Hep köyde aklım. Şiiri - A. Yüksel Şanlıer

A. Yüksel Şanlıer
917

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Hep köyde aklım.

Bindim bir kır ata, sabah erkenden,
Gün boyu koşturdum köye giderken,
Atım yorgun düştü bir handa kaldım,
Kimsin dedi hancı, attan inerken.

Ah be sorma hancı, çıktım sabah ben,
Tan yeri ağarmadan, şafak sökmeden,
Haber geldi köyden, hep köyde aklım,
Yetişsem dedim şu hüküm gelmeden.

Dedi nedir derdin, çıktın erkenden,
Ah sorma be hancım, yaktın yürekten,
Köyde bir babam var, hep onda aklım,
Duydum ki o düşmüş, ceviz silkerken.

Geçmiş olsun dedi, yatak verirken,
Yatak yemek verdi, yorgun düşerken,
Yedim içtim yattım, hep köyde aklım,
Tavana bakardım, lamba sönerken.

Ayrıldım o handan, gün yükselirken,
Hancım hep bakardı, köye giderken,
Mahmuz vurdum ata, şahlandı atım,
Geç de olsa vardım, gün batıyorken.

Cenaze var baktım, köy gözükürken
Aklımda hep babam ben sal görürken,
Sal üstünde giden, babammış baktım,
Of çektim ağlardım, attan inerken.

Kahredip dururdum, acı çekerken,
Göremedim sağken, vuslat yakınken,
Göz yaşlarım dinmez ağlarım baktım,
Ağlama diyen yok, ben düşünürken.

Üzgün bir şekilde,ayrıldım köyden,
Kahrettim kendime,dönüp giderken,
Arkama dönerek,son bir kez baktım,
Mor dağlar karardı, bulut çökerken,

A.Yüksel Şanlı er
16 Ekim 2009
Antalya.

A. Yüksel Şanlıer
Kayıt Tarihi : 18.10.2009 10:14:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


....Zamanın birinde,dağ köylerinden birinde yaşayan ve geçim sıkıntısı çeken çivtci Mehmet çok sevdiği anne babasına veda ederek evlenmek istediği kızla evlenebilmek için başlık parası kazanma uğruna köyünden ayrılır ve Vilayetine çalışmaya gider. ...Vilayette bir ağanın çivtliğinde bir iş bulup çalışmaya başlayan çivtçi Mehmet, zamanla köyünü unutmaya başlar ve çalıştığı yerden başlık parası bile vermeden bir başka kızla evlenir ve artık oralı olur. ....Oralı olur olmasını da Mehmet,zaman,zaman rüyalarına bile giren köyündeki yaşlı anne babası onu tedirgin eder, köye dönmek istese de dönemez. .....Ve bir sonbahar günü bir haber alır köyünden,babasının bahçede ceviz silkmek için çıktığı ağaçtan düştüğünü ve yatalak hale geldiğini öğrenir. ....Bu duruma çok üzülen Mehmet, saten onların rızasını da almadan iş için geldiği bu yerde evlenip kaldığından vijdan azabı çekmeye başlar, ve gidip babasının elini öpüp sağken helalleşmek ister ve çivtlikteki atlardan birine binerek şafak sökmeden yola çıkar gideceği yer yakın değildir ama,o bir an evvel varmak ister koşturur atını at kan ter içinde akşama doğru bir hana varır. ....Mehmet yorgun atından iner, o geceyi bir handa geçirdikten sonra sabah tekrar yola çıkar ve nihayet ikindin üzeri güneş batmasına yakın köye varır,varır varmasına da bakar ki yoldan mezarlığa doğru bir cenaze giderdir önce kendi babası olduğunu anlamazsa da daha sonra gidenlerden babası olduğunu anlayınca dünyası yıkılır. ....Mehmet üzgündür ama yapacağı birşey yoktur, cenazeye yetişemediği gibi bir de köydeki eş dostun, köyde Mehmet'e sırt çevirmesi onu daha da çok yıkar ....Üzgün Mehmet, mezar üstünde ağlayarak son görevini yaptıktan sonra,eşe dosta bile uğramadan tekrar geri döner ve kendine vaktinde yetişemediğine daha önce arayıp soramadığına yanar kahrolur.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Aysel Yazıcı
    Aysel Yazıcı

    maalesef oluyor böyle talihsizlikler..
    duyarlı yüreğinize saygıyla..

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

A. Yüksel Şanlıer