HER FELAKET BİZLERE BELKİDE UYARIDIR. !.
Selamünaleyküm saygıdeğer gönül dostlarım ve insanlık alemi. Sizlere merhaba demek geliyor içimden. Selam Allah Kelamıdır. Bunu her Müslüman alır ve verir . Ama merhabayı selam gibi algılayanlarda çok sayıda vardır. Neden merhaba demek istedim. Bildiğim kadarı ile merhaba rahat olun demekmiş. Bende insanların bu korona virüsü ile korku içinde yaşadığı bir dönemlerde Hakka ve hakikatlere inananlar rahat olun demek geldi içimden. Çünkü her türlü felaket bizlere belkide uyarıdır. İslam aleminin birbirine kenetlenip hareket etmesine gerek duyulduğu bir zamanda kopukluğu hissediliyor. Çünkü okunan ezanları duymadık, camilere uğramadık.
Müslüman Ümmeti Muhammedin kıblesi olan KABE ve ALLAH'IN evi Camileri, Mescitleri, ibadethaneleri şu günlerde Korona Virüsüne karşı önlem kapsamımda boş kalmıştır. Kendimizi bir sorgulamamız gerekiyor.!. Allah evi hiç boş kalır mı? .. Ne gibi kusurlar işledikte Rabbım bizi Kabe'sinden, Cami ve ibadethanelerinden uzak tutuyor. Ne kusur işledikte yaşlılar, çocuklar, genç yiğitler arasında mesafe bırakılıyor, Ne kusur işledikte sosyal haklarımıza Korona Virüs sebebiyle kısıtlamalar getiriliyor. Ne kusur işledikte gözle görülemeyen mikrop tüm dünyayı esir alabiliyor, ekonomiyi de çökertebiliyor.
En büyük kusuru inancı zayıf liderler yapmıştır. Tüm Müslümanların hac paralarını Amerika ile anlaşıp silaha yatırıp Müslümanı Mümine kırdırmayı planlayan gafil bir zihniyet var. Komşumuz olan Suriye'de bir Esad denen halkına acımadan katliam yapan,yerlerinden,yurdundan eden zalim diktatör var. İran, Irak da dost görünüp sinsi planlarıyla düşmanlık düşünen ülkeler arasında. Yavru vatan KKTC sözde Cumhurbaşkanı bile gaf yaparak zor anlarda bile çekimser kalanlardan. Türkiye İslam dünyasının tek savunucusu durumundadır. Mescidi Aksa, Kudüs işgal edilmeye çalışırken Filistin devleti İsrail zulmüne karşı yalnız bırakıldı. Sözde Müslüman devletmiş gibi görünen Arap birliği maalesef kafirlerin oyuncağı durumuna gelmiştir. Korona virüsü 200 ülkeyi işgal etti ve dahada etkisini artırmaktadır. Peki bizler ne yaptık.. Hangi birimiz yaptığı yanlışların farkına vardı. Önceki felaketlerden ders çıkaramadık ki bundan da maalesef sınıfta kaldık. Allah'a her an sığınmamız DUA etmemiz gerekiyor. Çünkü çare onda, şifa da Ondadır.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta