Her gün, bir gün eksiliyorum Allah'ım

Ensar Türkay
118

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Her gün, bir gün eksiliyorum Allah'ım

HER GÜN, BİR GÜN EKSİLİYORUM ALLAH’IM

Her gün, bir gün eksiliyorum Allah'ım
Adımlarım ağır, içimde taş gibi bir sükût
Göğün mavisi uzak
Yerler ıssız ve soğuk
Zihnimde bir yorgunluk
Her şey kırık dökük
Ellerim bomboş
Kendi gölgemi taşıyorum sırtımda
Ama o bile ağır geliyor artık
Yürümek zorundayım, biliyorum
Bir yer var ki, hep çağırır insanı…

Her gün, bir gün eksiliyorum Allah'ım,
Yüküm ağır, adımlarım sayısız gölge de kayboluyor.
Savruluyorum rüzgârın peşinde,
Bir yaprak kadar hafif,
Ama köksüz değil.
Yoksa hep bir rüzgâr gibi mi geçip gideceğim?
Yersiz, yurtsuz...
Bir gölge gibi mi kalacağım bu toprağın altında?

Her gün, bir gün eksiliyorum Allah’ım
Mevsimler değişiyor
Ben hep aynı yerdeyim
Hazan yaprağı gibi döne döne düşüyorum.
Bu dünya benim mi,
Yoksa ben mi yabancısıyım onun?
Bu yolculuğun sonunda anlıyorum ki,
Her iz,
Kendinden bir kalıntı bırakır aslında.

Her gün, bir gün eksiliyorum Allah’ım
Kir pas içinde dizlerim,
Emekleyerek, sürünerek yürüyor dualarım
Belki de yıllardır içimde yankılanan dualar…
Sanki bir aynada kırılmış parçalar gibi
Dualarım çaresiz ve yetim
Vefanın iki kanadı da kırık
Ama yine de duramıyorum,
Her adımın bir anlamı var, biliyorum.

Her gün, bir gün eksiliyorum Allah’ım
İyi niyetime takılan çelmeler
Sana giden yollarıma tuzak kuruyor
Oğlunu cepheye göndermiş bir anne ürkekliğindeyim
Yoğurdu üfleyerek bile yiyemiyor kalbim
Umudun içinde unutulmuş kelimeler var,
Eğriyle doğrunun çizgileri bulanık artık
Ak ile karanın, Leyla ile Mecnun olduğu bu devirde,
Bilmiyorum ak mıyım, kara mıyım...
Mevsim, kuşların gidişini körüklüyor
Turuncunun yeşile özlemi gibi özlüyorum
Özlüyorum çocuk kalbimle ettiğim duaları

Her gün, bir gün eksiliyorum Allah’ım
Gözlerim uzaklarda, ruhumda bir hüzün yumağı
Zaman su gibi akıp geçiyor
Her adımda biraz daha yoruluyorum
Zihnimde geçmişin gerçeği
Samanlıkta iğne aramaktan yoruldum
Her şey bulanık
Her şey biraz yabancı bana
Ama yürümek bir zorunluluk gibi,
Düşmekse kaçınılmaz.

Düşmek belki de insana dair en gerçek şey
Çünkü toprağa en yakın olduğun andır o
Düşüp kalsam bir köşede
Yeniden doğarım belki de
Toprağın sıcaklığıyla kalkarım ayağa.
Yine de kalkacağım Allah’ım,
İçimdeki kırık dökük rüyalarla
Bir daha yola düşeceğim
Bozkırların rüzgârınlarında kaybolsam da.
Yıldızlı bir gecenin altından geçip,
Sessiz bir ışık gibi kaybolacağım evrenin boşluğunda,
Belki de sonsuza dek.
Ama her uzaklaşma,
Biraz daha kendime ve sana yakınlaştırır beni.

Her gün, bir gün eksiliyorum Allah’ım
Kendi içimde bir dağ büyütüyorum
Bir de gerçeklerden arınmış umudumu
Onu da İsmail-i bir kabullenişe veriyorum
Savruluyorum rüzgârın peşinde
Bir rüzgârın yaprakla oynadığı gibi
Hayat ile düşüp kalkıyorum
Bilmem kaç mevsim geçiyor üzerimden
Ama ben hep aynı yerdeyim…

Her gün, bir gün eksiliyorum Allah’ım
Alışmak bazen kendini bulmaktır
Bir taş gibi sessizce suya batmak
Kendini teslim etmek akışa.
Yıkılmaktan korkmuyorum,
Toprak tanır beni
Orada bekler beni, sabırla.
Bazen öyle bir an gelir ki,
Kendi varlığını bile yabancı hissedersin,
Bir göçebe gibi ait olmadığın bir toprakta yürürsün.
Ama bilirim ki Allah’ım
Her yol seni bulur sonunda...

Ensar Türkay

Ensar Türkay
Kayıt Tarihi : 27.11.2024 00:05:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Cihat Şahin
    Cihat Şahin

    "EĞER HAYATINIZIN LEZZETİNİ VE ZEVKİNİ İSTERSENİZ Kİ -İSTEMEK İNSANİYETİN MUKTEZASIDIR- HAYATINIZI İMAN İLE HAYTALANDIRIN VE FARZ İBADETLERİNİZİ HAKKIYLA İFA EDEREK SÜSLEYİN VE DE GÜNAHLARDAN TÜM GÜCÜNÜZLE KAÇARAK MUHAFAZA EDİN VESSELAM." -Kelam-ı kibar-

    Hayırlı imtihanlar olsun Ensar bey.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)