takla üstüne
takla atan, ey hayat
hiç mi yorulmaz kolların
bacakların
sırtın
Canavarlara benzemek istemediğimden;
savaşı kutsayanlardan yana olmadım hiç.
Kuyuların içine bakmamaya karar verdim;
geri bakmalarına, tahammül edemeyeceğim için.
Çapulcuların
Mutluluk paylaşımı güncellerinirken sizde
Pür dikkat angajesinizdir, malum
Kendini fesheden çığlığınızın çırası da
kaygının kolyesi var boynumda
çıkarıp atamıyorum
bıraktığı tek mirastır bana
istemsiz taşıyorum...
büsbütün vazgeçtim önüme sunulan iki yüzlü şeylerden
eksilerek eksildim hayatı tüketen artılardan
kapital mangasının postallarını, hep uzaktan izledim
telafisiz hataların dişleri arasına sıkıştım çoğu zaman, ama parçalanmadım
altımda, toprağın onca iniltisine katlanarak uyudum her gece
”Umut, kükreyen hayat nehrinin üzerindeki
gökkuşağıdır.” Nietzsche
şu ağırbaşlı bulutların
Mürdüm bir sessizliğin koynunda
seninle yürüdüm
o çamlar arasındaki
incecik yolda
Upuzundur yolun sarası
İmbatında zik zak narası
Sevinçlerin dinsiz
Hüzünlerin deniz dalgası
""Kahretsin!" diye iç çekti. "Bu labirentten nasıl çıkacağım şimdi!"" M.M. Marqurez
Durup dururken sokuldu bana: dedi, gel şuna bak!




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!