. Asla senin yüreğinde bir yudum sevgi damlası istedim. Dilinde ıslanan bir kelime, iki dudağından havaya kanatlanmış bir nefes olmayı diledim ben. Biliyorum hiçbir zaman ellerimiz birbirini tutmayacak. Yüreklerimiz hep hasretin avuçlarında ' imkansızlığı ' yaşayacak. Lakin karanlıkların içindeyim. Ne olur nefesinden bir yudum ' hayat 'yolla. Seni soluyayım havayı solur gibi. Zifiri gecenin içinde kaybolmak üzereyim. Yokluğun kanarken ne olur bir avuç güneşinle karanlıklarıma gel. Karanlıkların içinde sonbaharda solan bir yaprak gibi düşmek istemiyorum kuru toprağa. Anla sevgili; gözlerinde saklı aydınlığına ihtiyacım var benim..
Eğer gelmeyeceksen sevgili; bırak tövbeleri yarım kalmış günahlarını ser bedenime. Sevgiyi haketmeyen kalbim bari bir işe yarayıp küllerimden yalnızlık gülleri yeşersin yalnızlığın gölgelerinde. Bir yudum sevginle düşlerime gelmeyeceksen; bırak ta sensizliğ...
içimdesin
ben yüreğinin içindeydim hep...bir gün hissedip bulup çıkaracağını bekleyerek geçti saniyeler.dakikalar haftalar hatta
yıllar.................belki kocaman bedeninde minicik köşeye atılmış bir hücreydim......belkide hücreninde içine hapsolmuş bir molekül parçasıydım.......ama yüreğinin,aklının belkide beyninin bir köşesinde öylece duruyordum.....sen görmeyi hiç düşünmeden,öylesine saf ve işe yaramazmış bir halde atık bir bakteri gibi bekletiliyordum....günü gelene kadar beklemem gerektiğini bile bilmeden........ama durdum bekledim ve senin
içindeydim ben.....yüreğinin kalbinin beyninin içindeydim
ben.........farkedilmek arzusu hiç yaşamadan içindeydim
yüreğinde.............ortaya çıkacağım anı bile bilmeden senin içindeydim aklının bir köşesinde............özlemenin beklenilmenin o sıcacık saflığını bilmeden senin içindeydim ruhunda vardım.....varlığım hiç bitmeyecek biliyorum çünkü hep var olacağım.....ruhlar ölmeyecek...ruhlar sonsuzsa
üzülme ben hep senin ruhunda sonsuzluğa kucak açacağım
Gidiyorum,
ılık nefesini yüreğime kuşanıp kırık hayallerin son kentine gidiyorum. Gidiyorum, karakışları mevsimlerden eleyip dudaklarına baharlarını doldurmak için el çekiyorum divanlardan. Yetim düşlerimi buruşturup eteklerimi çekiyorum yetim kıyılardan... Gidiyordum, bir gün sana ' sen ' diye gelmek için gidiyorum. Artık saçlarına aydınlığı giydirdiğim yıldızları toplamadım bu gece gökyüzünden Ve bu sabah, bir yudum terin toprağa düşmesin diye avuçlarını açıp sana el pençe divan duran sevda bulutlarını artık kaldırmadım tatlı düşlerinden...Çünkü, yüreğimi ' yüreğine ' emanet etmiştim.
Gidiyorum, bir gün yüreğine ' nefes ' diye dönmek üzere gidiyorum. Gitmeden son kez dokunuyorum gözlerinin duruluğuna. Son kez yüreğimle baharların ıslak öpücüklerini konduruyorum yüreğinin kuru dudaklarına. Oysa ben kendimi pusulasız yollara vurduğumda sen uyuyordun. Kirpiklerinde dinleniyordu hırçın dalgalar. Avuç içlerinde sığınmış rüzgarlar, mayasız ateşleri içiyordu yanardağın küçük kurnalarından. Ben sana bakarken zaman durmuştu sanki. Bakakalmıştım sana. Yüreğinin nabzını hissedebiliyordum yüreğimde. Her nefes alışında saçlarına doğru eğilip kulağına usulca ' seni seviyorum ' diye fısıldamak isterdim. Off dokunmaktan öte, gözlerin duruluğunda baharları soludum sadece..Dilimde lal olan kelimeler içten icten sana yanıyordu. Sana bakarken sular durmuş, hayırsız fırtınalar sevdamıza susmuştu. Çünkü ben seni izliyordum.Nefes alışını, yeni bebegin ellerini oynatmasi gibi parmak uçlarını oynatmanı izliyordum uzaklardan.. İşte o an herşeyi unutup; tenini ' terinden', gözlerini ' kirpiklerinden ' kıskandım. Çünkü, gül yüreğini sadece ben öpmeliydim ve gözlerinde sadece ben görmeliydim Cennetin gül desenli kelebeklerini. Ben, seni ' senden ' kıskandım gülüm...
Sıcak yüreğimi, soğuk ellerine bırakıyorum olur da bensiz satırlarda üşümeyesin diye.. Gayri sen varken alnımın yazgısında, gözlerini giyiniyorum üzerime. Kırlangıcların dualarını alıp avuçlarına umuda kanatlasam, orda sen olmalıydın. Aldığım nefeste, sen yaşamalıydın. Gözlerimi, gözlerine yumup esen yele veriyorum sensizliği. Gidiyorum, yüreğimi yüreğine emanet edip gidiyorum. Artık yalnızlıgın gölgelerinde yudum yudum özlemleri yakıp bir umut ateşinde ısınacaksın. SEVGİLERİMLE
LANET OLSUN-
Sana doyamadan seni benden ettiler, gözyaşlarımı sel ettim, akıntısına kapılıp bana dönersin diye... Oysa sen,açık denizlere ulaşıp bir limana sığınmışsın bile...
Ruhumu yere vurup hasret çektiren olsan da,ne sevgine bedduam, ne sana kınım var.deryaya akar gibi bin bir dertle dolsam da, seni mahşere kadar sevmeye yeminim var...
Uçurumdan düşerken tutunduğum dal olsan ölmekten değil seni kırmaktan korkarım ki.Tutunduğum dalsın.Beni affet.
Hatırına dağlar diz çöksün; sen eğilme sakın, ayrılık, hüzün nedir; sen bilme sakın, bu gönül bahçesinden kim giderse; gitsin sen gitme sakın!
Bir gece yarısı titreyerek uyanırsan bilki resmini öptüğüm gündür, bir gün sebepsiz yaşlar süzülürse o güzel gözlerinden bilki yokluğundan öldüğüm gündür...
Bir mültecinin vatanı yada bir kölenin hürriyeti kadar uzak olsan da; sende hep gurbeti yaşasam da olsun: yeter ki beni yüreğinden sürgün etme...
Her deniz bir martı,her rüya bir uyku,her nota bir şarkı,her mezar bir ölü,her ağaç bir kök bulurda ben başka bir sen bulamam
Sen hiç hasreti tattın mi severken,hiç ağladın mı gülerken,sen hiç sevdin mi sevilmiyorken ve hiç ayrılmak istedin mi canından çok severken..
Gidişinle beni boş bir sedaya bıraktın, şimdiden sayıyorum sensizlik günlerini ve geleceğin günü bekliyorum sabırsızlıkla, o günün sevgisiyle avutuyorum bir parçaçık kalbimi
Seni uçsuz bucaksız bir okyanusta doğan güneşte,geceleyin parlayan ayda ve denizlerin o mavisinde buldum.Ancak gece doğabilecek bir güneşte kaybedebilirim.
Düşlerim vardı görmekten korktuğum, hislerim vardı söylemekten korktuğum, şiirlerim vardı yazmaktan korktuğum, şimdi sen varsın kaybetmekten korktuğum...
Okşayıp saçını seni sevmeden, bir gün olsun mutluluğa ermeden, göçersem dünyadan seni son bir defa görmeden, çiçek koyma mezarıma gel yeter, dua etme başucumda dur yeter
Bırak bu sevgimiz tertemiz kalsın sen benim içimde kanayan yarasın.birgün gelir belki beni anlarsın dönüpte yüzüme nasıl bakarsın.
Sana gitme diyemedim; Gözlerim gözlerinde kaldı. Susuz büyürmü hiç çiçek; Su sende çiçek bende kaldı.
Gidersen kim sular fesleğenleri,kuşlar nereye sığınır akşam olunca.Gidersen kar yağar avuçlarıma,gidersen kuşlarda ölür bende.
Unutmaya beş kala gözlerini ve sana dair ne varsa bitmeye yakın işte bugün ben her şeyimi sende bıraktım sırf aşkımı aldım elinden onu da kaybettim. HÜKÜMSÜZDÜR
Sensiz ne günlerin ne mevsimlerin yok artık değeri yok benim için. hatırı kalmasın o resimlerin yırtmadan son defa bak benim için..
Bir soluk kadar yakın yıldızlar kadar uzak derler sevgi için.uzanır yetişemezsin,yetişir dokunamazsın,dokunur vazgeçemezsin vazgeçer ama asla unutmazsın.
Sensizim, senden uzakta seni düşünüyorum, seni özlüyorum ve özlemeyi çok seviyorum Birgün seni kaybedeceğim duygusu sarıyor benliğimi, korkuyorum ve bu korkuyu çok seviyorum Hani seversin de korkarsın, kaybetmeye uzaktan bakmak yeter bilirsin, sensizim, sevgin yok artık Ama ben yinede senleyim çünkü seni seviyorum
Ne yeminler bozdum geceler büyürken sensiz,ne yeminler bozdum yıllar geçerken sitemsiz,ne yeminler bozdum tarifi bile imkansız.Senin için ey gülüm.Ama sen anlamadın ne yapayım.
Bir gün hayatın tüm güzelliklerinden vazgeçip sessiz sedasız ölüme gitmek istersen yanıma gel de sana sensiz olmanın ölüm olduğunu göstereyim.
Vaktinden önce çiçek açmaz rüzgara kelepçe vurulmaz. Bende sen bitmedikçe veya bende ben ölmedikçe sana olan bu sevgim bitmez.
Hasretin öldürdü beni! Şimdi geceler çaresiz. Şimdi yağmur damlası gelip konar dudaklarıma sessiz. Söylemiş miydim hasretin öldürdü beni hiç sebepsiz.
Kapkara bir bulut seni sararsa kaybolmuşsan bir meçhulde gözlerini kapa ve elini kalbine koy. Bulursun doğru yolu çünkü beni meçhul bile sende ayıramaz.
Bu gece rüyama gir gizlice sımsıkı sar öp kokla iyice sonra isyanlar savur küfret güzelce ve sonra çek git gitmen gereken yere yolun açık olsun.
Söylemek istediğim o kadar çok şey var ki başını bilip sonunu hatırlayamadığım. Sevdiğim bir kişi var ki sevdiğimi söyleyemediğim. Gözlerimde o kadar çok yaş var ki utanıp ağlayamadığım.
Sen de benim kadar gerçekleri görüyorsun beraber olamayız benim gibi biliyorsun, ayrı dünyaların insanısın yavrucağım sen kendi dünyanın toprağı da büyüyorsun.
Bu yaşamdaki her şey yalan ve sen benim için bulutlar arkasındaki dokunulmamış bembeyaz bir sevgi yumağısın,ve şunu da biliyorum ki tüm sevgime rağmen bu yaşamda sevgisine layık olmadığım tek insan sensin.Sen ki en güzel sevgilere ve en muhteşem duygulara layıksın.
Gözlerim yollarda bekletme ne olur,bu aşka bir hüzün ekletme ne olur,bana sensizliği öğretme ne olur,yokluğun cehennem,cennetim sensin...
Gözlerim seni rahatsız ediyorsa kapatırım bir daha açmam,sözlerim seni rahatsız ediyorsa susarım bir daha konuşmam, varlığım seni rahatsız ediyorsa ölürüm bir daha karşına çıkmam, sevgim seni rahatsız ediyorsa üzgünüm çünkü ona engel olamam.
Gökte rahmet olsan umrum da değilsin seninde yağmurunda ıslanmıyor bedenim kızgınlığım sana değil kendime senin mevsiminde açmıyor açamıyor çiçeklerim..
Dilde söylenecek şarkımı kaldı mecnundan keremden farkım kalmadı artık ecelden de korkum kalmadı beni paramparça kırda öyle git.. Mutluluk hakkımdır diyemem artık nasibim ağlamak gülemem artık Senden başkasını sevemem artık kalbime kilit vur da öyle git..
Seziyorum ki kaçacaksın yalvaramam koşamam ama sesini bırak bende Biliyorum ki kopacaksın tutamam saçlarından ama kokunu bırak bende Anlıyorum ki ayrılacaksın Çok yıkkınım yıkılamam ama rengini bırak bende Duyumsuyorum ki yiteceksin en büyük acım olacak içimde ama ısını bırak bende Ayrımsıyorum ki unutacaksın acı kurşun bir okyanus ama tadını bırak bende Nasıl olsa gideceksin Hakkım yok durdurmaya ama kendini bırak bende.
Kalbim seni unutacak kadar adiyse duygularım onu parçalayacak kadar asildir.
Kurumuş yaprağıyım dalındaki ağacın, Ayrılık rüzgarları esiyor sonbaharın Taşında toprağında, ardında yalnızlığın, Savuruyor her yanı öfkesi karanlığın... Gidişinden bu yana gözyaşlarım dinmedi, Kalbimdeki şu sızı yüzümü güldürmedi, Unutturmadı seni bıraktığın bu sevgi, Terk ettiğin duygular unutturmadı seni!
En mutlu gününde yanında yoksa onunlayken bile onsuzluğu yaşıyorsan bil ki terkedilmişsindir yalnızlığı yaşıyorsun ama bilmeden.
Şu dinmeyen arzuya karşı koysa da dağlar,Ümitsizce gözlerim sanma ki her dem ağlar; Varsında hasret ile geçiversin seneler,Bizi ayıran yollar bir gün yeniden bağlar...
Bu gül sana vereceğim son hediyem maalesef ben sana bu gülü verecek kadar alçağım; ama yine biliyorum ki sen bu gülü alacak kadar alçak gönüllüsün
Bir gün sevgilim sordu Aşk nedir diye biraz zaman istedim düşüneyim diye. Ertesi gün gördüm onu bir başkası ile.Kulağına fısıldadım AŞK ızdıraptır diye
Sen gideli gönlümdeki bütün çiçekler soldu gel be zalim gel gel de gör şu halimi bir el uzat artık şu karanlıktan kurtar beni şu gönlündeki çiçekleri canlandır yeniden
Şimdi uzak bir kenttesin ve yağmur yağıyorsa. Düşüyorsam yüreğine tane tane. Ve sen istiyorsan, gelirim, serilirim kıyılarına...
Seni ben değil gözlerim seçti onlar beğendi.Sen benim değil onlarınsın. Gittiysen bana ne onlar ağlasın.
Akılsız adam mutluluğu uzaklarda, Akıllı ise O'nu ayaklarını altında arar... Seninle olmak varken; Sensiz kalmak, Yaşamak dururken ölmek demektir…
Zamanla nasıl değişiyor insan. Hangi resme baksam ben değilim. Nerde o günler zevk heyecan bu güler yüzlü adam ben değilim. Yalandır kaygısız olduğum yalan...
Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler. Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler... Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden dönen yok seferinden...
Mehtap sularda gümüşten bir iz bırakırken, gökte yıldızlar parlıyordu. Yalnız kaldığım günler ve geceler, kalbim her yerde seni arıyordu.
Ne haz var senden ayrı, ne bir tat senden öte. Bir yüzünü görmek değer bin bir zahmete. Vereceğin her acı gönülden kabulümdür. Sendeki cehennemi değişmem bir cennete...
Sesin ruhumda bebek teni, sözün kalbimde çiçek seli.Lanet olsun yokluğuna, hasretin hiç bitmedi.
Nedir bu isimsiz duygular, sevgilim odamda yağmur kokusu var, kavuşmak üstüne tek bir sözcük yok, ayrılık üstüne tüm şarkılar...
Hani o gün beni anlayan sen gitmiştin ya seni başkalarında aradım ama yoktu beni senin kadar anlayan,Yinede üzülme çünkü ben seni sensizde sevebilirim.
Eğer beni bu sokakta, bu mahallede, bu şehirde bulamazsan, sevgilim bil ki ben, gözlerinin daldığı yerdeyim.
Yağmur vuruyorsa pencerene anla ki o zaman ben ağlıyorum. Yağmur pencerene vururken, benim göz yaşlarım da kalbime vuruyor; Tıpkı yağmur gibi.
Sen giderken birlikte ağlamıştık. Yerini simdi yağmura verdim sen gelene dek gözyaşıma ortak olacak başka göz değmesin diye gözlerime.
Aşkım ne zaman dağlar sahili, mehtap geceyi dünya dönmeyi unutursa, ben de seni o zaman unutacağım...
Sevmemiştim kimseyi seni sevdiğim kadar,çekmedim kimseden senden çektiğim kadar.
Hadi uyandır söyle; gördüğüm zamansız bir düş mü.Hadi git uzaklaş,yokluğuna inandır beni gerçekten.Yoruldum her bulduğum yerde seni kaybetmekten
Ağlayışım terk edip gidişine değil.Ben; sensizken senden diye sensizliği de sevmiştim.Sen; seninle birlikte sensizliği de alıp gittin.
Sonsuzluk koyuyorum adını sensiz günlerin, senli günlerle takas ediyorum. Yokluğun diye bir şey yok bende, ben seni sonsuzluk kadar çok ama çok seviyorum.
Ağırdır sevmelerim her yürek taşıyamaz, büyüktür umutlarım her omuz kaldıramaz. Her şeyi unuturda şu gönlüm bir seni unutamaz.
Geçenlerde bir meyhane keşfettim mezarlığın karşısında.Bir gün beni ararsan ya meyhanedeyim yada tam karşısında.
Ne zaman ayrılık saati gelse içimdeki güllerin boynu bükülür.Bir zaman kalırım öylece neden sonra gittiğini anlarım içimde güller ağlar ben ağlarım.
Ne seni unutmak gibi bir çaba var içimde. Nede aşkını körükleyen rüzgar. Ne seni görmeden durabilecek kadar güçlüyüm. Nede seni kırmaya dayanabilecek kalbim var.
Geleceği benimle karanlık görüyorsan,umutların solmuş yüreğinde. Hadi git beni hiç düşünme eğer mutlu olacaksan çeker giderim,sen mutlu olacaksan ben çekerim.
Sen bazen zifiri karanlık gecemin güneşi, sen bazen hayatın cesaret veren mutluluk yanı ve sen her zaman sevgimin tek nedenisin.
Bir çiçeğim vardı, adını aşk koydum; KOPARDILAR, Bir çiçeğim vardı, adını sevgi koydum; SOLDURDULAR, Şimdi yine bir çiçeğim var, adını ızdırap koydum; NE KOPARAN VAR, NE SOLDURAN...
Sen bir yıldız olsan da gökyüzü benim, kayar gidersin,parlaklığına güvenme unutma güneş doğduğu anda sen bir hiçsin...
Bir gün bensiz bir yerde ağlarsan her düşen göz yaşında beni hatırla hafifçe yağan bir yağmurda saçlarını okşayan her damlada beni hatırla hiç aşık oldun mu diye soran olursa olmadım derken beni hatırla seni sevdiğimi daima hatırla..
Ne geri dönecek yolun olacak nede tutunacak dalın kalacak.. korkarım pişmanlık sonun olacak yalnız kalacaksın günün birinde pişman olacaksın günün birinde..
Bu duvarlar duysa hıçkırığımı belki beni anlardı kalbimde bir umut gönlümde bir alev beni unutana söyleyin beni unutanı ben unutmadım elbet dönecek ya dönecek yada bu kalp onsuz ölüp gidecek.
Sensiz geçen her gün, Cehennemi yaşarım. Sevginle büyüyen, Hayatı ararım. Dolaşırım sokaklarda, Hep seni ararım. İsmini sorduğum insanlarda, Yine seni ararım. Bir gülücük vardı ya İşte onu ararım. Bulamadığımda ise taklidini yaparım. Ama olmuyor, yinede seni ararım. Bir gün seni, Aradığım yerde bulursam, İlk önce sende, Kendimi ararım.
Bir birimize söz vermiştik, Bütün ömür boyu ayrılmayacaktık, Yeminler etmiştik, Asla ayrılmayacaktık, Ama ne oldu Bir kış günü, yıldızların bakışlarında, Ayrılığımızı söyledik..
Bir daha görüşmemekti senin seçimin Seni severken kaybetmek niçin Anlamsız bir öfkeyle doldu için seni kırdım biliyorum bir hiç için Ayrılık nedenini hissediyorum Artık dönüşü yok biliyorum Her gün seni düşünüyorum Ama artık sensiz yaşıyorum Neyse canım sen son değildin Ama bil ki son olabilirdin Böyle olmasını da sen istedin Beni zaten hiç sevmedin.
Seni çok seviyorum dönmeyeceğini bilsem de bekliyorum beni bıraktın ona gittin olsun yinede kızamıyorum nolur dön bana bekliyorum seni hala çok seviyorum Allah'ın belası dön artık.. Ömrümün bana kazandırdığı en güzel şey senin sevgindi..Aynı zamanda kaybettirdiği de senin sevgin oldu. Seninle hiçbir zaman birlikte olmadığım halde yokluğuna bir türlü alışamadım.
Son defa esmeden denizlerime ey! Deli fırtına bağrımı yakma nereye gidersen beni de götür bu sahilde beni yalnız bırakma
Geceyi deniz tutmuş, kalbimi hasret, hangi sularda ayak izlerin, hangi kaptanın seyir defterinde kalmış gözlerin
Güneşin her doğuşunda ben biraz daha batıyorum.Bu hayatı anlamsız,sensiz yaşıyorum.Her gün sanki ölümü bekliyorum.Çünkü ben sensiz yapamıyorum..
Elbet mutluluk elimi tutacak bir gün, elbet şans bana bir kıyak geçecek ve ben güleceğim. ne yazık ki sen sadece ardımdan bakacaksın kaybına göz yaşı dökeceksin ama merak sen üzülme gülüm acıda sevgin kadar geçicidir..
Dilerim tanrıdan yüzün hiç gülmesin Yıllarca benim gibi sevip sende acı çekesin sevgimi bilmedin suç bende mi! seven çeker acıyı sevmeyen ne bilsin.. Bana aşktan bahsetme sevmek kim sen kimsin.
Seni hiç sevmezlik etmedim etmem edemem, seni hiç aldatmadım, aldatmam, aldatamam,ama senin hemen unutuveririm. Niye mi? Çünkü sen bunların hiç birini yapmadın! ! !
Beni sensiz bıraktığın gün geliyor aklıma, düşünüyorum da çok acı çekmiştim, ama şu anda daha da çok çekiyorum ama biliyorum ki sen bu acıya hiçbir zaman değmedin beni hiç bir zaman sevmedin sen sevsen de sevmesen de ben seni sevdim hep de öyle kalacak..
Güneşin başka iklimleri aydınlatmaya, başka gönülleri ısıtmaya gittiği şu saatlerde, kâğıdı, kalemi elime alıp, seninle dertleşmek, yalnızca sana yazmak ve yalnızca seni özlemek geçiyor içimden. Sana yazmak. “Sana Seni Yazmak
Çok şey mi istedim senden hiç farkında olmadan bir çiçeğin bile kıymeti var sararıp da solmadan bıktım artık bıktım hep sana hep bana hep bu umutsuz aşka ağlamaktan tek korkum Allah tan birde sensiz kalmaktan...
Ne unutacak kadar nefret ettin ne hatırlayacak kadar sevdin sana bensizliği bırakıp seni içimden terk ediyorum bitanem.
Bir Gün Bu Köşede Sessiz Sedasız Hıçkıra Hıçkıra Ağlayacağım, Şu Lanet kaderime Sitemler Edip, Tanrıya Son Kez Yalvaracağım, Güzel Gözlerin Gelecek Aklıma, Solup
Gideceğim En Güzel Çağımda, Sensizlik Beni Çağırdığında, Boş Sokaklara Haykırdığında, Artık Burada Olmayacağım
Bir gün yağmura yakalanırsan benden kaçtığın gibi yağmurdan da kaç.Çünkü bulutların arkasında kaybolan aşkı için ağlayan benim.
Artık günlerim günlerden uzun gecelerim gecelerden yalnız seni sevdiğimden bu yana her acıyı tattım her çileyi gördüm hayatın her cilvesine alıştım yanlız senin yokluğuna alışamadım şimdi anlıyorum acıdan hasretten gözyaşından başka hiç birşey vermemişsin bana yıkılan hayallerime yok olan geçmişime kaybolan geleceğime Ağladım Ağladım Çocuklar Gibi Ağladım..
Sevgi denildiğinde toz pembe bır hayat olduğunu. Ayrılık denildiğinde ise anlatamam sende yaşa anlarsın diyorlar... Neden kelimelerle anlatamıyorlar..
Sana beni sev mi dedim benim için öl mü dedim. Dizlerine kapanıp da gel kalbime gir mi dedim. Sen istedin,sen istedin ayrılmayı sen istedin.Beni aşka köle edip gençliğimden ne istedin...
En sevdiğim seni özlemekti,en sevdiğim kendimi özletmekti,en sevdiğim ellerim arasındaki parmaklarını sımsıkı tutmak,bir yaprak dökümü gibi hafif ürkek üşüyerek seninle orada yürümek.
Gittin... Şimdi bir mevsim değil, bir hayat girdi aramıza. Ne sen dönebilirsin artık geriye, ne de ben kapıyı açabilirim sana.
Sevginin en güzelini Tutkunun en kuvvetlisini Ve bağlılığın en asilini tattım. Bütün duyguların EN lerini tattırdın ya bana Ayrılığında EN acısını yaşattın..
Biz ayrıldık ama şunu unutma yaşadığın şehirde beni sana hatırlatacak çok şey var.Baktığın heryer,gördüğün her nokta ve ayak bastığın her toprakta benden bir şeyler var.İşte unutamamamın sebebi de bu.Çünkü bu şehrin her noktasında bizim anılarımız yaşıyor.
Ne ağlayabildiğim,ne gülebildiğim! Yaşanmış ne varsa sende, yaşanmamışlığı var bende.Şimdi sen söyleyemediklerinde, keşkelerin keşkesinde ve pişmanlıklar denizindesin...
Ses etmesem de öfkem saklı sana bakışlarımda bir tokat atıp gitmek vardı ama alacağın olsun o da değmezdi sana.
Hoşçakal bir tanem her şey için sağol. Seninle öğrendiğim ve seninle tattığım tüm güzellikler için. Ağlamayı sevmeyi özlemeyi hayatı senle buldum. herşeyi senle buldum ama seni anlamımı kaybettim.
Hani bir şarkı duyarsın, hani için geçer biraz, Karamsarlaşırsın, hüzünlenirsin biran, Ağlamak gelir içinden ağlayamazsın bir türlü, Benimkisi böyle bir sevgi, amaçsız, çaresiz, sonsuz...
Eğer bir gün beni unutursan öyle biriyle unut ki sana savurduğum KURŞUNLARIN önüne geçecek kadar cesur olsun..
Aramıza yollar, yabancı kollar,zor yıllar girdi,Ümitlerimi,saf sevinçlerimi derken seni kaybettim Bir iki sözle bi kaç şarkıyı, adaletsiz yargıyı Birde bu talihsiz yazgıyı kalbime kaydettim.
Bu şiir ile ilgili 337 tane yorum bulunmakta