Kağnılar öküzler tarlada hasat
Yağlıkta börekler işlerde kesat
Orağı, tırpanı biliyor masat
Nadasta tarlamız ürünler vasat
Çilemedim çöküp küt kalıverdim
Gökyüzünde telli turna uçuyor
Dağlar çiğdem çiçek sarı açıyor
Irgatlar tırpanla arpa biçiyor
Terleyen yanmış da ayran içiyor
Silemedim akıp küt kalıverdim
Sıralanmış teliz teliz çuvalın
Herkes yorgun düşmüş telaş avalın
Çobandan nağmeli nefes kavalın
İki yaşlı lafın boşça mavalın
Gülemedim takıp küt kalıverdim
Duldadere'deki un değirmeni
Gavurunan dayım ün çevirmeni
Kavga eder durur on seyirmeni
Hangisi dayım ki, hangisi gavur
Bilemedim bakıp küt kalıverdim.
Kayıt Tarihi : 30.9.2023 10:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Fıkra bu ya: Dayım Kim Gavur Kim? Çocuğun biri dayısı ile berâber değirmene gitmiş. Değirmenci, gayr-i müslim imiş. Un öğütme sırası beklerlerken, değirmenci ile çocuğun dayısı arasında sıra mes'elesinden münâkaşa çıkmış. Sıra senindi benimdi derken kavga büyümüş, yaka paça birbirlerine girmişler. Döğüşürken ikisi birden yuvarlanıp un ambarına düşmüşler. Çocuk dayısına yardım etmek için eline geçirdiği bir sopayla bunların karşısına dikilmiş. Dikilmiş ama ikisi de başdan ayağa una bulandıkları için kime vuracağını şaşırmış. Yanlışlıkla dayısına vurmamak için "Dayım kim gavur kim?" diyormuş. Muzaffer Efendi Hayal ürünü bir fıkra
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!