Rüzgarın kumaşını kestik,
yama ekledik tövbe tutmaz günahlarımıza,
Al başına mahmur sevdalar,
Fırat sen dur ben akayım,
Dicle aksın ben kavuşayım…
Hani bu şehrin ürküntüleri vardı mermerden,
Tebessümler eksilmezdi yüzlerde tunç kafiyeden,,,
Aşk türküleri dökülürdü binlerce heceden,
İki büklüm, bir gerdan kırmadan, çıkacağım
Rölantiye alınmış umutların şeceresinden
İstanbul sen dur ben gideyim,
Her gördüğüm şehre İstanbul diye gireyim…
Nerdesiniz biz yaklaştıkça kaçan,
beyaz bulutlar içersinde, beyaz güvercinler,
küçük bir çocuk düşürdü düşlerimi
Deli akan bir ırmağa,
ve onunla girdik düş çağına,
şimdi apoletleri sökülmüş bir günün gıyabında
Eskimesin militan ruhlarımız, insanın mihrabında
Birde eski zaman içinde, kara önlükler üzerimizde
Tek bir bahara iltica, dört mevsim yüreğimizde..
Defolu zaman,
Düş yakamızdan
İhtimal ki gökte yıldızlar
Düşecek sancımızdan…
Sen gitme kal yerinde,
Gürültülü olur dağların yer değiştirmesi,
Ben biliyorum gidilecek yerin, tek adresi,
Diye düşsün, ansiklopedik kayıtlara
Bu türkünün mukaddimesi……………………….!
Kayıt Tarihi : 15.11.2006 17:57:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Lütfi Kireçci](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/11/15/her-gordugum-sehre-istanbul-diye-gireyim.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!