değişen ben değilim
dönüşen savaş
yaşlanmakla ıslanmak aynı şey:
bir yağmurun gölgesinde ihtiyarlamak
şimdi ölüm bile yetmiyor
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
HARİKA YA
ÖLÜM VE AŞK GİBİ İKİ UÇ NOKTAYI BİRLEŞTİRİYOR
SONUÇTA İNSDAN GİBİ BİR OVDADA KARŞILAŞIYOR BU İKİ ŞEY
EZBERİMDEKİ ŞİİRLERİMDENDİR KENDİSİ..
OLMAMİŞ YA ÖLÜMLE İLGİLİ OLACAK YADA AŞKLA İLGİLİ OLMASI LAZIM
Güzel bir şiir bence.yılmaz erdoğanın gönlüne sağlık.ama lütfen merabaları esirgemeyelim,insanlığımızı yitirmeyelim,yaşamı savaşa dönüştürmeyelim...
tıpkı ölümü soğukluğu gibi yazmış yılmaz erdoğan.... ellerine sağlık çok hoşuma gitti...
yılmaz erdoğan ben onun şairsel tarafının daha agır bastıgına inanıyorum ve öyle tanışmak be şiir üstüne konuşmak isterim
kalitesiz bir şiir...
Antolojinin tuhaf bilgisayarının işleri
idaare edin işte....
Neyi tam doğru dürüst becerebildi ki
şiirleri seçmeyi becerebilsin
Ha bir de aklımdayken
kaç günden beri
söyleyeceğim söyleyeceğim unutuyorum
o beş meşhur şair ismi var sağ tarafta
Sağ köşede beş ismin ortasında bir
Orhan Veri yazıyor benim bilgisayardan baktığımda
O da kim ki hani...
-
Orhan Veli nin mezarda kemikleri sızlıyo mudur acaba?
Kırk yıllık şairin ismine bile bile özen gösteremeyen
doğru dürüst yazamayan bir bilgisayar
-
Seçtiği şiirleri eleştirmek mi?
Yok canım
Haşa
kimin haddine! ..
Antolojinin tuhaf bilgisayarının işleri
idaare edin işte....
Neyi tam doğru dürüst becerebildi ki
şiirleri seçmeyi becerebilsin
Ha bir de aklımdayken
kaç günden beri
söyleyeceğim söyleyeceğim unutuyorum
o beş meşhur şair ismi var sağ tarafta
Sağ köşede beş ismin ortasında bir
Orhan Veri yazıyor benim bilgisayardan baktığımda
O da kim ki hani...
-
Orhan Veli nin mezarda kemikleri sızlıyo mudur acaba?
Kırk yıllık şairin ismine bile bile özen gösteremeyen
doğru dürüst yazamayan bir bilgisayar
-
Seçtiği şiirleri eleştirmek mi?
Yok canım
Haşa
kimin haddine! ..
reklam yapmayalım....günün şiiri nedense hep bilinen isimlerden seçiliyor...yenilere yeni ilk defa daha geçen hafta yazılmış şiirler var....bu şiir den daha güzel şiirler var antolojide yeterince popüler olmuş ne yazsa gider olmasın....ben günün şiiri olarak görmüyorum..emek vermiş yazmış...ancak benim hayran olduğum yazarın şiirini yayınlayın diğer okuyucular bana hak verecektir....
Bu köşede bulunmanız farklılığınızın ispatırır..İşte Yılmaz Erdoğan budur..Selamlar.
Bu şiir ile ilgili 83 tane yorum bulunmakta