DENEME                                                                02.01.2008-01
Suat TUTAK
HEP ÇOCUK OLABİLMEK...
Güzel şey çocuk olmak.. Çocuk olabilmek zor.. Çocuk kalabilmek ise imkansız. Bu olaylar yaşam denen süreçte farklı şeylerdir. Aslında yaşam süresinin tamamını anlatan hayat kelimesinin değişik dönemleri, farklı evreleridir. Bu evreler, tüm doğa varlıklarında vardır. Hepsi de farklı farklıdır. Birbirine hiç benzemez.. Tabii bu olay; insanda da, doğadan değişik evrim gösterir. Bir benzer yönü ise ilk devre, il gelişim evresi olan çocukluk, yeni merhaba dedikleri an var ya, işte o evrenin güzelliği, sevimliliği, insan yavrusu çocuklara çok benzer.. O evre boyunca tüm canlı varlıklar güzeldir. Çocuklar gibi sevimlidirler...
Aslında hayvan sever insanların; hayvanları sevmeleri, o devrenin etkisinde kalarak başlar. Zaman içinde gelişerek, hayvanların tüm evrelerine bir aşinalık başlar.. Ondan sonra da giderek bu etkileşim, bir hayvanları sever seviyesine gelir.. Gerçekten; insan yavruları olan bebeklerden sonra, hayvan yavrularının tümü de  o evrelerde çok güzel, çok sevimli ve de dayanılmaz çekici olurlar.. Ama; güçlenip büyüdükleri zaman ise insanlara karşı, tehlikeli olmalarını bırakın, kendi aralarında da tehlikeli olular...
 
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...




Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta