Ben,
Anadolu’mda yaşayan
on milyondan biri
“Hepsi” kızım!
Biz Hepsi kızlar
Dünyaya gelmek için
biz yalvarmadık Dünya yaşamına katılmak için
biz sizlerin
bir gecelik zevkinizin
aklınızda olmayan
cennet yıldızlarıyız
Yaratanın can verdiği
Tanrının kızlarıyız…
Ben,
Hepsi kız
tüm insanlar gibi uçtum dünyaya
mutlu sonsuzluğumdan
ve
ağladım
bilirmiş gibi sonumu
doğduğum an
Ben Hepsi kız
her çocuk gibi
anamın memesinde sıcaklık
babamın gözlerinde mutluluk aradım
ağamda yaptığı gibi
muştuluk versin
kızıyla da gurur duysun
yedi cihana doğduğumu duyursun...
Ben Hepsi kız,
ben bir insanım
her insan gibi umutlarım vardı benim
doğduğum o ocakta
bir varlık
bir ağırlık
bir var olmak
babamın, anamın, ağamın, akrabalarımın
gönüllerinden
sevgiler dermek
ve
tüm umutlarımı büyüterek
okumak
öğretmen, doktor, yargıç olmak
bir alp’e gönül vererek
beyaz kanatlı, kırmızı kuşaklı gelin olmak...
Ben
Hepsi kız
kara gözlerimle yakarırdım onlara
ben de
okşanmak isterdim
övülmek isterdim
kirpiklerim ıslak
yüreğim kan bağlasa da
umutlanırdım
umutsuz yaşanmıyor ki zaten
elbette ağalar önde sevilir
bu gelenekten...
Ben
Hepsi kız
büyüyünce biraz
gene umutlandım
artık
okula gidecektim
okuyacaktım.
öğretmen, doktor, yargıç olurum
babam, anam, ağam, akrabalarım
benimle öğünürler
onların da kaderlerini değiştiririm
beni de severler hem
beni de severler
umutsuz yaşayamaz ki insan!
Ben
Hepsi kız
üç sınıf okudum
çok seviliyordum okulumda
en güzel bal özlerini topluyordum
umut çiçeklerimden
inanılmaz mutluydum...
Ben
Hepsi kız
dördüncü sınıfa gidecektim
okulun açılacağı sabahtı
uçarak hazırlanıyordum
birden babamın sesini duydum:
“Hepsi kız, yetti gayri.
okumayı söktün
hem de böyüdün. Gayri okul bitti
ananın yükü bir hayli
haydi
bundan böyle evde anana yardım etcen
kardeşlerini büyütcen! ”
Ben
Hepsi kız
kaynar sular döküldü başımdan
nefesim durdu
ayaklarına kapandım babamın
sel oldu ortalık göz yaşımdan
öğretmenler geldi babam dinlemedi
yasa var dendi
devlet Hepsi kızın yanında
üzülme dediler
ağlama dediler
seni kurtaracağız
babana bırakmayacağız!
Öğretmenler başaramadı
devlet bir şey yapmadı
ben
Hepsi kız
on yaşımda
koca bir kız sayılmıştım
baba ocağında
biz Hepsi kızlar
umut etmeğe bile hakkımız yoktu
törede böyle yazmışlar
Elması da okuldan almışlar
A’yı da, B’yi de, C’yi de, D’yi de, E’yi de
yirmi dokuz kızdan sadece
babası merhum
amcası olmayan
Sıdıka kalmış okulda...
Yüreğim bir duruyor
bir atıyor
korkuyorum
Elmas on üçüne bastı dün
Elmas’ı babası kırkbeşlik bir adama sattı bugün
babası da A’yı bir ayıya sattı
B’de, C’de, D’de, E’de tüm akranlar
koyunlar keçiler gibi satıldılar
biz on milyon Hepsi kız
daha kendimiz bez bebek oynayacakken
okuyacakken
öğretmen, doktor, hakim olacakken
bez bebekler kadar önem vermediler bizlere
bezden bebeklerden daha ucuza satıldık
devlet zaten elimizden bile tutmazken
baba ocaklarından da atıldık
Biz on milyon Hepsi kız
bu koca devlette
yapayalnızız...
Eve bi adamlar geldi
aklım “kaç Hepsi kız kaç” dedi
ağam önümü kesti
anam kahveyi götürmemi istedi
“Yaaa büyük Allah’ım neden öldürmezsin
hoplayan şu kalbimi neden durdurmazsın
neden Hepsi kızlara bu kaderi yazarsın
neden biz çocuk kullarına acımazsın...”
On üç buçuk yaşımda
beni de sattılar
bileğimi kesecektim yakaladılar
salıncak urganını elimden aldılar
adamın koynuna veresiye dek
gözleri gibi kolladılar...
Bir hoca efendi nikah kıymış
babam vekilmiş
o gün
onlar eğlendiler
onlar içtiler
kendilerinden geçtiler
gecenin bir saatinde
adamı koynuma verdiler...
Korkuyorum
bir mucize olsun diliyorum
kaderim bir anda değişsin
bir kez, sadece şimdi bir kez
yüzüme gülsün
ama felek de benden yana değil
zaten benden yana kimse yok ki
titriyorum
buzluğa atılmış bir et parçası gibiyim
Üstümde kaba sakallı
kırklı bir adam
durmadan böğürüp sallanıyor
canım yanıyor
canım yanıyor
Tanrım ne olursun Tanrım
beni bu durumdan kurtar
beni kurtar...
Ama olmuyor olmuyor
Hepsi kızları
Tanrı da duymuyor...
Üçüncü geceydi
“yapma ağam, yanaşma” dedim
“canım, yüreğim yanıyor”
yüzüme öyle bir tokat yedim
ağzım kan dolu
kendimden geçtim...
Bir sonraki gündü
gün doğmadan
“İlke” öğretmenime kaçtım
gerçek anammış gibi karşıladı beni
yanağım morarmış, dişim kırılmış
gözlerim şiş
ilçeye savcıya gittik
herkesi şikayet ettik
babamı, ağalarımı, kocalığımı getirdiler
kocalığımı tutup
babamı,ağalarımı salıverdiler
“Yaşı küçük bunun, çocuk bu” diye
beni
babama verdiler...
Beni baba evine verdi devlet
bu kız çocuk karşı geldi töreye
alın bunu öldürün diye
o adamın altındayken de
ben böyle olmuştum
donmuştum...
yürüdüm
içimden sürükleniyordum
biliyordum öldüreceklerdi beni
“Öl” dedim kendi kendime
“öl ama yalvarma
ağlama! ”
on milyon Hepsi kızdan biri daha ölecekmiş kime ne
zaten yaşarken öldürmediler mi bizleri
ve
zaten
ölüler ağlayamaz ki!
Köye varmadan meşelikte durduk
küçük ağam on altısında
bileğimden tuttu
meşelik deresine doğru yamaç aşağı savurdu
kaydı geldi
dere başında karşıma dineldi
ağlamayacaktım
yalvarmayacaktım
ama yaşamak güzel
sevilmek
okumak
öğretmen, doktor, hakim olmak çok güzel
şu an edemiyorum bildiğim duaları
ağamın yüzü sapsarı
eli titriyor ağamın da korkusundan
insan umutlanıyor
“kıyma bana ağam, katilim olma ağam” demek
beynimde dolaşıyor
söylemeğe dilim varmıyor
söylemeğe dilim
söylemeğe
DAN!
17.08.2011
Oğuz Bulut YakupoğluKayıt Tarihi : 5.9.2011 15:48:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Olaylar zaten insanı yeterince etkiliyor. Bu arada Sayın Ruhat Mengi ve Sayın Müge İplikçi VATAN gazetesinde yazdıkları makaleleriyle çocuk anneler ve öldürülen kadınları konu etmeleri de bana esin verdi. Ne kadar olduysa. Herkese baki selam...
![Oğuz Bulut Yakupoğlu](https://www.antoloji.com/i/siir/2011/09/05/hepsi-kiz.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!