Hedef Şiiri - Sebahattin Kömürlü

Sebahattin Kömürlü
820

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Hedef

namludan çıkan mermi
hedefe yöneldi.
tam isabet.
delindi düşmanın alnı.
devrildi yere düşman.
kalkamadı bir daha
ayağa.
nefes alamadı.
yürüyemedi.
karısına sarılmak ne?
çocuklarına bir kilo meyve götüremedi.
düşman,
bir camii avlusuna
sergi misali serildi.
musalla taşı denen taş,
"bu düşman
nerede düşmanlık etti"
daha ötesi
"düşman neydi? "
"bu kurşun
niye devirdi bu bedeni.? "
sala verdi hoca.
toplandı cemaat,
kılındı namaz.
düşman,
kim,
kime düşmandı
ki,..
bir
top mermisi fırladı,
koca evi darmadağın etti.
ev içinde kedi,
ev içinde fare,
hamam böceği,
ana, bebek, baba, karı, kız
parçalandı.
bir süre
düşündü örümcek
niye ağları dağıldı diye.
bu kin gök kubbeden inmişti.
havayı dele dele gelen bu mermi,
delip geçti.
düşmanın beynini.
parça parça kafatası,
yan yatmadı düşmanın bedeni,
koca binadan,
bir ağlama sesi duyulmadı.
yankılanmadı duvarlarda bir seda.
tavanda tabanda,
buz tuttu sözcükler.
havada,
donu donu kaldı duygular.
bakışlar,
yitirmiş anlamını.
gözler açık,
gözler parça parça.
resim kareleri düştü ekrana.
şu kadar ölü,
şu tarafta,
bu kadar ölü bu tarafta.
taraftarlar vardı.
hendekler vardı.
hendeklerin arkasında,
hendeklerin önünde,
ve
dağıtıcı,
ekmek dağıtıyordu.
açlara.
başbakan,
ekranlarda,
cumhurbaşkanı ekranlarda.
bu,
başlar,
ne diyorlardı hala.
muhalefet partisi başkanı,
"arkadaşlar" diyordu.
arkadaşlarına.
"vatan, bayrak" falan diyordu. bir diğeri.
bu arada
camiler yanıyordu,
mermi izleri sütunlarda.
evler,
delik deşik,
şehirler yıkık.,
bizler,
bir filimi seyrediyormuş ğibi,
taraflı,
tarafına göre,
"katil" diyordu karşı tarafa.
bir baba,
kucağında çocuğu,
sokak ortasında,
atılan bir bombanın tam ortasında.,
"kamer
kamera " diyor polis.
yakalamıştı zulada,
elleriyle koyduğu poşeti,
sallıyordu kameraya.
hani derler ya
"at izi, it izine karışmış"
polis,
polis miydi yoksa,
tarifi olmayan alçaklığın,
uygulayıcılarında birimiydi, yoksa...
aslıda
bu kurulan büyük kumpasa,
devrin başbakanı
nasılda alkış tutuyordu.
baksana,
bombalar, silahlar toprak altında.
dünyada ilk defa,
kepçeyle kaza kaza
el bombaları çıkarılıyordu gün ışığına.
bir alçak
alçak başbakan
"ben savcısıyım" diyordu.
zaman
zaman dolandığında,
bu davanın savcıları kaçtığı halda
bu alçak başbakan,
çok alçaldıgından
cumhurbaşkanı oluyordu
bu topraklarda.
"kumpas" diyordu
akademilerde
"kumpas kurdular diyordu."
buna,
aklı olmayanlar bile,
akıl erdiremiyor,
bir onbaşı bile,
"ne diyon" lan demiyo.
"anayasa
ithal" diyor.
ama
bu anayasaya göre yemin eden adamlar
adam mıydı,
aldatıcı mı?
Bir maskeli hain mi...
Tanımı olmayan bir şey di...
Başkanlık diyordu
Artık
Neyse başkanlık

Velet
Bir gemi
Bir gemi daha indiriyordu deryaya
Deryalar bunlarındı
Bin odalı saraylarda
Uyanıp uyandıklarında
Yepyeni bir dünya yaratılmış oluyordu bunlara
Paralar sıfırlanmıyor
sıfırları arttırıyorlardı boyna
Boyunlarında
Madalya
Madam konuşmaya başladığında "tüm sakatlar, dawn senduramlu olsa " diyordu.
"Ne güzel olurdu."
"Maskot" diyor.
Kadın
Bu kadın
Ne kadar vicdansız ki,
Tüm sakatların maskot olması için,
Tüm sakatların
Dawn sendromlu olmasını istiyor.
Kocası
Bir başkan olsun
Bununda icabına bakar.
bir bodrum katta
bomba
mermi
bir bodrum katta
terör
ölü
koskoca bir devlet
bir borum kata
giremiyor
cumhurbaşkanı dışarda
başbakan içerde
konuşuyor
Eski bakanlar
Konuşuyor
"Dolmabahçe" diyor.
"Biliyor" diyor.
Adam
"Bilmiyorum" diyor.
Kahvelerde ölüm
Başbakan
Kabede dua ettiğini söylüyor.
Zaman geçiyor.
uçak düşüyor.
denizler dolusu ölü
sahiller dolusu ölü
para dilenmeye çıkıyor
hükümet.
bir kaç milyar için
satıyor tüm ülkenin benliğini
emperyalizme.
bir zamanlar
emevi camiinde namaz kılmak için yola çıkanlar
koca bir coğrafyayı kana bulamadan aldıkları zevkle
dünya turuna çıkıyorlar
yanlarında korumaları
korumaları
burun kırmaya devam ediyorlardı
zırhlı arabaları uçaklarla
taşınıyordu ekvatora
ekvatorda
burnu kırılıyordu ekvator millet vekilinin
ve çakma
başkan
konuşuyordu kürsüden
"ticaret hacmi " diyordu
"yol" diyor,
"inşaat" diyor
"para" diyor
milyonlarca insan Türkiye'ye akın ediyor.
Türkiye'de başbakan
"Birleştirici güç" diyor.
Neyse bu güç.
Tutkal gibi bir şey mi,
Yoksa
Mayası bozuk bu alçakların
Yeni bir hainlik planımıydı.
Bir diğer tarafta
"Yok böyle bir şey, uydurma"
"Fetö terör örgütü" yok diyor.
Bu manyak,
Bu büyük manyak,
Donkişotluğa soyunuyordu.
Ankara belediye başkanı olan zata,
Zart zurt ettiği anlarda
Nasıl kıvırdığını
Unutmuştu.
"Ben de dağa çıkardım " diyen bu hain dölü
"Canım delikanlı ne hale geldi "
Dediği günlerden
Bu günlere geldi
Geldide şimdi
"Hesap verecekler "diyor.
Bir poster indirildi diye duvardan
Ayaklanan koca parti
Memleket yangın yeri iken
Yalan üstüne yalan üreten
Bir kulüp haline nasıl geldi
"Adım gibi biliyorum" diyen
Diyen millet vekili
Niye söylemiyor,
milletten saklıyor gerçeği.
Bu gerçek
Eğer gerçekse
Milletin vekili
Nasıl saklar milletten gerçeği.
Dahası
Böyle bir kancık
Nasıl milletvekili olur ki
Bu durum
Göstermekte
Milletin nasıl aldatıldığını.
Ve cumhurbaşkanı
Meydan okuyor Amerika'ya
"Dostmusun"
"Bu nasıl dostluk" diyor
Kaşlarını çata çata.
"Karaktersiz" şehit babaları vardı.
"Beş evladım var feda olsun" diyen, karakterli şehit babaları vardı.
Birde
Para babaları vardı
Şehit olmazdı evlatları
Armatör olur
İş adamı olur
Zengin olurdu bu ibne dölleri.
Ve, beğenmezlerdi emeği ile geçinmeye çalışanları.
Asansörle düşerek ölenleri,
Maden de yanan binlerce insanın canını,
"fıtrat" diye sunan alçakları.
Dahası
"benim çocuklarım helal lokma yemedi" diyen yavşaklar,
Nasıl anlatılır bilmiyorum ama,
Tarih elbette yazdı bunları.
Bebek katillerine "sayın"
Atatürk'e " ayyaş"
Toprağa " nato toprağı" diyen
Bu acımasız katiller,
"Himalaya, everst"
"Gemi, batıyor"
Falan
Demeye başladı.
Aslında
Oyun içinde oyun oynuyorlar boyna
Boyunlarında kırmızı renkli gravat,
Bu satılmış alçaklar
Başladılar baş başa görüşmeye
Eski cumhurbaşkanı
Yeni cumhurbaşkanı
Ne konuştu
Bilen
Varmı.
Hemen her hafta
Muhtarlar toplantısı yapılıyor kaçak sarayda
Kaymak amlar toplanıyor
Valiler toplanıyor
Başkan müsvettesi konuşuyor
Konuştukça bağırıyor
Bağırdıkça bağırıyor
"Beş tepenin yolları" diyor
"Bilmiyorlar beş tepenin yolunu"
Böyle yolsuzluk olur mu?
"Gemi var, gemicik var"
Koca bi cumhurbaşkanı
"Hey " diyor
Hey hey
Sanki halay çekiyor
Adam
Meydan okuyor
Sonra
Kısıyor kuyruğunu
Dayak yemiş it gibi
Siniyor bi köşeye
Bir başbakan
"Türkler'i imtihan ediyoruz
Suriyeliler imtihansız giriyor.
Helal lokma diyor."
Bu adam elbette Türk değil
Ama
Ne bok olduğunu da söylemiyor.
"Çocuklarımızı feda etmeye hazırız " diyor.
Sanki
Bir tavuk civcivinden bahseden bu hainler
Kendi
Hain döllerine
Paralı askerlik yaptırıyor.
Bir bakan
Milli eğitim bakanı
Bu alçak bakan
Kendini yakan onlarca öğretmen adaylarına,
"Gösteriş" diyor.
Dahası
Daha acımasız olanı,
"Cami önünde yem bekleyen güvercinler gibi"
Diyen alçaklar da var
Öğretmenlere
Öğretmenler,
Çekilen kura sonucu
Seviniyordu kuradan çıkanlar.
Ama kura dışı kalanlar
Kalanlar
...
Cumhurbaşkanı
Sanki bi bağış yapıyormuş gibi
"Şimdi, doğuya çekilen kuralar, Batı'ya dönmek isteyecek"
" bazı meslekler para için yapılmaz " diyor.
Her şey "para" değilmiy di.
"Askerlik de
Yan gelip yatma yeri" değildi.
Kadın
"Harem okuldur" dedi
Yani
Bu okulda
Neler öğretiliyor
kadınlara
Padişaha daha şirin görünmek adına
Nasıl güleceklerini mi
Yok
Yoksa
Hadım edilmiş oğlanlarla
Nasıl yatacaklar yatakta
Bu sapık
Kocası başkan olmadan daha
Hazırlamaya çalışıyor
Haremi aklınca
Kendi
Hanım ağa olacak ya
devrimler
Nasıl devşirilirdi
Bir an da
Koca coğrafya döndü
Orta çağ karanlığına
Şairler türedi
Yazarlar türedi
Bu akıma
Akıl veriyorlardı boyuna
Halka
"Salak" diye diye
Kendi salaklıklarını alçaklıklarını
Saklıyorlardı
Aslında
İnsan bedenini metalaştıran bu yaratıklara bir sıfat da bulmak mümkün değil
Dahası
"Çok üzgünüm
Çok kırıldım
Dürüstlük gerek"
"Yeni bir güney doğu inşa edilecek
Benim kürt kardeşlerimin kanını emdiler bunlar"
Ve diyor ki
"başkanlık"
"Çocuk oyuncağı mı"
İllâ Ki
Başkan olmak istiyor alçak.
Bi başka başkan
"Türkiye'yi yol geçen hanına çevirdiler
Biz Avrupa ya altı milyar verelim" dedi
Karşı taraf
"Mesele para meselesi
değil " diyor
Ama para ya evet
Süreye yi kan gölü ne çeviren hükümet
"İnsani" diyor.
Bunlar nasıl insan?
İnsanlık anlayışları ne
Belli ki
Durmadan vampir filimi seyrediyor bu kan emiciler
Doymuyorlar bir türlü insan kanına
Sokaklarda tanklar geziyor gece gündüz
"Yeniden kuracağız sur u"
Diyor cumhurbaşkanı
Sahnede
Halk
Alkış alkış
Çocukça
Coşuyor cumhurbaşkanı
Sallıyor parmağını
Parmak sallandıkça
Coşuyor kalabalık
Kalabalık coştukça
Sesini yükseltiyor
Cumhurbaşkanı
Ses yükseldikçe
Bağırıyor kalabalık
Al gülüm
Ver gülüm
Bi ilişki
Bunun adı
Demokrasi
Nasıl bir şeyse
Hiçbir kural tanımayan bu düzen
Yeni bir düzlem yaratıyor du
Eski anayasa başkanı
Alçak
Para cezasıyla savmıştı
Laiklik düşmanı olan bu hainleri
Şimdi diyor ki
"Yargıda bir vesayet gitti,
Şimdi başka bir vesayet geldi"
"Parlementer sistemin dna larıyla oynadık, biz işlemez hale getirdik"
" kenan da seçimlerle geldi" dedi.
Bu hain dölü
Belli ki uyanmış.
Üstüne toprak atıldıktan sonra.
Uyansan ne yazar vicdansız terör yanlısı
Seni anayasa mahkemesi başkanı yapan alçak da
Vatan haini idi
Şimdi
"eciniler mi, cinlermi yapıyor terörü"
Ankara'da yüzlerce parçalanmış bedeni
Nasıl savunuyor alçaklar
Kanal kanal dağılmış
Konuşuyor hainler
Bakan kınadı
"araç seyir halindeydi, müdahale edemedik"
Tatmin olun insanlar.
Eğer
Olabiliyorsa
İç işleri bakanı
Nasıl
İç işleri bakanı oldu
Neydi bu gavatın liyakatı
"Meşru müdafaa hakkını kullanacağız " dedi
Cumhurbaşkanı.
Neydi ulan meşru müdafaa
Her on günde yüzlerce insan bombaların parçası ile parçalanıyor iken
Neydi ulan
Meşru müdafaa
"bu mesele"
"bu mesele"
Neydi ulan mesele
Utanmadan nasıl çıkıyor ibne insan içine
Mesele
Insan mı
ecinni bu alçaklar
Bilen varsa söylese
"dedim ki, teröristleri mi sevindireceğiz" dedi.
ne demekse
"sokakta gezen birinden ne farkı iç işleri bakanının"
"ankara da emniyet müdürü bile yok"
yok
yokta
olsa ne yazar.
"terörle yaşamaya alışmalıyız" dedi
başında prs olan bir ibne millet vekilli
hemen hemen tüm prs ler
yazarlar
sanatçılar
gasteciler
yandaş ve yavşaklaşmışlar
teröristti cumhurbaşkanına göre
yalaka ve yandaş olmayanlar
memleket yanıyorken
azerbaycana geziye gitti, alçak.
"ahlaki sorumluluk çerçevesinde" dedi
başbakan
bu arada
"vatanımıza sahip çıkmalıyız " dedi
cumhurbaşkanı
bu
namussuz adam
bir kere türküm demedi
türkiye cumhuriyeti vatandaşlığını bile kabullenmeyen bu alçak
bop başkanı olduğunu unutmuş gibi
"biz ortaya ilkeyi koyarız, ilkeyi" dedi
"gerisini yargı bilir" dedi
bu adam
yargıya saygı duymayan bu adam
her şeyi biliyor
"pkk sizi tükürüğü ile boğar"
diyen bir alçağa
başbakanken bir şey demeyen bu adam
"terör tanımı değiştirilsin" diyor.
aslında en büyük terörist olan bu hain
hiç yargılanmadan iti,raf ediyor suçunu
şehitler "kelle" diyen bu alçak
"terörle mücadelede yanımızda olan dostumuz, yanımızda olmayan düşmanımızdır" diyor
adam
"batsın sizin medyanız" diyor.
bir medya varmış gibi
"ispanyada mültecileri oynattılar" dedi cumhurbaşkanı
bu kahpe değil mi
bunca insanı yerinden yurdundan eden.
böylesi bir yüzsüzlük
tarihte görülmüş mü.
Konya'da
Şehrin ortasında
"Beni öldürün " diyor vatandaş.
Belediye zabıtlarına.
vaz geçmiş yaşamaktan
kalmamış yaşama sevinci bu topraklarda.
Terörle mücadeleyi
Çanakkale savaşlarına benzetti
Cumhurbaşkanı
İşim tuhafı
"Ben gidersem devlet yıkılır" diyen adam
Kendinden başka bir varlık tanımıyordu
Nasıl oldu da
Çanakkale geldi aklına
Bir zamanlar oradaki komutana meydan okuyarak
Silivri zindanlarına atmakla övünen bu alçak
Nasıl hatırladı
Çanakkaleyi
"dedem Sarkamışta şehit oldu"
Diyen bu yalancı
Yalanı meydana çıkınca
Hiç konuşmadı
Bu alçağın en güzel yaptığı
Suçlu olduğu anlarda
Susmak tı
"ispatlaymazlarsa" dedi
ispatlandı
Sustu
"ben demedim" dedi
Bop eş başkanlığı ispatlandı
Sustu
"One minut" dedi
"Öyle demedim" dedi
Sustu
"avrupa samimi değil, biz bir adım önde olacağız dedik"
Aldatıldık diyor.
Aldanmaya öylesine alışmış ki,
Aldanmaması tuhaf olurdu.
Ve
Biz yaptık, demeye başladımı,
Anlatıyordu yaptıklarını,
Yolları, tünelleri, suları
Anlatıyordu gençlere
Dinliyordu gençler
Anlatılanları
Kuxu kuzu
Ara sıra
Mee etselerde
Anlamıyordu cumhurbaşkanı
Bulmuştu bir mekanı
Atlatıyordu yavrucuklarına
Masallarını
Bu
Ara
Ellibeşbin lira danışmanlık maaşı alan kızı
Nisanlandı
Tirollerine emir veren kız güzeller güzeli kız
Nisanlandı
Bu nişan için
On binlerce
Polis korumalık yapsın diye görevlendirildi
Hayırlı ve zengin çocuklar doğuracağı kesin
Yine usa lı aktörlerle aksam yemeği yiyecek mi
Zengin kocası müsaade edecek mi
Dini miz buna müsaade eder mi
Hocalar ne der
Ulemanın vereceği fetva var mı
Ulema önemli.
Lakin bu ibnelerde
Adamına göre muamele ederler mi.
Diyanetin başı
"o arabaya binmiyorum" dedi
İbne küsmüş
Cumhurbaşkanı
Daha lüks bir mersedes
Gönderdi
Diyanet buna bindi.
Şimdi, nişanlı biri,
Usa lı aktörle yemek yese
Ne der bu ibne
Adamına göre,
Değişir mi, değişmez mi. Diyeceği.
Ne günlere kaldık
"Ya Rabbii".
Karı
Ensar vakfını savundu
Bu karı
Başı ötülü
Aileden sorumlu bakan olan bu karı
"Bu bir kere olmakla bi şey olmaz " diye
Çocuklara tecavüz edilen bu vakfı savundu.
Cumhurbaşkanı
"hamd olsun bizim nesil hep oralardan geliyor"
Dedi.
Belli ki bunlar tecavüzlerden döllendi.
Bu nasılsın bir ilişki
Böylesi hayasız insanlar
Nasıl devleti temsil eder.
Bu yüzden mi,
"Siyasiler sorumlu" diyen
Cumhurbaşkanı
Sorumluluk ne
Biliyor mu?
"Ulemaya danışmanlı"
Yahu bize tarihte haçlı seferlerini yanlış anlatmışlarmış
Meğer ne güzel şey miş haçlı sefereri
Bu seferler
Cumhurbaşkanı na göre
"Medeniyeti" yaymış.
Doğrusu
Bu ibneler
Bu dönemlerdeki tecavüzlerden döllenmişler belli
Ki bu yüzden
"tüm milliyetçilikleri ayaklarımın altıda çignerim" dedi.
Milliyeti olmayan birinin
Elbette iffeti olmaz ki
Başını örtmekle
Namusluzlugunu gizleyemeyeceğini bilen bakan
Biliyor
"bir kereyle bir şey olmayacağını" ki
Buna da
Paralelciler demeye başladılar şimdi
Bir vakıf
Düşünün ki
Tüm bu soysuzları türetsin
Şimdi bu soysuzlar der ki
"ensar vakfı bizim çok verimli işbirliği yaptığımız bir kuruluştur"
Daha ne bekliyorsunuz ki.
Cumhurbaşkanı
"siz kim oluyosunuz, burası Türkiye " dedi.
Mahkeme salonuna girmek istseyen elçilere.
Adam
Meydan okuyor
Okumasına
Ama
Kimse tınlamıyor du
Oysa
O
Kara paltosuyla
Dolaşıyor meydanlarda
Kaldırım taşlarını inceliyor
Her an, tüm kanallarda
Canlı yayınlarda
Fırçalıyor konuşmacıları
Konuşmacı şaşkın
Dün dediğinde
Sırtı sıvazladığın da
Bu gün ne oldu da
Bağırıyor bu cumhurbaşkanı
konuşmacılar şaşkın
Ayak uyduramıyorlar cumhurbaşkanı na.
nasıl oldu da bu göt gılları
Ters düştü cumhurbaşkanlarıyla.
Öbür yanda
Yıllarca yalakalığını yaptığı
Feto ya
Küfrediyordu kanallarda
gasteci bozuntuları
Öyle dönekti ki bunlar
Döneklik dümbelek kalıyordu
Bunların yanında
Soytarı
Yine bağırıyor du abd'den
Gebermiyordu bi türlü hain
Ömer diyor, ali diyor
Sanki dün sohbet etmiş
Hz. Muhammed le
Atıp tutuyor yerde gökte
Ardında cıa ajanları korunağında
Köpek gibi uluyor ara sıra
Nasıl oldu da
Bu hallara düştü
Anlamaya çalışıyor
Aklı sıra.
" hamd olsun şehitler geliyor"
Dedi cumhurbaşkanı
Halk alkışladı yozgat ta
Cumhurbaşkanı konuşmaya devam etti.
Halk yine alkışladı.
Ne de çok seviyorlar alkışlamayı.
Ne de çok hoşlanıyordu bu alkışlardan,
Cumhurbaşkanı.
ABD de
Kendi bakanı karşıladı
Dünya liderini
Karısıyla
Kol kola indi merdivenlerden alana
Siyah paltosu sırtında
Yahudilerle bir araya geldi
Kahramanlık madalyasını veren Yahudiler
Her hal unutmuştu
Bu adamların madalyaya yı geri istediğini
Ya da bu adam unutmuştu
Yahudilere meydan okuduğunu.
Köpekleri
Öyle bir uluyordu ki
"katil" diyen protestocuların
Sesi
Duyulmuyordu.
Yeni bir icattı bu.
ilk defa meydanlarda uygulanıyor
bu uluma taktiği
Diyarbakır'da
Bonbalar patlıyor
Canlar parçalanıyor
Cumhurbaşkanının
Umurundamıydı?
Onun umurunda olan
Obama denen alçakla
Konuşacak mı?
Konuşmayacak mı?
Sakallı damadı yanında,
Koltuk değneğimi,
Bakan mı bu adam.
Anlamadık ama.
Milletin başına bela oldu,
Bu yavşaklar manzumesi,
Yerle yeksan ettiler,
Ulusun itibarını her yanda.
"Aç yapıldı, kapama yapmıyorlar bize"
Dedi
Abd de.
Yani, diyor ki alçak.
Bize aç dediler. Açtık.
Başkalarını açtıklarında kapatıyorlar, bizi kapatmıyorlar.
Bu ne rezillik ki
Adam
Açıkta kaldığını anlatıyor.
Kapatamıyor götünü başını.
Hep açıkta geziyor utanmaz adam.
" adalet" diyor,
"güvenlik" diyor,
"yatırım" diyor.
"Eleştiri insanidir, hakaret başka"
"çocuklarıma bile dil uzattılar"
Dedi
Cumhurbaşkanı
Zeginlikleri dillere destan olan
Baş örtüsü mağduru olan çocuklarından bahsediyordu.
Bu çocuklar,
O kadar mahsumdu ki,
Biri sakat olduğundan, biri para bolluğundan
Kaçıyorlardı askerlikten.
Bunlara, bu çocuklara
Laf edilir mi.
Kızı, kürsülerden, karısı devlet protokollerinde konuşuyordu.
"Benim vaktimin çoğu ensar vakfında geçiyor" diyor.
Vakıf savunuculuğuna soyunan soytarı,
Bademlik yapmış zamanında, belli.
Bu yüzden mi bu kadar varlıklı oldu bunlar.
Her yanları vıcık vıcık kokuşmuşluk
İtalya'da restorant zincirleri,
Vakıflar kurdular ki,
Milyarlık bağışlar bağışlanıyor.
Bağış yapmayanların,
Defterini dürüyor cumhurbaşkanı.
Diyarbakır'da konuştu başbakan.
Bakan
"Şehitlere maaş bağlansın diye ölüyorlar" dedi.
" mehmetçiğin hayatını kurtardık" dedi.
Vatan toprağından kaçan bu alçak,
Mehmetçiğin vatan için ölmek uğruna,
olduğunu bilmiyor muydu yoksa.
Yok, yoksa,
Kanı bozuk kansız.
Vatanı bölmek adına,
Bop başkanın dan aldığı emirlerimi uyguluyordu, yoksa.
Nasıl izah olunur bu alçaklık.
Parça parça veriyor spiker haberlerde şehit sayılarını
Savunma bakanı
Neyi savunuyor
Her hal
Arttırmıyacaklar şehit aylığını
Öyle ya
Bunlar "para için ölüyor" du
"onlara, gerekeni verdik" diyordu alçak.
"Kürdistan eyaleti olduğunu, Çeçenistan eyaleti olduğunu göreceksiniz "
"Ben hayallerimi anlatıyorum" diyor devrin başbakanı.
Açık açık söylüyor alçak,
Vatanın bölünmesinin hayali olduğunu.
Bu,
Bu alçaklığını perdelemek için,
Bir de,
"Analar ağlamasın " diyordu.
Hatırla,
İleri demokrasi, insan hakları diye,
Nasıl taşıdılar ölüleri mezarlardan, sandık başlarına,
Hatırla
"Veledi zina " dediklerinde sana,
Nasılda yan yanaydılar. Hatırla..
beyni ne
Engerek yılanı zehiri sıkıldığında,
Karşılıklı kürsülerde
Kudurmuşluklarını hatırla.
Şimdi, sapır sapır çocukların,
Düşüyorken toprağa,
Bu alçakların nasıl,
Uçkur savaşı yaptıklarını,
Hatırla.
Cumhurbaşkanı "sapık" dediğinde, karısı hareme
Hangi cariyeleri alacam diye, düşündüğünde,
Saraya gönüllü girmek isteyen, evli başı örtülü kaltakları, hatırla.
Talan edilen şehirlerde,
Talan edilecek yer kalmayınca,
Bu alçaklığa göz yuman alçakların,
Alçakça ulumalarını, hatırla. Asker şehit düştüğünde "kelke"
Götü sıkışdığında, "benim askerim"
"Benim tek komutan" diyen,
Ve bu alçağa,
Bir şey diyemiyen, onbaşıları, hatırla.
Hatırla
Hatırlada
Hatıralarında yer almayan
Vatan ne
Yurt ne
Yurtsuz kaldığın o günlerde
Başına gülleler yağıyorken bile
Bu hainlere oy veren
Ellerindeki parmakları hatırla.
Uzun Uzun raylar yaptığını söyledi uzun adam
Kısa degil uzun ray
Onuncu yıl marşıda neymiş
Uzun adam devri saadetinde
Başı ğöğe degmişmiş ğöt gılarının
Nasıl bi kere tımanından
Dışarı çıkmayan bunca göt gılı
Görmüşmüş gök kubbeyi
Bu daha ne ki dedi uzun adam
Daha uzun uzun yapacaklarını anlattı
Hava limanı dedi
Yol dedi
Köprü dedi
Orayı oraya, burayı buraya bağladım dedi
Bi dünya bağlantı dan bahsetti
Anladı göt gılları bağlantıları
Bağlandı bütün bağlantılar birbirine
Başkaca bağlantılar arandı
Savcısı olduğu dava düşünce
Nasıl bir bağlantı kuracak alçak.
Henüz bi şey demedi bu vakte kadar.
Belli bi bağlantı kuracak
Yakında.
Alkışlayacak yine göt gılları ayakta.
dedi
"babama sordum,
biz laz mıyız, Türk müyüz"
"babam babasına, babası da babasının babasına sormuş"
"müslümanız de geç oğlum" demiş miş.
demiş.
yani
cumhurbaşkanı diyor ki
ne lazım ne Türküm.
"müslümanım" diiyor.
eğer müslümansa bu alçak,m
müslüman haram yer mi?
müslüman yalan söyler mi?
müslüman adam öldürür mü?
müslüman zulüm eder mi?
müslüman ihanet eder mi ülkesine?
müslüman bop eş başkanı olur mu?
bu
ne tür müslüman ki,
yalan onda,
riya onda,
her akşam ekranlarda,
göz boyamaca oynuyor aslında,
insanın insan olması gerek,
değil mi?
ama
"kaporta bozuk" diyor bayanlara.
sonra
topluyor kıllarını başına
" başkan olacam" diyor
baş
kan
bu başkanlık nasılsa,
ne bekliyorsa başkanlıktan,
yıkık duvarlar altında
can veren kahramanlara ağlamayın bu adam
utanmadan
" yok öyle bir şey" demeye başladı.
"dolmabahçe mutabakatı falan yok"
biliyor durmadan yalan söylediğini,
onlarca kanlarda,
yalan
yalan üstüne yalan
uyuttuğunu sanıyor bu kutsal milleti,
bir yanda
da
meclis başkanı olan alçak
saldırıyor laikliğe,
"ben öyle demedim " diyor
sonra.
yeni anayasa diye diye
analarını bile sürdüler pazara,
başbakan gravatlı,
takım elbiseli,
gözlüklerini ardından
bakışlarıyla
kusuyor kini ni ortaya
ortalık kan gölü
atıp
tutamıyor başbakanBir başlangıcı yoktu başlangıcın
Her şeyi bilen adam
Uzattıkca uzatıyordu kıllarını
Otobüs üstünde yeni baş
Bakan
Sırıtıyordu ara sıra
Yanlarında layd leri
First
Dinimiz diyordu
Dinsizler vardı karşısında
Onlara sesleniyordu boyna
"doğum kontrolüde ne"
"Üreyeceğiz " diyordu
üredikçe
ürüyorlardı
Bir batında
dokuz doğurmaya çalışıyorlardı.
Koca kârınlı çocukları
Kumar masalarında
Paraya
Para doğurtuyordu
Taa
Avustralyada
Babası
"Bu memlekette benim oglum rahat kunmar oynayamıyor "
"ah bilseniz, neler çekiyoruz neler. Bilemezsiniz."
Bu
Laf üstüne
Üstelik
Başbakan oluyordu
Bin ali.
bin ali,
El alem
Bi ali olamazken
Bu adam
Bin ali olmuştu.
İşin aslına bakarsanız,
"yürü ya kulum" demişti, diyen.
Yargıtayı, Danıştayı, sayıştayı
Birden
Bire
Kıla dönüştü
Kıla
Bildiğiniz kıllardan degildi bu kıllar.
Tipik göt gılıydı bunlar.
Fındık falan topluyorlardı.
"Devlet başkanı " diyorlardı, cumhurbaşkanına.
Devlet protokolü oluyordu, çay toplama seramonileri.
Devletide sıfırladı soytarılar.
Bu durumda hükümet sözcüsü,
Açıklıyor,
Duruma açıklık getiriyordu,
Sonra
"Böyle demedim." diye,
Dediklerine,
Açıklık kazandırıyordu.
Numan.
Bu Numan,
Göt gılı bile olamıyan bu numan,

Neler diyor du bir zaman,
Zaman
Ne kadar puşt,
Ne kadar alçak,
Nasıl hazmediyor bu olan biteni.
Yokmu diyeceği bi şey.
Bu kadar suskun olur mu zaman.?
Ekranlarda,
Vekiller konuşuyor,
gündüz gece.
Cumhurbaşkanı,
Gündüzleri öyle dolu ki,
Gece yarıları, açık hava toplantıları yapıyor. Menemende.
"buna fazla gaz vermeyin" diyor.
Düşük profilli başbakan, gülüyor.
Gaza mı geldi, gazı mı fazla geldi?
bilinimiyor.
Kenya'da, Uganda'da geziyor Cumhurbaşkanı.
Tuhaf bir cübbe sırtında,
büyümü yapıyorlar, cin mi çıkarıyorlar,
Bir tuhaf seramoni.
Bizim Cumhurbaşkanı alçakta,
Alçak oldugundan mı,
Bile bile, alçaltılar alçağın taburesini,
Yok
Yoksa
Bu alçağa
alçak muamelesimi yapıyorlar,
Afrika'da.
Anlaşılır gibi değil durum.
"ey Almanya" diye bağırıyor.
Bağırıyor
Ama
Adamlar
"Katlettiniz ermenileri, süryanileri, asurileri"
Diye
Karar çıkarıyorlardı meclislerinden
Meydan okuyor,
Meydan boş.
Bağırıyor cumhurbaşkanı,
Alkışlıyor alıklar.
"Hodri meydan" dedi
Başbakan
"Amerikan modelinde razıyız"
dedi.
Alçak,
Uçan trenleri icat edip uçuran,
bu adam,
Onlarca bedeni parçalalayan bu haydut,
Ülkenin parçalanmasına
"hodri meydan" diyordu.
anlatısında,
"şeyi, şey şey ebildiginiz kadar, şey edin"
diyordu.
aklı var mı? bu soytarının?
yoksa,
Vatanın her yanında her gün
onlarca şehit düşüyorken yere,
Bombalar patlıyorken kentlerde,
Amerikan modeline ram olduğunu söylüyor. Alçak.
Bir digeri,
" başkanlık ta, başkanlık"
Diyor.
Ağlıyordu genel kurmay başkanı,
Modaydı ağlamak genelkurmayda.
Anlatıyor, cumhurbaşkanı,
Nasıl şehit oldu binbaşı,
Bir zamanlar,
"Darbe yapacaklar" dediği orduyu,
Övüyordu cumhurbaşkanı.
Ağlıyordu ordunun başındaki general.
Ağlamak,
Ne de yaşıyordu genelkurmay başkanlarına.
Salon,
Salonda masalar kurulu,
Yemekler sulu
Yemekler kuru.
Zeytin yağlı, tereyağlı.
Çeşit çeşit tatlılar.
Konuşuyor cumhurbaşkanı,
Konuştukça,
Alkışlıyorlar cumhurbaşkanı nı.
Rabbia ya ağlayan bu adam,
Ağlamıyordu şehitlere.
Ama
O anlattıkça,
Binbaşının hatırasını,
Ağlıyordu genel kurmaybaşkanı.
"Teröristler kadar onurlu, teröristler kadar gururlu olmalıyız" dedi cumhurbaşkanı.
Beleş
Yemek yiyenler memnun.
Alkışkadılar cumhurbaşkanı nı.
Coştukca, coştu cumhurbaşkanı.
Koca
Millet ve ordu,
Teröristler kadar onurlu,
Ve
Teröristler kadar gururlu değil di.
Hani " bir Türk dünyaya bedel"di

Nerede kaldı o günler Allahım.
Meydanlarda kurulu sofralar,
Ramazan boyu nutuk.
Bir yanda cumhurbaşkanı,
Bur yanda başbakan,
meclis başkanı falan.
"çat kapı " yapan kadın belediye başkanları.
Sofralarda çatal, kaşık, bıçak servis yapan garsonlar.
Bu çat kapı,
Başka türlü bir çat.
Önceden yerleşmiş kameramanlar,
çekiyorlar gözlüklü belediye başkanı nı.
Başkanın elinde tepsi.
Bi endamla giriyor kapıdan içeri.
Kapı
Açılıyor. sanki beklenmedik biri gelmiş.
Gibi.
Rol kesiyor ev sahibi.
Öyle bi uyutuyorlar ki memleketi,
Bu düzenin sahipleri,
Sahiplenmiş her şeyi.
Başbakan diyor,
"anlaştık"
"Yirmi milyon tazminat verecekler"
Falan, filan.
"Van minit"
Unutuldu gitti.
Dost olduk
Şimdi israil le.
"Rusya ile de dost olabiliriz " diyo.
Bi Allahın kulu demiyor
Niye bunca dostu düşman
ettiniz?
Niye bu güzel coğrafyayı
Emperyalizmin emrinde,
kan golüne çevirdiniz.? Niye?
Öyle alçak ve adilerdi ki,
Yapmacık gülüşleri,
Kirletiyordu her gece
Hane içindeki düşünceleri.

Bu
Adam
Nasıl bir adam?
Adam,
İnsan öldürmekle, insan öldürtmekle övünüyor.
Altı bin bilmem kaç adamı,
etkisiz hale getirdik diyor.
İnsanları terörist yapan bu alçaklar,
"Teröristler kadar gururlu olmamız gerek"
Derken,
Teröristler kadar onurlu olmadığını ikrar ediyor.
Ardından,
Haber yapmayın diye,
Salma salıyor piyasaya.
Patlayan bombalarda ölen canlara,
Sesiniz çıkmasın diyor. hala.
Adamın
Nefesi kesilmiş,
Oysa,
Almış dünyadan alacaklarını.
Parçalanmış canı.
Bu ülkenin cumhurbaşkanı
Bir özür sevdasında.
"Yine vururuz"
Dediği anlar,
Geride kaldı ya!
Bu soytarı,
Her tarafı,
Düşman etti her tarafa.
"Osmanlı, Osmanlı " diyen
Başbakanı
Sırtından atalı,
Bin ali diye bilinen manyağı,
Aldı sırtına
"başkanlık, başkanlalık" diye
Bağırtıyor.
Dağda, kırda, bayırda.
Şehirlerin ortalarında,
Ramazan sofralarına karşı,
Vatandaş ölmüş,
Umurunda değil.
Bu alçağın amacı,
Başkanlık.
Başkanlık tartışılmalı.
Her akşam ekranlarda,
Bu amaç uğruna,
Köpekler havlamalı.
Havalimanları patlamış,
İsraille anlaşmalı.
Rusyaya anlaşmalı.
Özür dilenmeli.
Yüzsüzlüğün en üstüne çıkıp,
Üç gün sonra dediklerini,
demedim diyeceğini bile bile,
İftar sofralarında zıkımlanmak dünya nimetlerini.
Göt gıllarıyla.

Yeni bir yalan
Hazırlanmaya başlıyorlar aslında,
Umurunda değil olan biten.
Gittikçe çoğalıyor fetvalar,
Kadılardan fetva,
Hocalardan fetva,
Dünün kızı,
Bu günün karısından,
Kaltaklardan fetva.
Başına bez bağlayan,
Ermiş sanıyor kendini.
Allahın sıfatlarını
Üzerinde taşıyan uzun boylu adam
Kuruyordu sofralarını,
Külliyesinin bahçesinde.
Altın varaklı bardaklarından,
İçiyorlar dı, yudum yudum,
Zemzem sularını.
Durmadan.
Bağırıyordu uzun boylu adam,
"Ben, başkan olcağım. Başbakan".

Yalaka bin ali
Tanımıyordu seçildiği anayasayı.
Anayasa
Yoktu aslında.
Fiili durum vardı ortada.
Fiili duruma uymalı,
Uydurulmalıydı. Anayasa.
Yok,
Yoksa,
Bu anayasa,
Ayaklar altına alınmıştı çoktan.
Putinle,
Barışmalıyız diyor yalakalar.
Birden
U dönüşü yapıyor du uzun boylu adam.
Mektuplar yazıyordu Putin'e.
Putin,
Ne dedi, ne diyor bilen yok ama,
Bu tarafta, zaferler kazanılmışcasına,
Manşetler atılıyordu punto punto.
Suriye ile de barışılmalı.
Diyorlardı.
Kan emiciler, nasılsa,
Doymuşlardı kana.
Her hal.
Ama.
Bombalar patlıyordu.
Canlı canlı.
Canlı bombalar.
Canlı bomba, nasıl canına kıyar?
Bilinmez ama,
Bombalarıyla, tüfekleriyle, bellerinde tabancalarıyla,
Dolaşıyorlardı Havalimanlarında,
Şehirlerin sokaklarında.
Bombacılar,
Bombalar yapıyorlar dı,
Apartman katlarında.
Bombalar,
İrili ufaklı.
Kimya mühendisleri imal ediyor bombaları.
Patlayan bombalardan bazıları,
Bomba yapanların ellerinde patlıyordu bazı bazı
Cumhurbaşkanı
Nitelikli bomba yapımcılarına
"Vatandaşlık hakkı verilmeli" diyor.
Bu
Nitelikli kimyagerler,
Türk vatandaşı olmalı,
Olmalı ki,
Bu
Canlı bomba yaratıcıları,
Türk vatandaşı olarak,
Türk vatandaşlarını,
Canlı bombalarla,
Canlı canlı,
Bombalamalı.
Bu
Sapık cumhurbaşkanı,
Ensar diyordu,
Muhacir diyordu.
"biz almayalım da,
Almanlar, ingilizler mi alsın"
Diyor.
Sapıklığın, kaypaklığın
Zirvesinde yaşayan bu adam,
Sapık ve sapkınlardan kurulu avaneriyle,
Kaos yaratıyor bu yer yüzü. Cennetinde.
Başkan ,
Başkan oldu sonunda .
Ölülerin Ruhlarının üstüne basa basa .
Kırk ölü vardı .
Aslında,
Yayın yasağı vardı.Sebahattin
Ama,
"Yine de yazıyor du
Söylüyor du
Soysuzlar"
Başkana inat .
Tüm matbuat,
Gülen Başkanın ,
Gülen Resmiyle donanmış.
Onücüncülüğü falan kabul etmiyordu, Başkan .
Birinci olacaktı.
Birinci başkan.
Mutlak,
Dediği dedik.
Başbakanlar, cumhurbaşkanları,
Falan filan.
Dünya ,
Başkanı tanımak için ,
Külliye denen yere koşmuş .
Başkan dı,
Başkan.
"Namusum ve şerefim üzerine and içerim" dedi.
Ne demekse.
And'ı kaldıranlar,
Nasıl and içerlerdi?
Bilinmez ama,
Namusun da tanımı yapılmalı.
Hele ,
Bi de şeref vardı .
Duruyordu ortada.
Şeref,
Ölmedi mi?
Gömülmediymidi çoktan mezara.
Damat hazinenin başında.
Başkan ve başkaniçe,
Yan yana yürüyorlardı,
Güllere basa basa.
Güle basmakta bi sanattı.
El sallamalar falan.
Gülücükler yanaklarda.
Podyum olmuştu memleket .
"Verdikçe veriyor" du veren .
Muradına erdi emine.
Damatlar oğullar ve kızlar,
Bir sürü yalaka ve yandaş,
Tüfekleriyle ,
Mermilerleriyle ,
Kutluyorlardı yep yeni başkanın
başkanlık dönemini.
Zam mı?
Peş peşe geliyordu.
Kapanan şeker pancarı fabrikaları,
Memnundu kapandıklarından.
En kötü projelerinin ,
"15 Temmuz " olduğunu söyledi
Binali.
Bir Ali olmayan binali
İndi.
İnerken yine başkan oluverdi .
Olmayan meclise, meclis başkanı .
Ne de çok seviyorlar baş olmayı .
Başları düşük ,
Başkanların başı ,
Çanta yaptı eskiyen genel kurmay başkanını
Nasılda selam duruyordu
Asker olmadığı halde
Sivildi eski genel kurmay başkanı .
ama,
Asker sanıyordu salak kendini hala.
Milli savunma bakanıydı artık.
Ne demekse,
Askerin kimliğini yok eden,
Boyununu sıktıran züppe .
Nasıl da gururluydu,
Başkanın yanında .
Alkışlıyorlardı başkanı .
Avuçları yanarcasına .
"Papazı verin, papazı alın" dedi,
Başkan .
Ama ,
İbne başkan ,
Dinlemedi
Başkanı .
Dolar fırladı.
Dolar daha fazla fırlamasın diye ,
Dualar okunmaya başlandı .
Dilemiyordu dolar ıhlası, felâhı, nası.
Tırmandıkça tırmanıyordu yaşak .
Başkan suskun,
Damat suskun.
Tekrar ,
" bozdurun dolarları, bozdurun altınları" dedi başkan.
" var mı ki dedi" bi göt gılı.
"Olanlara diyorum" dedi başkan.
Gülümseyerek.
Alkışladı salondaki bütün göt gılları.
Başkan tekrar tekrar gülümsedi.
Ama,
Dolar denen ibne,
Dinlmedi başkanı .
Yükseldi yükseldi .
Başkanın sesi kesildi .
Gazetelerde manşet,
"Hani dolar düşecekti "
Damat bile bi şey diyemedi.
Emine,
Demeç vermedi.
Öyleki,
Merkez bankası başkanı bile,
Başkandan fırça yemedi.
Muhalefet partisi lideri,
Veya
Muhalif olanlar bile,
"Bi çiş yerine
Beş çiş yapıyoruz " dedi.
Kargalar gülemedi.
Açlar doymadı.
Ama birileri,
Gece yarıları vurgun yer gibi,
Vurgun yedi.
Binali kayıp.
Devlet denen dönek
" askıda ekmek devrini başlattım " dedi.
Bu rezil soytarı
" dölsüz " olduğundan
Milletle alay edebilirdi.
Başkan,
Buna ne dedi ki,
"Beka Beka" dedi.
Bu tekerlemeyi,
Kendi gibi dönmeleri ,
Ekranlarda tekrar tekrar ediverdi.
İşin tuhafı,
Bu hergelelerde akıl yok da,
"Üst akıl" var diyorlardı.
Üst akıl neyse,
Almış tı bu alıkların aklını.
Başkan ,
"Onların doları varsa bizimde halkımız, Allahımız, rabbimiz var" dedi.
Dolar yine dinlemedi başkanı.
Allahı yoktu ki doların.
Allahı olan başkan ,
Allahsız dolara nasıl yalvarır,
Allah, aracılık mı yapacak dolarla başkan arasında.
Anlamak zordu bu tür teraneri.
Selden yıkılmış köprüler ,
Fındıklar denize dolmuş,
Allaha edilen dualar,
Ya dua edenler, dualarında samimî değil,
Ya da Allah bunları kaale almıyor.
Elbette bilirliyordu bilenler,
Bu vicdansızların ne acımasız olduğunu.
"Kumpasa uğradık" dediğinde,
Bu kumpası kendilerinin kurduklarını,
Bile bile,
Harp akademilerindeki,
Subay bozuntuları bile ,
Alkış tutuyorlardı bu ibneye.
"Özgürlüğün bedeli candır, can " dedi.
Başkan bozuntusu .
"Faize boyun eğmiyeceğiz" dedi.
"Dededem sarıkamışta şehit düştü " diyen bu deli,
Yalan söylediğini bile söyleyemedi.
"Can" diyor bedel.
Ama hergelenin canı öyle kıymetli ki,
Bir ordu koruması var arkasında,
"Tassarruf" diyor.
Altın varaklı bardaklardan su içen emine,
Tasarruf ne bilmez ki.
Sakallı damat,
Yeni vibratörler istemiyecek mi?
Ellişer ellişer banknotların dağıtıldığı, günlerdeki gülüşlerini,
Unutullarda mı şimdi,
"Tassarruf" "tassarruf " diyor bu hainlerin dölleri.
"Be planım, ce planım var " dedi başkan.
"Aklımdan geçenlerimi okuyorsunuz " dedi Başkan .
Verdi veriştirdi.
İş adamları suskun.
Dolar, doymuyor .
Bakan damat,
Yep yeni bir dille konuşmaya çalışıyor.
Devlet "dolarları sürün" dedi.
Anlaşıldı ki, bu hain,
Bir önceki emri dinlememiş.
Dollara para bağlayan bu milliyetçiler,
Aslında milleti falan takmıyorlardı.
Geberen başkanlarının mangırları, ingiltere banklarında çıkmıştı ya.
Bi de milliyetçiyiz diyen bu soysuzlar,
Nasıl da aldatıyorlar bu kutsal milleti.
Çoktan gömüldüler tarihin derinliklerine.
Kaybolup gittiler.
Son çırpınışları bile değil .
Tescillendi hainlikleri.
Öyleki;
Bir gecede bozdurdukları dolarlardan,
Milyarlarca lira kazanan piçler
Nasıl milliyetçi olabilir ki?
Berat,
Gerçekten berat etti.
Tele toplantılar düzenlemekte rekor kırdı.
Başkanla aynı karelerde...
Damattı, bakandı berat.
Kanalların gülü oldu berat.
Sakallıarı bıyıkları bakımlı berat.
Fetö okullarında okuyan berat,
Doları kaldırdı, doları indirdi.
Bu ne berattı,
Swap yaptı,
Bi şey yaptı.
Koca ülke,
Dilenciliğe başladı.
Ekranlarda teşekkürler.
Ingiliz bakanları batmış, mış .
Daha neler neler.
Başkan koymuş muş dünyanın düzenine.
Dünya Başkandan yana.
Anladın mı loo.
Anlamazsan anlama kime ne.
Emine mutlu,
Bütün ibneler ve dönekler mutlu.
Ayşe teyze bozdurdu dolarlarını umutlu.
Abd de ev alan oğul bilal mutlu.
Öyle bi ayar çektikler ki,
Aç geberen garipler bile mutlu.
Işsizlik azalmış mış,
Verim artmış,
Işsiz gezen yirmi yaşındaki delikanlı mutlu.
Nasılsa tuş olmustu amerikan emperyalizmi.
Dış işleri bakanı diyor ki "Abd samimi değil "
Anlayan var mı bu dümbelekleri.
samimi olsa abd,
Yine domalacaklar belli.
Ki,
Hala canları istiyor.
Canlarının istediği,
Çocuklarını abd ye gönderdiklerinden belli.
Belli "yezidin yanında yer alırım " diyen,
Yezit dölleri,
Daha çok "sikecekler bu milleti "
Başkan, partisine yine başkan seçildi.
Bi başkan değildi bu başkan.
Parti başkanıydı,
Milletin başkanıydı ,
Askerin başıydı .
Ne de çok seviyordu başı.
Baş olmak için neler vermedi başkan.
Namusunu verdi,
Yeminlerini verdi,
En yakın arkadaşlarını verdi.
Memleketin adalarını verdi.
Fabrikaları, köprüleri ,
Derelerde akan suları verdi.
Diyemedi,
Amk böyle başkanlığın.
Koskoca bir milletin onurunu verdi.
Başkan ,
Yeniden başkan olu verdi .
Atıp tuttu amerikaya,
Õyle ki;
Zannedersin dünya takılmış peşine.
Adam büyüdükçe büyümede.
Sorun,
Sindirecekmi bu büyümeyi gövdesi.
Yok,
Yoksa yakınmı patlayıp gitmesi.
Tanrı bu doyumsuzların ömrünü,
Kullarına kastından mı uzatmakta?
Abd karşıtı olan bu alçaklar sürüsü
Torunları abd vatandaşı olsun diye,
Çatlamaya on gün kala karıları,
Abd ye uçmakta.
Burda,
Tu kaka diyen soysuzlar,
Hala
Abd ye karşı.
Ayfon kullanmıyorlarmış güya .
Sofralarında kola,
Bilal milyonlarca dolara
Abd de arsa kapatmakta.
"Yeni bir saray yapacam" dedi başkan .
"Devlet" istedi dedi.
tuhaf değil mi,
Cumhuriyeti bitirdiklerini ilan ettiler.
26 ağustos 2018 günü
Atatürkün adını bir kere bile anmadılar, ki.
Bu hain dölleri
Bu topraklarda nasıl yeşerdi.
"Payanda " dedi,
"Paçoz" dedi,
İç işleri bakanı soylu
Seksen yaşındaki annelere.
Soyu bellimiydi bu soysuzun ?
Yavrusunu arayan annelere,
Yardım etmek yerine,
Yerlerde sūrūklüyen bu zihniyete,
Soylu isimli soysuzlar,
Nasıl geldi biliniyor.
Yine,
Havlasın diye bu veletlere ,
Kemik atmakta bu hain iktidar.
Kimliksiz kalsın diye vatandaş .
Elinden geldiğini esirgememekte.
"Erdoğanın Türkiyesi, Atatürkün Türkiyesi değil" dedi.
Bir
Fransız piçi.
Atatürkün Türkiyesini yok eden emperyalizm,
Õvünūnüyor yaptıklarıyla.
Bu tarafta dört bakan,
"Avrupa birliği dedi"
Gündüzün havai fişek atan bu dangalaklar,
papazların önünde diz çöken bu hainler,
"Faşist alamanya " diyen bu soytarılar,
Yeniden sarılmaya çalışıyorlar avrupaya.
Etimesuttan havladı köpek.
"Altıncı filoya taş atanların mirasçıları, şimdilerde bu filonun tayfalığına heves etselerde" dedi.
Bu utanmaz adamlar, bu filoya secde etmediler mi?
Ki, hala sağ bu emperyal filoyu taşlayanlar.
Secde eden alçaklar da sağ.
Bilmez mi?
Bu devlet denen boşluk.
Bozdurduğu dolarlarla, aldığı liraları
Dolarlardı mı?
Bu ne menem bi milliyetçilik ki,
Hem secde eder filoya,
Paraları bağlamaz tl'ye.
Vatan haini demedi mi cumhurbaşkanı bunlara.
Vatan bunlara kaldıysa....
"Dolar baronları seni kurtaramayacak"
Dedi başkan.
Kimdi bu dolar baronları?
Bu hainler neden dolarla doldurmuştu karınlarını.
Bilmiyormuydu bilican başkan bu dolar baronlarını.
"man arkasından" gelen dolarlar ,
Gitmeden nasıl geldi.
Bu ibneler değilmi dolar baronu.
Kemal "bir dolarım bile yok " dedi garip.
Akıl yok ki adamda,
Herkes dönüyorken köşeyi,
Seyretmiş avanak belli.
Bi de dolar baronu oluverdi.
Kemal şaşkın.
Başkana mı yetişsin, partiye mi?
"dokuz soru soruyorum dedi" Başkana.
Başkan tınlamadı.
"Kundurasından bi çivi düşmedi" bile.
Umurunda değildi başkanın.
Mazot yükselmiş, soğan artmış.
Limon ekşiymiş.
Bunlarla ilgilenmiyordu başkan .
Altın varaklı bardaklardan su içen başkan,
Elbet de aldırmaz bunlara.
"Bu da geçer yahu dedi"
Ama dinlemiyor amk doları başkanı.
Başkan cuma namazı kılmaya gidiyor, her cuma.
Yollar kapanıyor,
Konvoyla yoldan geçiyor başkan.
Böyle mi kılınır namaz?
Bi başkan namaz kılsın diye,
Binlercesi korumalık yapıyordu Başkana.
Başkan bunların da mı namazını kılıyordu, yoksa,
Bu ruhsuzlar başkanın önünde, arkasında,
Her yanda,
Hoca ne vaaz ediyor.
Boşuna.
"imf var ya bu imf bizden borç istedi"
Diydi. Beş milyar euro.
Verin dedim."
Dediydi başkan.
Değilmi ?
Nerden nere.
Bunları diyen başkan,
O gün dolar baronlarını görmüyor muydu
Kör müydü bu puşt.
"Her tür milliyetçiliği ayaklarımızın aldık diyen dümbelek "
Türküz, TÜRK Lirası demeye başladı .
Ye
Ye bilirsen.
"Bu da geçer ya hu " dedi.
Türküm demedi.
Geçire geçire geçiyor .
Memlekette şarbon yayılıyor
ama
"Fıtrattan" dır bile demiyor kimse.
Geçiyor,
Geçiyor,
Geçire geçire geçiyor.
Bu alçaklar her şeye alıştırdı milleti.
Ölüyorda,
Isyan etmiyor hala.
kimse.
Siz,
Hiç ejder suyu içtiniz mi?
Ya da ,
Duydunuzmu böyle bi içeceğin adını.
Ejder suyu içiyor başkan.
Sarayda.
Milli içeceğimiz "ayran" diyen başkan,
Altın varaklı bardaklardan
Ejder suyu içiyor durmadan.
Suşi falan yiyor.
"Milli" falan diyor.
Durmadan gezen bu adam,
Robotlaştığından mı,
Ejder suyu içeriğinden mi,
Yorulmak ne bilmiyor.
Götüne böğelek konmuş gibi,
Hopluyor jıplıyor.
Gülüyor.
Başkan mutlu,
Gelecekten umutlu,
Yandaşlarda mutlu.
İhaleler yandaşlara.
Üç tas fıstık yedi başkan Astana'da.
Damat yanında,
Bacak bacak üstüne atmış.
"Ateşkes isterim" dedi başkan.
Olmadı tabii.
Ve bi tweet attı
"Onbinlerce sivil insanın öldürülmesine seyirci kalamayız"
Anladınız mı alçaklar.
Abd askerlerine ırakta "başarılar" dileyen,
Türk askerinin başına çuval geçirildiğinde,
"Nota vermek, müzik notasına benzemez" diyen alçak,
mısırda rabiaa öldüğünde ağlayan,
Yemende yüzlerce çocuk katledildiğinde susan.
Pkk ya yüz milyon dolar veren suuda bi şey demeyen,
Suudlu köpeğin ölüsüne üç gün yas ilan eden,
Tekmelerle öldürülen TÜRK gençlerine acımıyan başkan,
Astanada Ne diyor anladın mı?
Fıstıkların tadı,
Damağında kaldı başkanın.
Kanallarda hainler, anlatılıyor
Başarı başarı .
"Büyük devlet olmak için büyük nüfusa ihtiyaç var." dedi. Başkanın danışmanı.
Kapılar açık, örülen duvarlar delik.
Rus uçakları bombalıyor iblidi
Dış işleri bakanı "en samimi tükiye " dedi.
"Bu krizde aşacağız, aşarsak kimse bizi tutamaz"
Savurdukça savuruyor bakanlar.
"Tazminat davası açmazsan na mertsin" dedi. Kemal.
Yüzbin lira,
İkiyüz binlira,
Kolayından para .
Başkan, alışmıştı beleşe.
Kemalde para bol.
Aç davayı, al parayı.
Ama, man adasından gelen dolarlar,
Deniz yolundanmı,
Karadanmı, havadan mı geldi?
Boş ver açıklama bunları.
Aç davayı,
Kemal ödesin mangırları.
"Siyasi rant" dedi. Kalın.
Frenkeştayn kılıklı adam.
Ama diyemedi dolar baronu değil, başkan.
Bi çürümüşlük, bi kokuşmusluk ,
Her yanda yangın,
Şarbon çoğalmakta, ama
Kimse sormuyor böyle bir soru.
Kalın, kalın kalın konuşmakta.
İkiyüz elli bin liralık dava açtılar, kemale.
Doymak bilmiyen bu açlar,
Varlık fonunu cukka indirdiler cebe.
Başkan varlık fonu başkanı yaptı kendini.
Kendin pişir kendin ye gibi,
Kendi kendini atadı.
Damat ta başkan yardımcısı.
A.Ş gibi yönetmek istiyordu ülkeyi.
Tamda dediği gibi oldu.
Abd gazetelerine makale yazdı başkan.
Beni dinlemiyorlar diye.
Yakında abd'de karışırsa,
Sakın şaşırma.
Nazar değmesin,
Götünü kaşısana,
Kıskanma.
Milyar dolarlık uçağa baksana,
Uçakta yatak odası,
Salon,
Kocaman salon,
Başkan bu uçakla uçacak .
Uçamıyanlar çatlasın.
Dolar da düşüşe başladı.
Müjdeler olsun.
Ama velakin,
Faizler arttı.
Ama ne artış.
Başkan,
"Bu ancak esrar ve eroin ticaretin de olur" dedi.
Ama,
Başkanı dinlemedi merkez bankası başkanı.
Bu ne iş?
Bi abd başkanı dinlemiyor du başkanı, bi de merkez bankası başkanı %çıktı .
Başkan ne bok yesin?
Dinlemiyorlar başkanı .
"Sıkı duruş devam edecek" diyor. Merkez.
Ne desin başkan.
"Faiz mi enflasyonu doğurur , enflasyon mu doğurur faizi"
Bi bilseydi kim kimi doğurur.
"Tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurtamı tavuktan çıkar " bilsene.
"Faiz enflasyonun bi defa sebebidir, enflasyon neden değil neticedir. Faiz nedendir. Dolayısıyla faizi aşağı çekmek gerek ." Alkış alkış.
Tabii anladı salaklar.
Ama faiz anlamadı.
Çıktı çıktı çıktı.
Çıktı amk faizi
Faiz de dinlemiyor başkanı.
Başkan ne yapsın?
Sõylesenize.
Birde bitli işçiler çıktı.
Bitli, pireli, tahtakurlu işçiler.
Õlen işçiler.
Fravunların fravunlaştığı,
Dünyanın en büyük havalimanı
Inşaatını yapmak isteyen firavun,
Uçak üstüne uçak alırken,
Gariban işçilerin üstüne polis, jandarma gönderen firavun.
Övündükçe övünüyor.
" hibe" dedi uçak,
Mahkemelerde süründüreceğim" dedi,
Bir tek kendilerine yaratılmış dünya.
Dünya'ya böylesi zulmü reva gören firavun,
Yüzlerce işçinin ölümüne, bi de
"Açılışı gecikleştirmek istiyorlar " diyen sözüm ona gazeteci piçler türedi .
Ecelsiz ibneler, hainler.
Ormanları yıkıp, gölleri yok eden katiller,
Uçaklarınız yere çakılıp geberdiğinizde,
Bi zerreniz toprağa düşmiye .
Yok olup gittiginiz de, hiç bir şeyiniz kalmasın gök kubbe altında.
Bu doyumsuzluk neydi böyle,
İş bankasına saldırmıya başladılar yine.
Varlık fonu bile kesmedi başkanı.
Ne gözü doyuyor ne de karnı,
Dünyayı versen ister ayı.
"Birileri basmıyoruz " dedi.
"Bastırdık." Dedi. Başkan.
Seferberlik ilan ettik yetiştirdik .
Kimdi başkan, bas dediği hâlde basmıyan.
Niye zorlarlar başkanı.
Bassanıza, başkan bas deyince.
Basmadığınız yerde, bastırır başkan.
Anladınızmı ? ULAN.
"İhya dönemini yaşıyoruz"
"Manipulasyon var, kriz falan yok,
Burası amerika değil"
Anlattı gazilere,
Gaziler alkışladı.
Başkan, ellerini şöyle bi havaya kaldır dı,
Başını salladı,
Kendinden emin,
Karşısındakiler yemini yemiş, tavuklar gibi,
Başkana ram oldukları belli,
ki,
Arttıkça artıyordu alkışların tonu.
Bu gavatların çoğu,
Sahtecilikten gaziydi.
Tankın poposuna pamuk tıkayan gazilerden.
Õzel gazilik maaşı alan gaziler.
"Seyit Onbaşıyı" bilir mi bu gaziler?
Duymuşlarmıdır adını?
"Burası çok önemli "
"Şimdi "
"Burası çok önemli"
"Yorulmadık değil mi dinlerken "
"Burası çok önemli "
Dedi. Amp (açık mert korkusuz) piçi.
"Burası çok önemli "
Neresi çok önemli?
Burası.
"Çok önemli bi şey dedim "dedi.
Ve bi alkış tufanıdır koptu.
Berat albayrak anlamıştı, anlattıkları anladıklarını.
2023 de hedefler belli.
Parmakları kıpır kıpır sevinçten
Bu tarafta intihar eden baba
Çocuğuna bir pantolon alamamanın bedeli.
Nereden bile bilsin berat bu bedeli.
Onun için ekonomi çok güzel di.
Seyit Onbaşı da kim ki.
Askerlik Ne?
Vatan ne ki?
Seyit onbaşılar kim ki?
"Keşke yunan galip gelseydi " diyenlerin soyundan gelen soysuzlar,
"Şimdi ihya dönemini yaşıyoruz,
Hep beraber " dedi.
Ne güzel değil mi?
Daha ne güzellikler göreceksiniz,
2073 bi gelsin,
Ölmez sağ kalırsanız belki
Ejder suyu içme vakti geldi.
Bu, dünya dediğin ne,
Beşten büyük değil
Mi?
Yok ya dünya beşten büyük
Hadi ordan
Dünyaya nerden bakıyon ki?
"Dünya beşten büyük değil" dedi başkan .
Gelde inanma!

Sebahattin Kömürlü
Kayıt Tarihi : 16.2.2016 14:36:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Sebahattin Kömürlü