HEM ARTIK YAŞAMAK
DİLUCUMA GÖMDÜĞÜM BÜTÜN İNTİHARLARDAN
DAHA OLGUN VE DAHA ANONİM
aslında her şey akşamlıdır dediğimde
vakit henüz çok geçti
ve bir kadın saçları konusunda
bir türlü karar veremiyordu
ama yine de olsundu
madem ki yaşamak üstüne
çokça kuram okumuştuk
ve madem ki uçarı çocuklar gibi
acılara uçuşmuştuk
öyleyse bir başka anlamı olmalıydı
yaşıyor oluşumuzun
inanmak gibi falan mesela
direnmek
gücenmek
ya da tükenmek türünden
daha marjinal istekler
yani hepsi bir arada
sen gibi
ben gibi
Kayıt Tarihi : 20.8.2004 23:38:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Selçuk Küpçük](https://www.antoloji.com/i/siir/2004/08/20/hem-artik-yasamak-2.jpg)
Hangimiz öldürmedik kendimizi ve fakat hangimiz öldüremiyor hala kendini....
Sorular sevmeliyiz vede çokca okşamalıyız o güzel alınları . Günceler tutmalıyız ve o güncelerde yakmalıyız bütün kirlenişleri . Zaman unutkan , zaman çirkin , zaman kanayışlı , zaman kendini yok etme zamanıdır .....ZAMAN İNSANA DÖNÜŞME ZAMANIDIR...hala neden yaşıyorsunuz , neden suskunluk , neden kirlenişle yüzünüzü boyuyorsunuz . Hadi gidin kendinizi en derin sevdalara atın . Aklanmalarınız ancak böyle olabilir ......
Yaşamı gözlerinle terk ediyorum
Buzların erirken çıkarttıkları seslere
Senin adınla seslenirken kırıldı bileğim
Dilimin sürçmesini bağışla
Anlamı çırpınışa kayıtlı heyelanlarım
Ve de kederlerimin kuluçkasında
Yüreğim döllenirse yok oluşa bağışla
Bağışla göçlerimi .........
ACILARDIR OLGUNLAŞTIRABİLEN , ONU İÇENLER BİLİR . GECE KARANLIĞINDA YAŞAMIN İÇERİĞİNİ ÇÖZMEYE ÇALIŞAN SİMYACILAR.........
Para savaşları , güç savaşları , yükselme savaşları , ideal savaşları ,iktidar savaşları vb .... ne kadar çirkinsiniz biliyormusunuz . Bu türlü yaşantıyı kabullenemiyorum . Ölüyorum ve gözyaşındaki tuza dönüşüyorum .......
Eskiden beri meraktayım
Bunca gölgelenmenin arkasında kaşif edasıyla
Yüreğine konan papağan gülmeleri
Durgunca uzanıyor çalkalanan bir tarihin keskin dişlerinde
Sana mülteciyim
Ruhum duydukça gözlerini
Bana ait ne varsa yaşanmışlığımda
Sevdamdan döktüğüm çelikle kazıdım
Artık son ölmedeyim , dudaklarında .......
Sana seslenen yanım yaralı / kuşlarda gitti
Bir beyazlık kaldı / gidişler sonrası
Zaman duruldu / ahenk yerle bir
Her buharlaşmanın peşinde ben
İlkel bir yalnızlık olarak fısıldıyorken
Sendeki kalabalığımı
O çocuğa deki
Aşk tekil zamanların üremesidir
Evrime durulmuş ölüm / sana benzemektir
İnanıyorum tüm aynaların kırılacağına bir gün.....
direnerek en olası sözlerin peşisıra.....
gücenerek çirkinliğe vede
tükenmeleri seyrederek ''ATIYORUM KENDİMİ SESİNİN BOŞLUĞUNA '''
Benim intiharım
İntihardan özge
Sen yönlü bir rüzgara tutunmaktır ............
Yaşamı gözlerinle kabul ediyorum ...........
ŞİİRE SEVGİLERİMLE......
yüksel balcı
Tüm dünyada insanın, bunlar insan oluşunda, yüzde 95 lara varan ortak paydaları. Geriye kalanlar ise kültür, lisan, toplum deger yargıları, dinsel inanış ve sairler..
Yani Bu şiirde de olduğu gibi:
“ve bir kadın saçları konusunda
bir türlü karar veremiyordu
ama yine de olsundu
madem ki yaşamak üstüne
çokça kuram okumuştuk”………
YANİ ŞAİR olarak ANLAYACAĞINIZ gibi ince ve minnacık detaylarla uğraşıyoruz… İNSAN OLMADAN şair olmak işte onun içindir ki zor sanat!
Saygıyla
'Hem artık Yaşamak' başlıklı şiirin havası çekiyor insanı. Söylemler ustaca:
1) Aslında her şey akşamlıdır.
2) ....uçarı çocuklar gibi acılara uçuşmuştuk.
3).......anlamı olmalıydı yaşıyor oluşumuzun.
Kutluyorum.
Son şiirimden (Yılgın Hüzün) kimi imgelerle, duygularınıza eşlik etmek istiyorum:
'Omurgamda tepinen zorba bir fıtık.
'Sağ elimin suratıma küslüğü akut.
'Çizmemin vicdanını sorgulayan kaldırım.
......................
.....................
*Nadir ŞENER HATUNOĞLU: matematikçi-bilim uzmanı*
acılara uçuşmuştuk
öyleyse bir başka anlamı olmalıydı
yaşıyor oluşumuzun
s.k.
for / mona / sad / Lisa
bir anlamı olmalı
yüzümdeki çizginin
kıyıya vardığımda
kum nasıl karşılayacaksa beni
zeytini ekmeğe katık ettiğimde
nasıl kısılıyorsa sesim
zulme karşı
bu yüzümdeki çizginin de
aynen öyle
bir anlamı olmalı
çok yaz gördüm
dirliğim boyunca
epeyce kış ve bahar
küflü bir hapisliğe
şahidim
ömrümü bildiğimce
kara pamuksu dudaklara konmuş
sineklere güldüm hep
fotoğraflarda
oldukça hin duruyorlardı çünkü
tek kederli şey im sen değilsin artık
Bağdat
tek ağladığım kişi sen değilsin artık
zer
managua yı da gördüm
mandela morartırken
madrabaz anamalcıları
bir anlamı olmalıydı ve
bir hayat dolgusuna denk gelmeliydi
kardeşini eliyle kesen
siyah çocuğun
o tuhaf
oyun anlayışı
bu boşluk
bu beleşlik anlamsız
renginde ışıklar söndüren gece anlamlı
ve cıvıltısıyla teyakkuz sunan sabah
anlamlı ise
bunun da bir anlamı olmalı
bir gidişata dur
bir aşka geç demek gibi
bu boşluğun
bu çizginin
bu yaralı yakarışların
çöplüğün ve onu ayıklayan
siyah ellerin
Allah’ın ve ona tapmanın
bir anlamı olmalı
kalbimde
şiirin zifirden ağrısı
koyu kırmızı şehvete bulandığında
kadifelerle sarmalandığında erkekliğimiz
her yerimiz korkuya kestiğinde
silah sesinden
her zerremiz bizi terk ettiğinde
mantık
düşünce
vefa
aşk ve insanlık
korkuya kapıldığında
bu ağrının bu sesin
insan zavallılığıyla
titreyen günahkarlığın
ve acziyetin
bir anlamı olmalı
ay dünyayı dolaşırken
seherlerde tıka basa
akşamlarda patlayana dek
tapınmanın
ruhu ayinhanelerin eşiğinden alıp
kıpırtıların eşiğine bırakmanın
eylül ün
dokuzuncu senfoninin
ve lisa nın
karnıma doldurduğu acz ağrısının
bir
anlamı
olmalı
@..
TÜM YORUMLAR (24)