Her Daim Hep Yek Şiiri - Erol Akalın

Her Daim Hep Yek

HER DAİM HEP YEK
İlacı kendisine meçhul kancık bir aşka öksürüyorum
El etekle taşınıyorum
morga yakın en acil servise
İkiyüzlü çoraplarımın yerini galoşlar alıyor
Boneli başımın altındaki yastık fıtık operasyonu yiyor
Bir şeyler giydiriyorlar imdaaat! ...
Bir zebranın sulieti düşüyor üstüme.
Cinayete susamış hinoğluhin ampulün ışığında
Riski olmayan dualar ediyorum
Dileklerim iplenmiyor.
Serumlarımın gizli dosyalarını karıştırıyorum
vahiy gelmiş bende ki en tembel örümceğe
Sıkıştırıyormuş kör bir sineği Arafat Tepelerinde.

Kalbime sırtımdan ulaşmaya kararlı bir cerrahın ellerindeyim
Dip düşüncelerimi diken hemşirenin ellerine işiyorum durmadan
Narkozsuz neşterlere geliyorum.

Aşkın Labaratuvarında düğümler atılıyor kanıma
Negatifle pozitifin arasına sıkışmış bir çekapa yaslanıyorum
Umut edilecek bir yeri kalmış mış ömrümün
İç güveyinden hallice bir ciğer
Oda aldatmaya dünden razı
“he desen koparacak zincirlerini yedi veren bir kardeşi bin arzu”

çişi gelmiş bir çocuk gibi çöteliyor
yanıbaşımda cerrah paşa,
bacaklarının arasına gizliyor gözlerini
öyle bakıyor iffeti ellerinde namussuz
mülhem şeylere mühür basıyor durmadan
meymenetsiz adının baş harfine kibarca bir nokta konduruyor
gerisine iri puntolarla yazıyor soyadını
kalınca bir imza patlatıyor
görüldü.

Yersiz ve zamansız sevk ediliyorum
Çok yüksek ihtimal şair olduğumu da bilmiyordur Kleopartra
Geçmiş, gelecek bütün uçurumlarımı çuvallıyor refakatçim
gözlerim
her iç çekişim kolera doğuruyor beşer onar
yanındaki yatak leke kondurmuyor çarşafa
kar kadar beyaz
getirilecek ilk dostu bir tanıdık olmalı
ziyaretine geldiğimi sansın
yemin billâhi sevinir garibim.
Bi gelsin hele bi gelsin fazla kalmak
Sahi denizler hep mi mavi?
Tut elimden çakır gözlerim
Gelen giden yok
Ufak ufak ağız dolusu gidelim
Bir şey unutmadık ya.
Uçurumların hepsi sığmadı
Tazesini aldım bayatı kaldı.

Mağarasına kovaladığım öfkemi geri çağırıyorum
Ana avrat yol boyu
Kızını kısrağını ne varsa ayaklarımın altıyla koşturuyorum
Suskunluk şehrin ar damarını çatlatıyor durmadan
'Böyle atar damar atmaz olsun'
O mumu da söndürün üstelik
Söndürün göt olsun çiçeksiz kaç tane el varsa.
Yarık toprağa hangi anası orospu tanrı gömülecekse
İhanet saptırıyormuş meğer saatlerin döngüsünü
Siktir çekiyorum ihanete dair ne varsa
Zamana uyumayacak kadar uykusuzum.
Ben Kleopartra’nın zalim ellerinde ölmem.
Bana Mayakovski’nin son yazgısını verin.
Puşkin’i yere seren o düello pişman olmuşsa eğer
Bir daha geri döner mi sanıyorsun.

Erol Akalın
Kayıt Tarihi : 20.9.2006 01:47:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Erol Akalın