Her nefesi hayat olan adamdan,
_______________________Gözlerinde güneşi taşıyan kadına…
Deli AŞKIM benim, hasret çekilmez oldukça; her gülüşüne özlemli türküler yakarım şehrimde… Yağmurla yağdıkça yokluğun sızıları, üşüyen parmak uçlarımdan dökülen binlerce satıra güller açtırırım. Bir damla olup şehrine düşmek isterim ay yüzlüm, az ama delice yağmak şehrinin arnavut kaldırımlarına… Şah damarlarından süzülerek yüreğine akmak, seni sende yaşamak velhasıl tek derdim
Çöle kıyısı olan kentlerin
limanları sıkıcı olur
kuş uçar gemi geçmez,
kervan zaman içinde.
böyle kentlerde insan
fırtına gibi sever,
Devamını Oku
limanları sıkıcı olur
kuş uçar gemi geçmez,
kervan zaman içinde.
böyle kentlerde insan
fırtına gibi sever,
İstediğin kadar diren..Buram buram ben kokan diyardasınbenimsin..Gözlerin beni görecekrüyaların benimle şenlenecek..Bugün sana geldimm..Bana gelişini izlemek için gizlendim..Bekledim bekledimbedenin kalkmasa da ayağaruhunun adımlarını gizlice seyrettim..Yüreğimde ayak sesleriçok hızlıydı..Canım acıdı biraz..Gelişin de mi acıtacaktı? Acısam daacıtsan da seni benim ilan ettim!!
Seni benimsin ilan ettim!!!..
Yabancı mı geldi yeni evin? Oysa yeni değil burası senin içinhatırla..Arkana bile bakmadan çıkıp gittiğin o mesut yuvan? Evet biraz dağınıkkabul ediyorum..Ama bunları da sen yaptın..Gitmeden talan ettim yüreğimi en ücra köşelerine kadar..NE varsa yerinde duran fırlattın kalbimin duvarlarına..Ellerimi bağladın zincir zincir..Sen dağıttındarmadağın ettin..Yine de seni benim ilan ettim!!
Zamanı geldi ayrılığın diye yerinde fırladığın yer burası..Ve benim seni defalarca geri oturttuğum duygularımla süslediğim o güzel koltuğuna..O sen kokano mis kokan koltuğa.. Her neyse..Bugün benimsinsus ses çıkarma duymasın kimseler..Özledin değil mi beni?Onun için aldım seni getirdim buraya zaten.. Bu yürek senin kaderin..İnsan kaderinden ayrı düşer mi hiç? Gel buraya..Tekrar kaçıp gitmene razı olmaz bu sıcak yuva..Bu alev alev yana yürekbuna izin vermez!!..Hem bendaha şimdi seni benim ilan ettim ya?!
Telefonlarına cevap vermeyişimsenden tek bir telefon bile gelmeyişindendir takma kafana..Arada yaparım böyle şeyler..Kapımda gecelerce uyurken mışıl mışıl nasıl uyudum diye merak mı ediyorsun? Ben tersine çevirmiştim kapıları..SEn içerde kaldın böylece..KApında yatan ben oldum..Ama sen istediğin için değilBEN istediğim için.. Yoksa biliyordum..Kapının ardı arkası ne farkeder..Bir tarafında sen vardınbir tarafında ben..
Böyle fedakar bir yürek işte senin evin..Hadi gururlanne duruyorsun? Git anlat herkeserahat etmek için bu evde milyonlarca para harcadım ben desene? Ne duruyorsunbeni kırmaktan mı korkuyorsun..Evetsanırım öyle..Boşver korkma..Daha önce denedin ya? bir şey olmadıçelikten yapılmış işte bu kalp..Sen rahat davran..
Ben kokan yastıklara defalarca başını koy..Gülme halime ne olur..Ben de biliyorumorası ben değilsenin bana aldığın parfüm kokuyor değil mi? O'na da aldın değil mi? Bunları bilmiyor muyum sanıyorsun..?? Ama ferman bu yaben seni benim ilan ettim!!
İstiyorsan gitzaten benim evim de rahat..Bembeyaz örtüler var burada..Bir gömleğim var ki sorma..Seninkilere hiç benzemiyor..Daha güzel daha değişik..Belki daha trend..Hele bir yemekler veriyorlar bana..Ben senden birkaç bin yıl daha ilerdeyim..Mink kapsüllerle beslenmeye çoktaan geçtim ben..
Tabi hepsinin yanındatüm hizmetçilerime seni benim ilan ettim!!
Ben seni benim ilan ettimkaçsan da kurtulamayacaksın..Ben de evimden kaçmaya çalışıyorum bazen..Demim bahsettiğim gömleğim izin vermiyor..O da beni senin kadar seviyor biliyorum..Gel sevgilimkorkma..Affettim seni..Tamam özür dileme..Tamaaaammah meleğim..Bu kadar üzüüldün mü sen? Boşver unuttum hepsini..Neredesinnereye kayboldun yine?
Neyse kaçsan da bir yere gidemezsin.
Ben nasıl olsaSeni benimsin ilan ettim bu gece !!!
Sevdamızın iç geçirme vakitleridir artık… iç geçirip ağlama zamanı… unut sen beni… ben bu aşkı sonsuzluğa götürüyorum kendimle birlikte… sancısını da acısını da hançer misali batan yanlarını da alıp gidiyorum… sana en güzel yanları kalsın istiyorum… ya da kalmasın istemiyorum… sen de almayacaksın zaten biliyorum…
Sevdamızın İç Geçirme Vakitleridir Artık… Ben seni artık hiç olmasan da seviyorum… Güzel olan iyi olan ne varsa seni de dahil ediyorum… Yalnız değilim ki hayalin sarıyor her gece yeniden benliğimi… Her sabah martıların uçcuz bucaksız deniz üzerindeki raksını izlerken hatırlamamak ne mümkün sesini… Ve yine akşam oldu bak…
Hayalinle güzelleştirdiğim parklara gidiyorum… Banklara ismini kazımak geliyor içimden vazgeçiyorum sen olsan yapmazdın diye düşünüp… Her köşe başında ayak izlerini gördüğümü sanıyorum.. Sonra bir açıyorum gözümü sahildeyim… Telefon elimde ama aramıyorum… Sahile vuran her dalga da dalgacılığın geliyor aklıma gülümsü yorum… Uzaklara dalıyor gözlerim seni görüyorum… Boşluğa uzatıyorum ellerimi saçlarına dokunuyorum…
Başımı kaldırıp yıldızlara bakıyorum gözlerini görüyorum…. Sonra apansız bir yağmur yağsın da ıslanayım istiyorum… Yağmur yağsın… İri damlalar ıslatsın göz yaşlarımın yeterince ıslatamadığı yanaklarımı… Saçlarıma değen her damlada ellerini hissetmek istiyorum…
Akşam geceye doğru yolculuğuna başlıyor… Ben halen sahilde seninle oturuyorum… Hani bir şarkı sözleri vardı ya senin için ezberleyip sana bir kere dahi söyleyemediğim işte o şarkı sözleriyı söylüyorum avaz avaz içimden… Akrep yelkovanı yelkovan akrebi kovalıyor gece ilerliyor… Hiç gitmek istemesem de ayaklarım uyunacak yere doğru yol alıyor… Sokaklar boş… Evlerin ışıkları söndü sönecek… Yeni bir güne sevdikleriyle merhaba diyecek insanları düşünüyorum o evlerin camlarına bakarken… Önce hüzün kaplıyor içimi sonra yeni güne ilk sana “ Günaydın” diyerek başlayacağımı düşünerek mutlu oluyorum… İçimi tarifsiz bir huzur kaplıyor… Sen yoksun artık ama hiçbir şey değişmedi işte… Her anımı sensiz ama seninle dolduruyorum ben… Seni soluyorum hava diye… Her nefeste içime çektiğim sigaramın dumanı değil sensin…
Ve biliyor musun Canım’cım her gece uyunacak yerde dua niyetine hep aynı şarkı sözleriyı mırıldanarak uykuya dalmaktayım şimdi… Dinlemek ister misin… Bak söylüyorum duyuyor musun…
Bir gün anlayacaksın neden sessizce çekip gittiğimi…
Senden vazgeçmek uğruna nasıl bir savaş verdiğimi
Mevsim kış olur hani bir yudum güneş bulamazsın
Sonsuz uçurumlardaki çiçeklere dokunamazsın…
HER SABAH BİR SAYFA DAHA EKSİLİP GİDİYOR ÖMRÜMDEN
Gönlümün yıkıntılarında can çekişiyor umutlarım…
Ellerimde acılar ellerini tutamam…
Kıyamam sana…
Yollarımda ayaz var yaklaşma yollarıma…
Kıyamam sana…
Karanlık gecelere ortak edemem seni
Kıyamam sana…
HESAPLAŞMA
Geç anladım zamanın da yorulacağını ve o güzelim saatlerin de bir gün duracağını. 'Günaydın' dendiğinde karanlıklarla savaşılmayacağını, 'iyi uykular' dendiğinde güneşin aranmayacağını. Kimbilir belki yanlış bir yerden başlamıştı hayat, ama doğmakla anlaşılmaz ki hayatın değeri. O müthiş kavuşmasını görmeseydim bedenin toprakla, belki daha da anlamayacaktım hayatın önemini.
Yüreğimin tozunu aldım dün gece. Geç anladım kıtaların da hareket edebileceğini. Sanki yürek koca bir atlas da, sınırları var.. Silinmez bölünmez sanki... ama dün gece... Anladım artık o kadar da zor değil kıtaların hareketi. İnsan zannediyor ki böyle gelmiş gidecek böyle. değil... Anlamıyor bir afilli yumruk yüzüne değmedikçe. Belki bir göktaşı, belki deprem, belki bir çift göz nebileyim. Bir milat yani...ben sana döksem kelimeleri, toplasam roman yazsam adına, mil çekiliyse gözlerine görebilir misin? Gidince geri dönersin ama, döndüğünde aynı yerde misin? Ben kelimelerimi sana açık ettim bunca zaman, hepsine değip geçen rüzgar gibiydin.
Dün gece tozunu aldım eskimiş günlerin. Bunca zaman sızlamadı da yüreğin, şimdi mi farkına vardın sevdiğinin. Kader bir başka kaderle karışınca ancak kadermiş. Yoksa sen dur orada öyle çini vazoda, dünyanın 9.harikası gibi... kaderim kaderine değmedikten sonra ne fayda?
Ama geç...geç anladım yüreğimin bir yangın söndürücüye ihtiyacı olduğunu. Ve o yangın söndürücünün kendi gözyaşlarım olduğunu. Meğer kimse söndüremezmiş içimin yangınını benden başka, meğer kimse ısıtamazmış yüreğimi, ben istemeden. Şimdi koy bir yanına geçmişi, öbür yanına gelecek günleri.. Hangisinin acısıdır kıtaları sallayan? .. Hangisidir takdire şayan?
Yüreğimin tozunu aldım dün gece. Tarihleri karaladım, pusulamı kırdım, kitapları topladım, mektupları yırttım, gemileri yaktım, çığlık çığlığa uzandı hayat kollarıma. Yolculuk bitti ve kıtalarda kader buluşmaları..Ve seller aşındırıyor artık yüreğimin duvarlarını. Ağlamak yok, hadi artık sus. Deli çizgiler atmışsın bunca zaman boynuma. Ben nice uysal çizginin içinde yeterince oyalanmışım. Döndürülmüyor zaman en başa... Yüreğimden çekilen kelimelere bir bak... neler söylüyor sana... Sen benim güvercin kırılganlığımı unuttun da, söylesene biraz geç kalmadın mı bana?
Gitme demişim yüreğime, gitmemiş.. Onca sözcük tıkılıp kalmış, esirgenmiş. Sonra dökülmüş bir denizin ortasına, değememiş kulaklarına. Hadi canım, beterin beteri var, üzülmeyelim... Bir yangın varsa eğer ve sarmışsa tüm bedenini, biri çıkar susturur ağlayan kelimelerini. Bundan böyle düzgün çiz yüreğinin mühim çizgisini. Öyle düzgün çiz ki, tütmesin o yangın yeri. Malum bir kabulleniş gerekir filmin bittiği yeri.
Bir zamanlar gözlerimi kör, kulaklarımı sağır eden, hatsız hudutsuz, sevgili. Bir zamanlar kıtaları hareket ettiren, coğrafyayı değiştiren, hain savaşçı, kaçınılmaz barışçı. Ben seni hiç bir zaman 'kader' deyip fırlatmadım ki. Yavaş yavaş eriyip gitti masumiyetin bakirliği. En güzel yerinde durdurdum şimdi, seyrediyorum eski filmi. Baştan yazılabilir mi aynı senaryo, tekrar çekilebilir mi aynı film, oyuncular hala aynı oyuncu mu? ... Gitme demiştim yüreğime, gitmemiş bak... Giden başka şeylermiş.... Tozunu aldım dün gece, orada sana ait hiçbirşey kalmamış...!
Simdi bir merdiven bosluguna sigdirilmaya calisilir acilarim... Kimse bilmez ki kuf kokan bir haziranda oluydum. Askti berat eden benden... Kostum mavilerin golgesine ki dinsin bu onulmaz sizi. Dedim beyazin bir kolu da ben olayim. Bulduklarimda kayboldum. gayb oldum... Neyleyim... Simdi bir sevdanin arka sokagina kivrilir yalnizligim. Kapilarim calinmaz. Herkes donmeyi mi unuttu? Gitmek mi yalandi yoksa? nerde askin o deli yemini? Baslamasi memnu olan gitmekle mi bitmeliydi?
Bir ask geriden takip ederim hayati. Hayattakileri. Gec kalmisim yasamaya... Sana... Neyleyim... Nasil birakirim seni ki hayat zorludur. Kanamaktir kazanmanin diyeti! Nasil doneyim yuzumu senden gayrisine. Uzayan yolsa azalan ask mi? Nasil yitsin icimdeki bir vahiy sabahi... Sancilar nasil sigdirilir unutmaya? Ve sozler ve yeminler... Ve sevda daragacinda. Elimi ceksem senden olacagim... Cekmesem kendimden... Bensiz olunur da sensiz olunmaz imis. Yaralar suya deginceye kadar sevmeliymis. Bilemedim neyleyim... Iyisi mi kendimi senden azad edeyim... ey kendim!!! soyle nerdeyim?
Sol yanima duser memleket kavgalari... Icimde bir kuyu Yusuf dilenir... Gelene meyil vardir da ya gidene? Unuttugum dilimden dusendi... Sozlerim asi ve hircin bir dalga... Sigacagim deniz ararim. Musaitse siginabilir miyim gozlerine? Ya da birak duseyim adinin ilk hecesine... Bir elim Firat’in serin sularina deger... Ve icimden bir Yusuf guzeli gelir, gecer... Gozlerimden gecer gecmi ve gelecek sular... Izbelerimde yitirdigim tebessumun o esrik tadidir...
Gitmelerle yazdim adini salkim saçak yamaclara... Kiyilar nda terkedilmisligin o kesif kokusunun duyuldugu sahipsiz bir maviyim simdi. Her gece biraz daha eskir adim, biraz daha azalirim... bilmek ne yaman sey!!! Ve kalmak kor bir umutta ne aci! Ve yollar zalimdir. Hicbir yerde gorulmemistir ardina bakani... Ve yar bir yudum keder... ahh ki yar bilinmedik dertleriyle icime duser! Vay ki yanar sevda nobetlerinde gecemin elleri. Mahremimdir kuytularda sana seslenmisligim. Kuyulardir merhametine hasret kaldigim. Ve gece ne de cok dert gizler icinde. Elim ki erisir gogsume o vakit kanar muphem yuzu.olmeye hasretim!!!
Aksam alacasidir gpzlerim. Bakislarimda tasidigim omrum ve onyedime sigdirdigim acilarim var, kaydi dusulmemis, dusmemis acilar... Kendimi hangi ciglikta biraktiysam gene hala donmedim bana. Kaybettim kendimi bu sehrin tesne yorgunlugunda, magrur bir soz edasiyla... Kim bilir simdi hangi cikmaz sokakta boguk feryatlar savuruyorum goge! Kim bilir kimde kaldim gene... Bu kacinci kaybolustur bu kactir silinir adim... Ben ki asir bir gece soz de kalsin ses de. Bana beni bulun yeter! En kavi sebeplerimi harcadim yar yoluna. Bilmek gozumun ardinda... Ve sevda sizim sizim sizlar ellerimle ucurum arasinda. Bu yanilgilar surer beni var ile yok arasina... Yuregim... Yuregim ki dag. Icine sakli denizler almis, varligi hic olmus cografya. Kutsal bildiklerim benden cayanlardi. Kim ki gitmeyi vebal bildi ben ona meftun oldum. Iste odur ki ne varim ne yokum!
Yorulduysam bil ki yorgunlugum sensin!... Degismeler hep sana kaydi... Bak ben hala ayniyim.. yani biraz yetim ..biraz kendim...
gelmeli misin?
her vuruşta rüzgârın dansını hissederdim senin gözlerinde yok olup çıkardım her gözyaşının zerresinde boğulmamak için çırpınır her kuru gölge de seni arardım sen bende yok oldun ben var oldukça…
sözlerin bir derya her damlanın akıtımı oldun her eriyişte sen bana dokundun her çırpınışta tekrar var oldum sözler her zerreme derk etmişken sensiz gözyaşım akmaz oldu her sevişmeden sonraki sessizlikte…
kaldırımdaki sessizliğin gibi her yürüyüşüm rüzgârla dansım gibiydi vücuduma her titreyişin her bir vuruşun esirgemesiydi bu yanaklarımdaki dolaşmaların buydu buydu benimle iç geçirmen dansın buydu hafif hafif vururken yüzüme tenimdeki ürperme gökyüzü maviliğini almış inci tanesi hüznüm kalmamış boş vermişim tekdüze hayatlardan yine geçmiş uzaklardan bir rüzgâr fısıldaması usulca inlerken içimden geçmiş
bir sabah vaktiydi tek başına olduğum arkamda yükselen güneşe inat bakıyordum sana doyasıya hiç usanmadan güzelliğinin büyüsüyle birlikte ben benden çıkıp gidiyordum sanki ruhum ile bedenim apayrı olmuşcasına birbirlerinden uzaklaşıp gidiyordu sessizce ben de usul usul seni düşlüyordum gülüşlerindeki gizemi çözmeye çalışıyordum penceremin önüne geçip dalıyordum içinde senin olduğun hayallere buluyordum o derin hayallerin birisinde seni ve kavuşuyordum sana ve o gülüşlerine sarılıyordum sana hiç olmayacak kadar sevgi dolu ve seni derinden derine arzulayarak açıyordum elbiselerinin düğmelerini tek tek bir bir açılan düğmelerle bir sana daha da kavuşuyordum hem de o çokça hissettiğim tenine ulaşıyordum kucaklıyordum seni hem de sonsuzda değin bırakmak istemiyordum o gül kokan tenini o yüzden yanıma seni de alıyordum uzaklara doğru gidiyordum seninle birlikte ardıma bile bakmadan herkeslerden kaçırıyordum seni sen kimselerin olma diye hayalimde bile yanında kalıyordum gülüşü güzelim hayalimde hayalinle sevişiyordum belki düşündüklerimin hepsi hayalde olsa bile seni hayalimde sevmek bile,seninle hayalimde ten tene olup sevişmek bile güzel unutma sevdiğim şu an yanımda yoksun ama her gece hayallerimde benimle oluyorsun bir gün ben de senin hayalinde seninle olur muyum?
seni siyah renklerin ve şu şeytansı bakışlarınla tanıdım hala aynısın.
biraz daha ruhunda şehveti biriktirmişsin,gölgesinde kendini besleyerek ve aşksız..
ama bir et parçası var sol kaburganın altında,hani göğüs kafesi deniliyor ya!
sol omzundan biraz aşağıda o aptal kanı vücuduna pompalayan,sıradan et parçasına değer ekleyen bir ruh var sende.
herkesi bilmem ama benim için sıradan değilsin,tıpkı benim de sana olmadığım gibi..
arada bir birbirimizin frankeştaynı oluyoryoruz.
sana kendi yarattığım canavarım gibi bakıyorum.
en sevdiğim yerin göz rengin ve o özel ışığı.
gözlerime en dik baktığın an,hani biraz yukardan nefesin dudaklarımı ürpertirken kulağımızda unforgiven nağmeleri ve yaktığımız tüm mumların gölgesinin bizi birbirimize göstermeye çalışırkenki anı,bedenlerimiz ters, kollarımız kenetsiz, omuzlarımız birbirinden uzak, kalplerimiz ters yönde kan pompalarken, bir bedende iki kalp iki ruh,
bacaklarımız; seninkiler en rahat anında birbirinden olabildiğince uzak, benimkiler ise hiç olmadığı kadar yere sert basıyor.
vücudumu gerip kırbaç gibi kullanmam için konmuşlar sanki,
o iri kocaman gözlerinin beyazının,senin çığlıkların benim ise şiddetimden çoğu sönen mumlardan bedenlerimize değme çabasında olup da kalan tek mum ışığında şekilli şekilsiz kılcal damarların nasıl kanla dolup kırmızı renge dönüştüğü anı izlemek muhteşem,,,,
tüm sevişmelerimiz vahşi bir hayvansılıkta, şiddetli ve uzun çok uzun,tuhaf kokulu ıslak, her sevişme sonu yaralarımız iç açıcı gelirdi.
onlara dokunurduk en çok tırnakların sırtıma gömüldüğünde hoşuma giderdi.
tokat atıp seni ya da duvara çarpmazsam bedenini ve durdurmazsam, parmaklarına kadar sokasın gelirdi.
öç almak gibiydi sevişmek şiddetinde sıra ona geldiğinde sert tenini dişlerimin arasında hissederdin örtü gibi üzerindeyken saçlarından çektikçe, omuzların ve boynun gerilirdi.
kıracak sanırdın ses çıkardığında ya da itirazda, daha fazla çekerdim.
seni çektikçe göğüslerimin ucunu sırtında hissederdin. seninle oynardım çok istiyorsan çabala ve al oyunu.
öylece sırtında dururdum soluğum ensenle saçların arasında gezerdi.
sıkışırdın duvara, dünyanı daraltırdı kaçacak yer yok, oyun oynamaya başlamıştın bir kere.
saçlarını hiç bağlı sevmezdim, ellerimle tokanı saçlarından çekince belinden aşağı dökülen sarı gün ışığı saçlarını sicim gibi avucuma alır koluma dolardım.
duvarın soğukluğuna dua ederdin sırtın cehennem yüzünde buzullar eserdi sanki saçından çekip boynunu ısırırdım.
vampirdim sanırdın bir önceki yaşantıımda, bacakların yorgunluktan titrerdi ve ben daha sana hiçbir şey yapmamıştım.
ısırıklar seni kendinden geçirdi.
dişlerimin etlerine kadar vücuduna girmesi seni tetikliyordu, daha da acımasının sana zevk verdiğini bilirdim.
kan görmek istiyorum yabani bir hayvan kadar huysuzduk aşkta.
aşağılara doğru geldiğimde sen tükenmeye yüz tutmuş olurdun, birbirine birleştirdiğin bacaklarını açardı
hiç bir şey görmezdin ben ise her şeyi bilirdim, kalçanın üzerinde içine girmek için bekleyen yaratık ama sahibi onu da kontrol ederdi senden uzundu boyu ve sırtında çok rahattı.
sana, onu istiyorsan almamı, kulaklarına fısıldardım, evet çok istiyordun ama asılı gibiydin saçların kolumda sarılı seni yukarı çekerdim.
nedeni belli parmaklarının ucunda yükselirdin dizlerinden süzülen teri hissediyordun, seni iyice duvara yaslayıp bacaklarını az daha açıp kalçanı bana doğru yaklaşırdın evet pek savaşmazdık o konuda.
sana dokunduğumda benimde bir o kadar dolu sert ve ıslak olduğumu hissederdin; oradaydı işte, sıcaklığını nemini hissettiğimde, etkisi, gücü bir tılsımla kayboluyordu, dişlerimin yerinde hayvansı solumam her nefeste seni içine çekiyordu ve gevşeyen parmaklarım arasından dökülen saçların.
geri çekilme sırası bendeydi bir iki adım geri giderdim ürperirdim ateşinden, ellerini tutup birlikte aynı noktaya çivilerdim, boynundan tutup kollarının arasına eğerdim başını tut ve içine çek nefesinle,belinden ve omzundan tutardım dokunurdum arada ne çok ıslandığını söylerdim ve parmaklarımı yalardım sana da tattırırdım afyondu geceye bedenlerimizden hediye, o tat bir zehirdi ama etkisi tuhaflaştırırdı uçururdu bizi, ben daha içmek isterdim. dudaklarımdan önce nefesimi bacaklarında hissederdin ve istediğimi alırdım, sana gelmeye başladığımda hissederdin ne kadar gergin olduğumu.
selsuyun cehenneme davetliydi bedenin olan bitenin farkında değildi geldikçe büyüsüne kapılıyordum geri dönüş yoktu ona o kadar yakındı ki………….. ve……….. küçük bir kızın bacak arasında aşk kirletiliyorduk
çoğu zaman düşte.
cehenneme hoş geldiniz....
ışıklarında sevda şehrin,özlemek yürek çarpıntısı,sonsuzluk gibi ilk öpüştüğüm havasında,yaşamak seni,cevabı bulunmayan bir sığınıştır günahlarıma,sabahlardan gülümseyen yalnızlık,ihanet düşürürcesine zamana,dokunuşlarınla,olgunlaştığım dudaklarıma,çek çıkar beni şimdi keşkelerden,çek çıkar aynaların tozlanmış yüzünden,keşkelerle yüzleşmeden,aynalara küsmeden,çek çıkar beni bu kentin yüreğinden,kimseler görmeden,prospektüs yazalım papirüs yapraklarına,kimseler bilmeden,ve okuyalım zamana,şu içimizi rüzgarlandıran hazana,böyle mi geçecektik biz mevsimlerden,böyle mi konuşacaktı sessizliğimiz,ve aynalar böyle mi kırılacaktı,böyle mi unutulacaktı gözlerimiz,yazıyorum bunu hayat,dur ve dinle,kurşunum bitti,kılıcım kırık,böyle mi tükenecekti sende özlemlerimiz,büyüterek acıyla yalnızlık,uzaklarda bir kent,balkonda üşürken,ve düşünürken,ve düşlerken uykularımda,yağmura vuran sıcaklık,yürüdü,usul usul tırmandı sabaha,kanatları grinin sevdası,kentin en mutena arenasında,hücrelerime yazılan aşkın hatırası,ve çoğaldım ben,içimde şantiye kedisi bakışları,durdu böyle mi derken zamana,erozyon titremesi,toprak kayması,gecesizdi yüreğimde yaşadıkları,kahvaltıda,dudaklarıma dokunuşları,karşı konulmaz tarafından,dizlerimde uyuyakalışları,ve özledim ben,çok özledim o nafile haykırışları,ve sen başkasın ya,çek çıkar beni şimdi keşkelerden,çek çıkar aynaların tozlanmış yüzünden,keşkelerle yüzleşmeden,aynalara küsmeden,çek çıkar beni bu kentin yüreğinden,kimseler görmeden,prospektüs yazalım papirüs yapraklarına,kimseler bilmeden...
Bir deniz kıyısında küçük bir kumsaldım...
Kυ м dα η Kα Lє Lє я . Dalgalar okşardı kumlarımı bir anne çocuğunun saçlarını okşar gibi...
Her dalga gelişinde bu sefer gitmeyecek sanırdım ama hiçbir dalga
kalmazdı kumlarımın üzerinde bir nefesten daha uzun süre...
Kimi dalgalar bana deniz kabukları getirirdi kimileri küçük küçücük ama
çok güzel taşlar... Hatta deniz yıldızları bile getirenler olurdu ama
hepsi bu...
Hiçbiri kalmazdı bir nefesten daha uzun süre...
Kumdan kalelerim olurdu bazen... Altın sarısı kumlardan kendi canımdan yapılmış.
Kollarımı açmış beklerken görkemli dalgaları gelir umarsızca yıkıp giderlerdi kalelerimi arkalarına bile bakmadan...
Kimi büyük bir gürültüyle gelirdi köpüklerini saçarak etrafa büyük bir haşmetle;
kimiyse sessiz ve sakin karanlıkta bir fısıltı gibi...
Ben hep en gürültülüsünü en köpüklüsünü beklerken anladım ki benden en çok şeyi onlar alıp götürüyordu...Sessiz sakin gelenlerse sanki bana dokunmaya kıyamıyorlar geldikleri gibi dönüyorlardı masmavi evlerine...
Bazen biri gitmeden bir diğeri çıkıp geliveriyordu. İşte o zaman bilemiyordum ne yapacağımı... Birini kucaklamak isterken diğeri kayıp gidiveriyordu avuçlarımdan...
Gel-gitler oluyordu bazen... Kıyılarımdan giden dalgalar dönmüyorlardı geri.. Ve ben yalnız kalıyordum uzuuun bir zaman... Ve ilk dalga vurduğunda sahile yeniden büyük bir gürültüyle içimde bir çocuğun mutluluğu büyüyordu...
İçimde Tarif Edemediğim bir Hüzün Var..
Küllenmiş Aşkımızdan Bi Habersin El Kollarında SöyLediği Her KeLime Yüreğime batırıLmış bir Hançer Gibi.. ÖyLesine Acıtıyor Ki Canımı DefaLarca Yara Almış En Kuytu Yerinde Hissediyorum bu Acıyı Yüreğimin..
ÖyLe büyük bir Sancı ki bu; KeLimeLer Yetersiz KaLıyor bazen AnLatmaya. SatırLarım Umudunu Yitirmiş SessizLiğe bürünmüş Feryadını GözLeriyLe AnLatan bir Çocuk Oluyor bazen.
ÖyLe Derinden Kanıyor Ki Yaram Ne SözLer Yetiyor Acısını Dindirmeye Ne DeEn İçLi Aşk ŞarkıLarı..Zamana Yenik Düşmüş Sevdam EvLadını Kaybetmiş bir Ana Gibi Haykırmak İstiyor bazen.. YaraLı GönLümün SusKunLuğunu bozmak İstermişcesine.. bir Düş Geçiyor Sonra Gözünün Önünden..”Vazgeçiyor”! .. OkunuLup beğeniLmemiş bir Şiir Gibi buruşturuLup AtıLmak istiyor KayboLmak İstiyor Umudunu Yitirmiş MısraLarda.. böyLesine Mutsuz böyLesine Umutsuzken benim Sevdam yaLnızLığın En Acı HüznüyLe DertLeşirken GönLüm Sen Verdiğin “SözLeri Unutmuş” (!) KüLLenmiş Aşkımızdan bi Habersin El KoLLarında! ..
DÖNME! Çünkü Seni ben Affetsem Hayata Küstürdüğün Çocuksu Yanım Affetmez
Bu şiir ile ilgili 337 tane yorum bulunmakta