çığlık çığlığa uçuşuyor yine kuşku kuşları alnının
en tenha seherlerinden. vurup vurup kendilerini
vitrin aynalarına gözler içinde en gözde gözlerinin.
kirpiklerin kapısı
bırak aralık kalsın.
bir şiir merdiveninin başındayım ki ucu sana çok yakın,
her basamağı damıtılmış gümüş, mutluluk potasından.
küskün bir pınardan fışkırır serüveni. zorlanma sakın,
evrenler taşır sesim,
sesime uyamazsın.
hangi yıkık iklimlerden getirdin bu pişmanlık yağmurunu
ki saçakları saçlarının sırılsıklam yalnızlıktan. rüzgârgülün
hoyrat yellerde rehin. aldanmışsın ötüşüne hilekâr horozların.
sen hem tescilli gerçek,
hem yitik bir rüyasın.
boşluk ateşi yanar avuçlarında ve kanar parmak uçlarında
yanlış dualar. kururken sabır fincanının derinliğinde telve
kulaklarında sihirli yankılanışı umut suları dağıtan tasın.
elin nabzımda ama
dokunur, duyamazsın.
sensizliğin ters kaldırımları beni hiçe götürür hep inadına.
balkonumda kişner durur ayrılığın kısrağı. dost kavşaklar
karantinalı. kırık telgrafımla s.o.s. gönderemem inan bana.
kara çalı pusuda,
sevda kuşu ne yapsın?
sen olsan ne yaparsın gökyüzünün direği çöktüyse eğer?
umutların bulutları paramparça olmuş işte. aldanarak
güzel yalan bekleme çirkin falcıdan. çünkü şansın bu kez de
kaymış yörüngesinden
yerine koyamazsın.
uydurduğun geceler uzun; uzundur ağlamaların, dövünmelerin
senin. kendi uçurumlarından kendini çıkarmaların ölesiye uzun.
yalazlanır içinde bir şey, adını belleyemediğin, talazlanır bir şey
boğulurken altında
dağlar kadar bir yasın.
bu kent o kent mi, okuyup okuyup kustuğun? suratını kendi
elleriyle kirletmiş. sevginin tabutunu kaçırırken vampirler
bir şey damlamış yere. bir anı ya da meyvesi en son günahın.
vurmak geçer içinden,
vurmaya kıyamazsın.
ben göçlerle göçürdüm seni hicret denizlerinin hasret sularından
yazgım gibi yaşadım, belam gibi taşıdım. soludum seni aralıksız
nefes nefese. yaralandım kanım oldun, kanımın közü. istedim ki
tanrı, hüznü hep bana,
sevinci sana yazsın.
heyelana kapılmış ceylan, diren biraz, bir gün biter bu bitimsiz
bekleyiş. hep aynı yerdeyim ben, kargışlanmış-dışlanmış. Keşke çıkarabilsem seni doruğuna arınmışlığın. gel bana, sokul, ısın
seninle ölmek var ya,
tadına doyamazsın.
Kayıt Tarihi : 18.3.2011 12:15:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!