Eşini arayan bir kumuru kuşu gibi tünedim ayaz vurgunu yapraksız bir dala... Keskin bir rüzgarın belediği tüm üşümelerim ve içimin titremesi uzun zamandır uzak kaldığım sevda sözcüklerinin içime doluşması ile son buldu...
Bahar mı geliyor ne, yoksa sevdam mı sarıyor unutulmuşluğun en gizemli bir yerinde...
Sevmek, seviyorum demek, aşk ve sevda yolculuğuna adımlamak... Öyle zor ki...Öyle dillere pelesenk yapıldığı gibi değil... yüreğin dilim dilim dilimlenmesinde benliğin bir özlem, bir arzu ve bir ateş kundağına sarılmasına rıza gösterebilmektir...
Oysan kaç kez bu ateş kundağında piştim, olgunlaştım ve sana uzanmaya çalıştım... Hiçlik duyguları içinde kaç kez ölüşler yaşadım... kaç kez ellerim uzandığı boşlukta öylece asılı kaldı...
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta