Çocukluğum, yanlış meselim
kulübemde böcek resimleri,ağladıkça birkaç hayal
sahibini beklediğim rüzgâr gibi uzaklar
kimi ömürden biçtiğim yaralı kumaş
telvelerde ölüm
dil yetmezliği
çocukluğum ve sen, 93 numara…
Hector Berlioz Sokağı’nda bir kadın
Madam Ramirez değil, Pakize Halam da
esrarengiz dualarla sayıklardı unuttuğu sahilleri
pür dikkat tesbih ve ah çekerek uyuttuğu sahilleri
ki adı yoktu adından önceydi yaşamak
ve büyüdüğü mendilin göze değdiği yoktu
titrekti içinden geçen cümleler – seneler önceydi
gün doğmadan mushafında dantel duyarlılığı
fabrikada gözlerini sağdığı kükürtlü tezgâh
93 numaralı evde yalnız
ölü kelimelerin kamburuydu annem.
Eski bir testiden yoklardım hayatımı asacak çiviyi
güneş upuzun anlıyordu niçin doğduğunu
Cezayir menekşelerini sulardı her sabah halam
ve pazar yerlerine dökülürdü boy boy ümitler
içimizi sermek için esmer bir akşamüstünde
çünkü yeminler uyurdu geleceğe aminler çalarak
çünkü gelirdim de görünmez olurdu annem.
Nerede başlıyordu sokak nerede bitiyordu yalnızlık
dipsiz bir kuyunun başındaydı dilim
şiirin dönemeçlerinden boğazlı kazaklar edinirdim
şimdi dalgın bir derinlik kaldı eski bir fotoğrafta
kilitleyip kelebekleri kıyısız duvarlara
ve ne zaman kelimeler dönmez oldular çocukluğun batıklarından
biliyordu annem, vakti gelmişti çoktan
ağzındaki baklayla bu sokakta susmanın.
Nedendir gökle beraber ağarırdı annem
bir salânın yoksul sabahından zengin sofralar sunarak
uzak ve hayli mutlu bir dünyanın alnından boşalarak
yaşıyor olmanın mürüvvetiyle omuzlarında
ki çarşılarda her umut böyle dolaşır, böyle anlaşılır çalışmak
her rahim kendini giyinir her uzun yolculukta
ölüm ki boş terazi, ağırlık verir hayata
neden öldüğünü anlamayacaklar anne
bunca yıl neden yaşadığını da.
Bahar geldi işte anne
gül kurusuna kaldı defterlerim
bütün yolları denedim durdum da
ne Hector’un bestesi ne 93 numara.
(16 Nisan 2006 - Mart 2007)
Seyhan KurtKayıt Tarihi : 5.4.2007 10:26:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (97)