Hayat bitiyor anılar değil şık
Çağda insanlar yalanlara aşık
Yeter insana hayatta bir kaşık
Doymak isteyen insan düşünür mü?
Bütün insanlık aramakta hep ar
Sadece kitap satırlarında var
İnsanlar ise hayatından savar
Arayan insan acep düşünür mü?
Düşün gerçeği anlamak kolay mı?
Dolduruyorlar gündemle anımı
Donduruyorlar sürekli kanımı
Aklı olanlar acep düşünür mü?
Mevsimler şaşkın yazın yağdırır kar
Sular düz yolu şaşırdı ters akar
Akıllıyım der puta selâm çakar
Mantıklı olup acep düşünür mü?
17.05.2008 - İzmir
Mehmet ÇobanKayıt Tarihi : 17.5.2008 00:31:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Müslümanların Ebu Cehil (Cehaletin babası anlamındadır) olarak bildikleri Hişam Bin Melik Mekke’nin reisiydi. Üstelik peygamberimizin soyundandı. Aklı ile ün salmış. Araplar arasında bilgeliğiyle, akıllılığıyla tanınıyor. Herkes ondan çekiniyordu. Mekke’nin lideri olarak bütün Arabistan’daki Arapları da avucunda tutabiliyordu. Ebu Süfyan kendisi tüccardı. Aynı zamanda Mekke’nin oligarşik yönetimi içinde bulunuyor. Mekke’nin reisi Hişam Bin Melik’e (Ebu Cehil'e) yardımcılık ediyordu. Hişam bin Melik ölünce Mekke’nin reisliğine Ebu Süfyan getirildi. Ebu Süfyan Mekke’nin Müslümanlar tarafından fetih edilmesinden önce müslüman oldu ve Müslüman olarak Mekke’yi kansız (savaşsız) teslim etti. Ebu Süfyan Müslüman olduktan sonra Müslümanlığın geldiği ilk dönemlerde Müslüman olan biri çekinerek yanına geldi. O’na dedi ki, - Ya Ebu Süfyan izin verirsen bir şey soracağım. Hep kafama takılıyor. - Buyur sor. - Hani Müslümanlık gelmeden önce sen aramızda, aklı, zekası, bilgisi ile çok ünlüydün. Bense garip biriydim. Öyle aklımın, zekamın, bilgimin olduğunu varsaymazdım. Sizler toplumda her bakımdan bizlerden üstündünüz. Ancak İslam geldi. Ben Müslüman oldum. Kur’an ayetlerini duyduğumda, ayetlerin akla, zeki olanlara, bilgililere hitap ettiğini görerek şaşırıyor. Üstelik onları da anlayarak şükrediyordum. Kendi kendime diyordum ki, ben kur’an ayetlerini anlayabildiğime göre, içimizdeki akıllılar, zekiler daha iyi anlarlar. Özellikle sen aklıma geliyordun. Zira ben sana sen farkında olmasan hayrandım. Aklına, bilgine, zeka hayrandım. - E… der Ebu Süfyan. Lafı nereye getireceksin de hadi. - Merak ediyorum Ebu Süfyan, bizler size göre eksik aklımızla, bilgimizle, zekamızda sizlerden önce Müslüman olduk. Sizler niçin bu kadar geç kaldınız? - İşte saydığın meziyetlerden, diyerek güldü. Söylüyorsun bak işte. Bizler akıllıydık. Zekiydik. Zengindik. Bilgiliydik. Mekke’nin reisleriydik. O nedenle, asla 'Muhammed ne diyor' diye dinlemedik. Onu küçük gördük. Ona karşı kulaklarımız tıkalı, gözlerimiz kördü. Biz O’nu aramızda alaya alırdık. Kur’anla dalga geçerdik. Ta ki, gücümüz bitince anladık ki, biz bir hiçiz. Bu şiirin altına tarihten aldığım bu bilgiyi niçin koyduğumu anlamışsınızdır. Ben bu hikayeyi okuduğumda, önce kendime sordum. Benim Ebu Süfyan’a benzer yanlarım var mı? Etrafıma sormadım. Kanımca herkes kendisi için sorabilir. Acaba, aklımıza, bilgimize, zekamıza, konumumuza güvenerek, Allah’tan gelen bilgileri, Allah’ın resulü Muhammed’i dinlemiyor. Onlarla dalgaya geçiyor olabilir miyiz? Hani çağdaşlık falan derken, kendimizi bir türlü yeryüzüne indirip, haddimizi bilme noktasında düşünceler üretememiş olabilir miyiz? Hani, makamlarımıza, mevkilerimize bakarak, Allah’ı ve dinini küçük görmüş olabilir miyiz? Hayat geldi gidiyor işte. Bir gün bizde iki buçuk metrekarelik mezara girmeden, arkamızdan ağıtlar yaktırmadan, bir sürü rüşvet verip günahlarımızın affı için çareler aramadan sanıyorum düşünmek gerek diye inanıyorum. Sondan ikinci mısrada, “Akıllıyım der puta* selâm çakar” ifadesi için ansiklopediden aşağıdaki bilgileri aktarıyorum. *Putperestlik Vikipedi, özgür ansiklopedi (Put sayfasından yönlendirildi) Putperestlik, genel anlamda bir nesne, görüntü veya fikre tapım içeren bir dini uygulama, anlayış veya inançtır. Putperestlik farklı şekillerde tanımlandığı ve farklı çeşitleri olduğu gibi aynı zamanda, Türkçe'de, İbrahimi Dinler tarafından monoteist olmayan dinleri tanımlayan genel bir terim olarak, yani paganizm ile denk biçimde kullanılmıştır fakat paganizm ve putperestlik farklı anlamları içerir. Aynı zamanda bazen politeizm benzeri monoteizm karşıtı inanç yapılarını kastetmek için de kullanılır. Putperestlik, zaman zaman mutlak bir varlığa tapımın sadece bir şekli olarak ortaya çıkarken zaman zaman belirli bir inancın esasında, mutlak varlığın olmadığı durumlarda bir tür akide veya başlı başına bir inanç yapısı da olmuştur. İbrahimi Dinlerde putperestlik, puta tapmak yasaklanmıştır. Etimoloji ve Tanımlar Putperestlik, Farsça kökenli bir sözcük olan put sözcüğünden türemiştir. TDK'ye göre putperestlik sözcüğünün tanımı şöyledir: 'Puta tapma durumu, fetişizm.'[1] Yine TDK'ye göre put sözcüğünün tanımı şöyledir: 'Bazı ilkel toplumlarda doğaüstü güç ve etkisi olduğuna inanılan canlı veya cansız nesne, tapıncak, sanem, fetiş.'[2] TDK'nın bu tanımlarına göre, putperestlik teriminin açıklayıcı tanımı şöyle olabilir: Doğaüstü güç ve etkisi olduğuna inanılan canlı veya cansız nesne tapımı. Bu belki de putperestlik teriminin en genel ve yaygın tanımlarından birisi. Yine de putperestlik teriminin tanımı dinden dine göre değişiklik gösterir; özellikle her İbrahimi dinin yani Musevilik, Hristiyanlık ve İslam'ın farklı ve önemli putperestlik tanımları mevcuttur. Bunun dışında putperest toplum ve inançların araştırılması sonucunda putperestlik tanımına ilişkin birçok yeni şey keşfedildiği gibi, putperestlik konusunda birçok bilim adamı farklı bakış açılarından yola çıkarak yakın ama farklı tanımlar yapmıştır. Bir putperestlik tanımının temeli, put kavramının tanımına yatar. Bu açıdan put tanımları, putperestlik tanımlarını anlamada önemlidir. Örneğin Eugene Goblet d'Alviella put terimini 'bilinçli ve canlı sayılan' görüntü veya heykeller olarak tanımlamıştır; buna göre putperestliği de 'bir görüntüyü insanüstü kişilik olarak görmek' hali ve uygulaması.[3] J.Goetz'in put tanımı ise daha farklı bir putperestlik tanımına yol açmaktadır, bu put tanımı şöyledir: 'az veya çok yapısal bir tür tapınımın yöneltildiği herhangi bir materyal nesne'. Buna göre putperestlik de bu tapınım türü, şeklidir.[4] Bir başka putperestlik tanımı ise, Dictionnaire des religions`daki tanım: 'Putperestlik, ilahiliğin (veya ilahinin) yerine konan (veya temsil eden) bir puta tapınım olarak tanımlanabilir'[5] İbrahimi Dinler açısından putperestlik tahlili iki ana yöne sahiptir; belirli bir Yaratıcıdan ziyade bir yaratığa tapınmak ve bu yaratığın insan yapımı yani suni oluşu. Bu açılardan putperestlik ile İbrahimi Dinler tapınım türleri ve şekillerinden ziyade, dini esaslar anlamında büyük farklılar içerir. Yine de, daha önce belirtildiği gibi, her İbrahimi dinin putperestlik tanımı farklılık gösterir. Ayrıca putperestlik içeren dinlerde de putperestliği yeri, şekli, önemi ve yapısı çok farklıdır. İslam tarihi ve putperestlik İslam dininin kutsal kitabı Kur'an'da putperestlik yerilir ve şirk taşıyan bir eylem olarak kabul edilir. İslam dininde şirk terimi 'Allah'a ortak koşmak' olarak tanımlanır ve kişinin işleyebileceği günahlık en büyüğü olarak geçer. Buna göre puta tapan şirk işler ve müşrik olur. Müşrik olan kişi ise artık Müslüman sayılmaz, İslam dininden çıkar. Arap Yarımadası'nda İslam öncesi dönemde ve İslam'ın yayıldığı ilk dönemde putperestlik yaygın biçimde dinin bir parçası ve en önemli etkinliği olarak devam etmekteydi. Putperestlik Arap mitolojisi ve dininde bir tür tapınma formuydu ve putlar mitolojideki çeşitli tanrı (ve tanrıçaları) sembolize ederdi. Bunların dışında dönemin yaygın inanışlarından birisi de ayrı ve diğer tanrılardan üstün bir Tanrı'nın var olduğu idi fakat daha önemsiz gördükleri tanrılara da taparlardı. Mekke kenti dönemin önemli ve kutsal bir dinî merkezi konumunda idi ve birçok puta ev sahipliği yapardı. Kur'an'da da yerici bir şekilde ismi geçen ve o zamanlar kişilerin taptığı üç büyük tanrı Lat, Uzza ve Menat'ın da Mekke'de putları bulunmaktaydı. Tanrıların adına bu putlara kurban kesmek yapılan adetlerden birisiydi. Tapınaklardaki ve kamunun tapındığı büyük putların dışında kişilerin evlerinde sahip oldukları veya yanlarında taşıdıkları putları da olurdu. Ayrıca kabilelerin kendileriyle ilişkilendirdikleri özel tanrı imgeleri ve bunların putları da mevcuttu. Notlar • ↑ TDK Güncel Türkçe Sözlük, putperestlik maddesi • ↑ TDK Güncel Türkçe Sözlük, put maddesi • ↑ Gale Encyclopedia of Religion, Second Edition, s. 4357, Idolatry maddesi - orada belirtilen kaynakçada: Goblet d'Alviella, 1911, s.126 • ↑ Gale Encyclopedia of Religion, Second Edition, s. 4357, Idolatry maddesi • ↑ Dictionnaire des religions, M. Delahoutre, Idolâtrie, Paris, 1984. 'http://tr.wikipedia.org/wiki/Putperestlik''dan alındı
![Mehmet Çoban](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/05/17/hece-dusunur-mu.jpg)
SAYGILARIMLA
İmtihan dünyasının bilinciyle ayaklarımız yere basacak.
Teşekkürlerimle üstad.
Çağda insanlar yalanlara aşık
Yeter insana hayatta bir kaşık
Doymak isteyen insan düşünür mü?
Bütün insanlık aramakta hep ar
Sadece kitap satırlarında var
İnsanlar ise hayatından savar
Arayan insan acep düşünür mü?
Düşün gerçeği anlamak kolay mı?
Dolduruyorlar gündemle anımı
Donduruyorlar sürekli kanımı
Aklı olanlar acep düşünür mü?
Mevsimler şaşkın yazın yağdırır kar
Sular düz yolu şaşırdı ters akar
Akıllıyım der puta selâm çakar
Mantıklı olup acep düşünür mü?
KUTLARIM
ALKIŞLIYORUM KALEMİNİZİ
ŞİRK O KADAR YÖN DEĞİŞTİRDİ Kİ RABBİM BİLMEYEREK İŞLEDİKLERİMİZİN ŞERRİNDEN KORUSUN
SELAMLARIMLA
TAM PUAN
TÜM YORUMLAR (26)