Hep aynı hikâye bu, hep aynı tatlı masal,
İnce, narin ve hassas, bir o kadar duygusal...
'Acısı bol', derdi çok bir kahramanın öyküsü,
Sek içilmeyen gerçeklere biraz yalan örtüsü...
Böyledir işte dünya, hayatlarımız böyledir...
Hep “gelmeyen kahramanlar”, mucizeler beklenir.
Sonra bir albümden anlarsın, zaman seni dinlememiş.
Mucizeni beklerken sen, o seni beklememiş.
İsyan edersin belki, haddini zorlayarak...
Biraz da süslersin onu, boş yere ağlayarak...
Geçmişi sil baştan alıp, bir dolu bağırırsın...
En evvel kendine kızıp, dünyaya haykırırsın!
“Yok, olamaz, imkânsız, kahramanlar yaşlanamaz.
Bilirsin ki, jönler aklara katlanamaz...”
İşte onlardır, en büyük delili şimdi, değiştiğinin...
Aceleci kederlerin kapında bekleştiğinin...
Türlü baharlar bekliyordu seni, çok önce değil, daha dün,
Şöyle derin bir nefes alıp haykırırsın belki o gün:
“Ey masal, seni bize böyle anlatmadılar!
Mucizelerin nerede, bizi kurtarmadılar? ”
Allah’ı düşünmeden geçirdiğin bir ömrün...
İşte karşında bedeli, haydi şimdi de gülün!
...
Bir masal dinlerseniz, kahramana gülmeyin.
Akıbet budur, gerçek, sadece bekleyin...
Kayıt Tarihi : 24.7.2010 12:20:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Allah masallardan uzak kılsın, hakikatlere yakın.
Hayırlı çalışmalar.
TÜM YORUMLAR (1)