Nasıl konuk ettim seni yüreğime bilmiyorum.
Serseri adımlarım eşlik ediyordu efkar çökmüş gönlüme...Kıyısı köşesi kararmış,o yalnız kalabalıkların yaşandığı şehirlerden birisinde döneliyordum. Birden iliştin gözüme.
Öylece duruyordun bir köşede...Islanmış bir gecenin, alacakaranlığa koyulmuş sabahında, gölgeleri seçemeyecek kadar yorgun gözlerime indin
Zaman seğirtti gitti usulca.. Solmuş sarı ışıklarını döken bir direğin altında, bir siluet kaldı yalnızca..
İnce.uzun ve dökük...
Gözlerinde yaş yoktu belki ama ben,ağlayan yüzüne baktım.. Omuzların çökmüş gibiydi.. Neden bilmiyorum ama o görünmeyen ağırlıktan içim ezildi
Tutmam gerekiyordu seni bir yerlerden... Yüreğimi göremezdin biliyorum.. Bu nedenle yalnızca ellerimi verdim avuçlarının içine..tuttun onları sıkıca...titriyordun..
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Üç kere arka arkaya,nefes almadan okudum..Mükemmel bir anlatım,inanılmaz güzel..Hüzün dolu ama,zaten hüzün değilmidir duygularda çekicilik yaratan?Baştan sona,akılcı,irdeleyici ve akıcı bir anlatım..Kaleminiz gerçekten çok kuvvetli,susmasın hep yazsın,güzel olan ve hayatın içinde olumlu olumsuz ne varsa yüreklice..Tebrik ve saygılarımla..
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta