hep bu korku içimi hep bu korku sarıyor
etrafımda pusu kurmuş çakallar uluyor
sesim sesinde ürkek nefesine karışır
bilmemki vuslat için kim kiminle yarışır
kalksın perde perde gözlerinden karanlıklar
sürünsün renk cümbüşünde dans eden canavar
hep bu korku yokluğun zirvesinde sefahat
yere batsın nefsine peşkeş çeken saltanat
en acımasız gerçeklerle duruyor hayat
karşımda sen ayrılık rüzgarları hoyrat
köpekler ulusun merhamet bakışlarında
sevgiler öksüz kalmış kaldırım taşlarında
ne gül kaldı ne bülbül ebedi aşka şayan
ne küheylan kaldı aşkı sırtında taşıyan
al; tüm benliğimi istersen sinende taşı
istersen at yerlere kurtul başını kaşı
esir et gözlerinle kısrağı,prangalar tak
şahlansın sevdam zaman vursun eceli tik tak
kötülüklerimi ört iyiliklerimi vur
tokat gibi yüzüme,hasretlikleri savur
aşk gergefte nakış nakış işlenen ilimdi
sonu hüsranla biten seyrettiğim bir filmdi
hep bu korku umutsuzluk içime işleyen
sırtımdan kalleş bir sevdaydı beni dişleyen
ve bir gün sevilir sevgiler pınardan akar
yüreğim zalimden değil sevilenden korkar
köpük köpük kusacak zehrini aşka vampir
azap azap gül kokacak sahipsiz kabir
aşk; ram olmaktır güzel sevgiliye umarsız
sevenin gayesi kalp kazanmaktır kumarsız
hep bu korku hep bu korku sarıyor içimi
elveda; yol göründü kaldı bir su içimi
Kayıt Tarihi : 26.9.2008 02:38:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!