Ankaradan, İstanbuldan,
Ses veriyordu kardeşler.
Babam göç edip gidince:
bir, bir bozuldu düzenler.
Babamın yazıhanesi:
Issız gibi Ankarada.
Nerde o eski dostları:
Her birisi ayrı yerde.
Her tarafa bakıyorum:
vardır babamın izleri.
Asım, Asım diye,diye:
Yandı babamın ciğeri.
Annem, ablam hacda idi:
kardeş Asım vefat etti.
O acı haberden sonra:
Babamda eriyip gitti.
Dört aylık evli iken;
Kader hükmün icra etti.
Asım kara yerde iken:
bir Asım dünyaya geldi.
Babamın ayak ucunda:
Yatıyordur şimdi Şaban.
Vasıyeti öyle yaptı:
Ankarada kardeş Şaban.
Karşısında Asım vardır.
Yanında da büyük ana.
Mezarın başında iken:
neler düştü hafızama? ...
Hacı talip yan tarafta:
babama oldu arkadaş.
Fayda vermez ki orada:
Ne evlatlar ve nede eş.
Zıyaretim bitirince:
döndüm yine eve doğru.
Kimlergeldi, kimler göçtü:
Düşenemez insanoğlu.
Yüce rabbim rahmet eyle.
Bizden önce gidenlere.
Bunca mezar taşlarından:
Her an haber var bizlere.
Dönüp geldiğimde eve:
Annem tesbih çekiyordu.
Bazen Asım bazen Şaban:
deyip, deyip ağlıyordu....
„Her acıyı tattim oğıul,
Evlat acısı çok başka.
İçerimde bir ateş var:
Benzer aynen kor ateşe.“
Karşı değilim Allaha,
Bilesin evladım Ali.
Hiç bir an gözüm önünden:
Gitmez onların hayalleri.“
RİZE 2007
Kayıt Tarihi : 11.8.2008 11:31:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!