Hep Zaaflarımla Oynuyorsunuz,
Hep Düşüncelerimi Karalıyorsunuz,
Sizler Yaradılışınızdan Bu Güne Kadar,
Hep bir Virüs gibi İnsanoğluna Zarar veriyorsunuz,
Ama Ben Sizlere gereken iksiri içirip,
Uykuya bırakmasını bilirim,
Sizlere Gereken dersi verip,
Gitmesini de Bilirim…
Sizler Kıymet bilmeyen aciz insanlar olarak,
Bir leşten bir leşe konarsınız,
Ancak hiç biriniz bana dokunamazsınız..
Çünkü sizler benim zavallı yaratıklarımsınız..
Taşınan bedene yolcuğum sırasında,
Sizler hep boş bedenlere sahip oldunuz..
Asla bana olamadınız..
Şimdi tümceler biter,
Vakit Daralır, ve yolculuk başlar…
Kanatlarımı çırpar, uçarım denizlerin üzerinden,
Sizler ancak mavi bulutları görürsünüz,
Ama uçamazsınız…
Murat Arslan
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta