Her Dize Bir Direniştir

Ahmet Mızrak 2
3

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Her Dize Bir Direniştir


I.
Bir gemi vardı
limana zincirlenmiş.
Zincirleri pas içinde;
ve o pas
bir halkın dili kadar sessiz,
bir annenin dili kadar yaslıydı.
Gemi kıyıya vardığında kaptanı ölmüştü,
ama gemi hâlâ hafızamızda
dalga dalga çarpıyordu kıyıya.
Kimse kalmamıştı limanda.
Şehir bir viraneydi.
Surlarla çevriliydi hâlâ,
ama içi boştur bir kalenin
kralsız, kalemsiz,
ve kansız bir devrimin eşiğinde.
Sonra sen güldün.
Sahi, o ne güzel bir gülüştü;
Kawa'nın dağ başında yaktığı
ateşin ilk kıvılcımı gibiydi.

II.
Kafamda deli rüzgâr,
kalbimde kor yangın;
ama bu yürek,
şairin kalemiyle mühürlü bir silah.
Satırlar artık deftere sığmıyor,
kelimeler yokuş aşağı koşar gibi
düşüyor dağlardan ovaya.
Şiirler pasaportumdur artık.
Her dizesi yeni bir ülke,
her hecesi yasaklı bir dilin
özgürlük vizesi.
Saçların yeni bölgelere girmek gibi
yasaktır, ama güzeldir.
Gözlerinle sınırları geçiyorum,
sözlerinle halkları uyandırıyorum.
Dağların eteklerinde tırmanan bir halk
ellerinde stranlarla, dillerinde geçmişin yasını,
geleceğin şarkısını taşıyor.
Dicle kıyısında yürüyen çocuklar,
Zîn gibi bakıyor.
Her bakış bir çağrı,
her adım bir kavuşama ihtimali.
Ve o gemi hâlâ limanda,
ama rüzgâr yön değiştiriyor artık.
Yelkeni kırık ama yüreği dolu
bir halkın gemisi bu.
Suda değil, şiirde yüzen;
sustukça batan değil,
yazıldıkça ayağa kalkan.

III.
Demirci Kawa’dan kaldı bu öfke,
bu umut, bu harlı ateş.
Dağ başında bir kıvılcım gibi yandı
ve şimdi her yürekte bir yangın.
Her Newroz,
bir halkın kendini yeniden doğuruşudur.
Surların içinden yükselen isimsiz bir çığlık gibi
büyüdük, yandık, yeniden kurulduk.
Mem û Zîn’in kavuşamadığı aşkı
biz haykırdık taşlara.
Bekir gibi bir dünya girdi araya,
ama biz toprağa düşen sevdaları
filizlendirdik stranlarla.
Gemi limanda bekliyor hâlâ,
ama biz yürümeye başladık.
Artık rotamız halkın kalbidir.
Yıldızlar kadar yaslı, ateşler kadar canlıyız.
Şahmeran'ı kandırdılar,
söz verdiler ama öldürdüler.
Bilgeliği onun kanından aldılar,
ama unuttular:
Her düşen kadının kaleminden
yeni bir halk yazılır.
Tawûsê Melek’in renkleriyle
gökyüzünü boyadık.
Bize gök bile yetmezdi;
biz, yere düşmüş dualardık.
Sürgünlerde ezildi rengimiz,
küllerimizle boyadık bayrakları.

Ve sonunda bir Simurg gibi
doğduk kendi közümüzden.
Dicle’nin kıyısında kanatlandık,
Fırat’ın üstünde gölge olduk.
Şiirle dövüştük.
Her satır, bir barikattı.
Her dize, bir meydan.
Biz kelimelerle sokaklara indik,
kurşun gibi harfleri savurduk göğe.
O gemi hâlâ orada,
ama zinciri biz kırıyoruz şimdi.
Bir halk şiirle limanı terk ediyor artık.

IV.
Her şeyden sonra bir aşk kalır.
Dağ yamacında bir çay.
Bir annenin son bakışı.
Bir çocuğun ilk sözü.
Bir dengbêjin son stranı.
Ve sonra bir dize doğar:
Dağlar kadar dik,
nehirler kadar derin,
kadınlar kadar sabırlı,
çocuklar kadar temiz.
O dize,
bir ülkeyi uyandırır.
O dize,
bir halkı birleştirir.
Ve o dize,
bir limanı ateşe verir.
Her Dize Bir Direniştir.
Ve biz,
direnişi mısra mısra öreriz.

V.
Bu bir manifestodur:
Ne aşktan yoksun, ne kinden sarhoş,
Ama taş gibi sağlam,
Ve sevda gibi sonsuz.
Beyaz bir perdenin ardından
Hayat oynanır her gün,
Senin sesinle yazılır kelimelerim.
Tut ki bir aynaya baktın: yüzünde bir maske
Maskeni düşürdün,
Göz göze geldin kendinle.
O an anlarsın:
Kelimeler bile bazen silah olur,
Ve dizeler darbe yapar gecelere.
Labirenttir bu yaşam;
Varoluşun pusulası yok,
Ama ben senin gözlerinden bakınca
bulurum yönümü.
Başlar öyküm,
Diyarbakır’ın taş sokaklarında,
İstanbul’un manzarasında silik bir iz,
Ankara’nın soğuk salonlarında.
Sonra…
Bir dağ yamacında,
Kara demlikten yükselen çay kokusuyla
Uyanırım bir sabaha.

Ahmet Mızrak 2
Kayıt Tarihi : 18.5.2025 20:27:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Şairin kitabına adını veren şiirdir. Aynı zamanda kitabının söz konusu Her Dize Bir Direniştir adlı şiirinin 5. bölümünde dediği gibi şairin sanat, şiir ve hayat manifestosudur.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!