XI - umman…
Ruhumda bin nedâmet; âlem-i berzahtayım
İbraya muhtaç özrüm; biçare izahtayım
Ağlıyorken amelim ıslatır her yanımı
Sürüldüm ayağına, son kez gör hicranımı
Ecri para etmeyen gözü yaşlı bir devim
Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın,
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Devamını Oku
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
YANDI YÜREK DAĞLARIM
I.
Sisler bulvarında bir yetim hissiyat
/ asılı kaldı badem ağaçlarında /
bulutları sağdı kirli nazarlarım
masal çocukları göründü Kaf dağının ardından
dörde bölündü gece yarısı uykularım
/ yarım kaldı hazan sarısı hatıralarım
……..
âhlar düğümlendi boğazımın en tenha çıkağında
/ bir tinerci çocuğun kesik nefesinde
vehimlere karıştı heyulalarım
/ yandı bir gece yarısı, yandı yakuttan saraylarım
sular alevleri öperken…
/ en büyük çığlıktır suskunluklarım
II.
Elem deryasında yüzer taş gemiler
/ tuz buz olur camdan sularım
bir annenin sesinde saklanır koca mazi
/ nerde benim kırık çıngıraklarım?
sevgi iksiriyle pansuman edilir
/ kanayan yaralarım
vesikalık fotoğraflarda donan tebessümler
/ anıların sıcağında çözülür
üşür tan ağarırken kırağı çalan hatıralarım
hasret yorganım iken, yastığım olur hüzün
/ anne diye haykırır, yanar yürek dağlarım
kuytu karanlıklarda ben her gece ağlarım…
III.
Vakit demir atınca elem limanlarına
/ kuşatır asumanı yankısız çığlıklarım
gönül pervazlarına konar ak güvercinler
/ zamanın sükûtunda uzar gider intizarım
yankılanır bülbülün ferahfeza nağmesi
annemin ak saçlarında kaybolur bakışlarım
gönül secdegâhında beş vakit kıyama durur
/ ervahın minare gölgesine düşen hayali
gözbebeklerim büyür huzurun aydınlığında
/ sarar çepeçevre ruhu dünün melâli
taçlanır nazarlarımız gül endamıyla
/ çölde serap misali…
IV.
Gün doğar, sürüklenir zaman serazat, bir başına…
/ kırılır elbet hicran ağacının dalları
müebbet uykusuzluklar sürmez sonsuza kadar
/ erir bir gün yüreğin kocaman buz dağları
sarar yangın yerine dönmüş taze tenleri…
/ …bir annenin göğe kalkan asil kolları…
yavru ceylanlar can çekişir gönül dağlarımda
/ kirletir çakallar duru suları
yarınlar prangaya vurulur gün doğmadan…
darağacına kaldırırlar taptaze umutları
/ zihnimiz allak bullak, düşler keşmekeş, yarım…
Cevaplar, arar durur müstakbel soruları
V.
İrileşir bir annenin sofaya düşen titrek gölgeleri
sesler yankılanır gecenin kapkaranlık beton duvarlarında
/ renkten renge girer mahcup suretler
/ taş kesilir anne demeyi unutan diller…
bir yetim buse kondurur buz kesen dudaklarıyla
/ …bir annenin yere düşen balçıktan gölgesine
…her baharın kışı, her yüreğin düşü vardır elbet
düşler de yenik düşer senelerin kurşundan ağır siluetine
servilerin üstünde kararır ak bulutlar bir akşam vakti
/ eleğimsağmanın peşine düşer öksüz yürekler
…ve bir tümsekte sükût bulur her ne varsa, bozulur büyü
/ gökte asılı kalır onca dilekler…
VI.
Kör şafaklarda lime lime olmuş darağacına asılan duygularım
/ siyahla beyaz arasına sıkışmış renk coğrafyam
/ uzayan gecelerde masmavi düş yorganım
yıldız yağmurunda payıma düşensin annem
aç kurtlar sofrasında hissiyat salya sümük…
/ gönül ocağında pişensin annem
hicran türkülerini dağıt kestane rengi gözlerinde
kadim duaların kırsın zamanın azı dişlerini
/ saksıda karanfiller canlansın gün doğarken…
VII.
Sen ki ilkbahardın mevsimler içinde gül kokulu, güller içinde
ayazlarda perçemlerin hâlâ buz tutar mı senin
/ bilirim ki en metanetlisiydin annelerin
efkârdı gece yarısı dağınık düşünceler içinde savrulan
/ yürek dağlarıma yağan kar boran…
minyatürlerden göz kırpan şehla bakışlı güzeldin
sevda burçlarında serteser dalgalanan al sancak
göklerinde hâlâ mağrur yıldızlar parlar mı evreninin? …
VIII.
Adın adımdır can evinde hücrelerime ezberlettiğim
/ açılan ellerime düşen rahmet damlalarısın Eyüp’te
her yol ayrımında kılavuzum, temelimdeki harçsın
kurumuş dudaklara can veren ab-ı hayattır çeşmen…
/ …zülfünün her teli karanlık bir ağıttır
sularda can çekişen suretin köpüklerle yıkansın her gece
/ tarif tarife muhtaç sözlerin yangınında
sen cansın, canansın, efgansın, sultansın anne…
IX.
Nasıl durulur gözbebeklerimdeki bulanık bakışların
sen ki hercai menekşesin baharı müjdeleyen
/ annesiz an/nedir, kupkuru bir gölgedir
bengisu diye içip kandığım geniş zamanlarda saklı düş kanaviçesi
ne zaman son bulur gece yarısı ürpertilerim?
kelimelerin kıskacından nasıl kurtulur hissiyatım?
/…duaların gergefinde nakıştır gül cemalin
gitmek midir kalmak mıdır daha zor?
/ denizleri bile yaktı yüreğimde senden arda kalan kor
X.
Ahlara gömdüğüm mukaddes gölge,
/ ölümsüzlüğün mumyasısın düş piramitlerinde
/ gönül sahrasında sükûtu öğüten sahrânişin
ilk duam ve son âhımdın sen…
şimdi çağlayanlar akıyor saçının her telinden
kurumaya yüz tutuyor tomurcuk güllerim
/ ıstırap çiçekleri açıyor gülşenimde
kaldırımlara bırakıyorum sana dair yalnızlığımı
hıçkırıklar düğüm düğüm boğazımda duruyor
/ pişmanlıklar dolaşıyor yangın yeri tenimde
maveraya elem taşırken sabır yüklü kervanlar
/ annemin nurdan gölgesi uzadıkça uzuyor kül olan evrenimde
M.Nihat MALKOÇ
DONUK BAKIŞLARINDA HATIRALAR…
sırlı bakışlarına gömüldü hatıralar
gölgem eridi aydınlığında
sen ki annemdin, içimde yaşattığım
cenneti taşırdın ayaklarının altında
dünü resmederdin alnındaki derin çizgilerde
ayağıma değen taşlar,
yaralardı yüreğini, kanatırdı hatta…
duaların kuşatırdı yarınlarımı
belâlara kalın duvarlar örerdi ak duaların
tek nefes üflemişlerdi ruhumuza
sözlerin senet olduğu kal-u belâda
toprağıma düşen ilk cemreydin sen
yürek deryalarımda yüzdürdüğüm gemiydin,
içimde büyüttüğüm gizemdin anne! ...
şafak vaktinde hayalin konardı kalbimin pervazlarına
bana benden elzemdin anne….
kapkaranlık göğümde ayın on dördüydün
efkârdın zihnimin derinliklerinde dolaşan
bulutlardan çöllere sağdığım yağmur…
sırlı anahtardın huzura kapanan kapılarımı açan
acılarıma düşen gölgeydin en tasalı vakitlerde
biteviye kederlerime kalkandın
gözlerimden süzülen bir damla tuzlu su,
Yusuf’un yüzünde parlayan nurdun
ak saçlarında eserdi seher yelleri
kardelendin kışın ortasında umuda açılan
karanlığımı dağıtan tan vaktiydin
yalnızlığımın sebebi ve ortağıydın her gece yarılarında
durgun sularda bir damla maviydin
hırçın dalgalara karşı dalgakıran
kuşluk vaktinde odama düşen titrek bir ışıktın
çinilere sinen uhrevi bir sestin tenha vakitlerde
göğümde kanatlanan yapayalnız bir serçe kuşuydun
çocukluğumdan kalan resimlerde
rengârenk bir uçurtmaydın
bir tarafı kırık yüreğimde uçurduğum...
hayat ağacının en sağlam köküydün
devdin sevgi söz konusu olunca…
mübarek gecelerde kandildin
hıçkırıklarıma sükunettin her ağlayışımda
hokkamdaki mürekkeptin, simsiyah nur...
hakikatlerden dem vuran
kalemdin gönül sayfalarına değdirdiğim…
tebessümdün dudaklarımda yarım kalan
kimsesizliğime sığınaktın tenhalarda
ruhumu ruhuna kattığım iksirdin
zaferimdin alınmaz kalelerin burçlarında
tenindeki gül kokusuydu maziden güne akan
beyaz peştamalında soluklanırdı keşmekeş ruhum
annemdin yüreğimi ateş denizlerinde yakan! ...
M.NİHAT MALKOÇ
Çok hoş bir şiir...
Bir hayli emek verilmiş...
İmgeler genellikle yerine oturmuş...
Güzel bir eser çıkmış ortaya...
Bence birinciden çok daha güzel ve anlamlı bir şiir bu...
Başarılarının devamını diliyorum.
Bence birinci olan şiirden daha güzel
kularım, nicelerine...
şiiri ve şairi kutlarım
saygılar
GELİN ŞİİR YAZALIM ANNEMİZE
Gelin şiir yazalım annemize
Kelimeleri özenle yerleştirelim her satıra
İlmek ilmek ekleyelim sevgimizi
Yapmacık değil sade olsun dilimiz
Annemiz gibi saf
Annemiz gibi temiz
Annemiz gibi içten
Şayet kelimeler anlatamazsa sevgimizi
Biliyoruz affeder annemiz bizi
Şiirin bir bölümünde
Çiçekler sunalım annemize
Hem de en nadide çiçekler
Ben kardelen sunayım
Sen gelincik
Bir başkası nergis
Yok yok papatya olsun
Ayşe annemin papatyaları
Saf temiz beyaz yapraklı
Her yerde açan papatyaları
Bir başka bölümde
Yemekler sunalım annemize
Ayak üstü yemekler değil
Annemizin yemeklerinden olsun
Buram buram Anadolu kokan
Damak tadımıza uygun yemekler
Anılarla sürdürelim şiirimizi
Bir satırda
Sevgisini koyalım kalbimize
Bir diğerinde
Başımızı dizine
Bir diğerinde de
Elimizi eline
Değdiği yerde gül biten
O müşfik mübarek eline
Ayıralım şiirin son bölümünü
Türk milletinin kutsal analarına
Nene Hatunlara Kara Fatmalara
Onlardır bize gösteren bugünü
Unutmamak gerek
Çünkü onlar annemizin dünü
Olmadı bu şiir olmadı
Annemize yazılan şiir
Daha da güzel olmalı
Sana layık değil diyerek
Gidip sunalım şiirimizi
Beğenmese bile
Biz biliyoruz
Affeder annemiz bizi
ERGÜL SIRKINTI
tebrikler...saygılarımla...
Şair, Derin ve derinlerdende derin hislerin titreyip peydah bulduğu sinede dile düşen bir cemre olmuş şiiriniz. Benim Gözümde şiiriniz ilk sırada yer almalıydı ama takdir onların... Tebrikler Şair Dost..
Çok güzel dilinize sağlık hak ederek aldığına inanıyorum belki daha yüksekti derecesi ilk üç şiire bakıldığı zaman..
Haşim Kalender.
Bu şiir ile ilgili 91 tane yorum bulunmakta