Aklıma uyup, yorgunluk, argınlık demeden uzanıverdim yemyeşil kırlara
Akşam kızıllıklarına kadar, oradan oraya, duygularımı kıldım fora
Arsız yaşam her gün sıkıp bunaltmıştı beni, elektriklerimi saldım toprağa
Ay doğarken döndüm evime, güzelce bir banyo, sonra ise yorgunluktan yatağa
Ertesi gün midem açlıktan kıvranıyordu kapıverdim poğaçayı elime
En güzel günümün arkasından, sıkıntılarım gitmiş neşem ise tam yerinde
Elektriğimi topraklamış, dinlenmiş, bütünleşmiştim doğanın tüm renklerinde
En iyi arkadaş, doğa, güneş, su, hava, hayvanlar, gökyüzü, ay güneş içimde
İnsan arada yapmalı böyle şeyleri, kendini bulması için, en iyisi
İnsanı meşgul edenler olsa da, kendimize zaman ayırmasını bilmeli
İçimde coşkular var, anlatabilir miyim, mısralara dökebilir miyim ki
İnanın bilmiyorum, öylesine yazıyorum mısralara bütün hislerimi
Uzunçalar sanılır hayat, çalışırken yoruluruz, eğlenirken yorulur mu?
Umutlar çoktur hayatımızda, sürekli anlatsak söylesek hayat durulur mu?
Umutsuzca bir yangın içimde, ben düşlerimde kavrulurken dünya kavrulur mu?
Uslu durmak revadır, çevre de, devlette, dünya da, durmazsam düzen bozulur mu?
Ümidim var, kim ne derse desin, ben toplarım hayatta hep dağıtacağım gülü
Üstü kapalı tehditlerini savursa da hayat, bırakmam asla gülüşümü
Ürkek bakışlarımı korkaklık saymayın, önce aklımda yaşatırım ben hüznü
Üzülme can, çaresizlerin ilacı oldu “bu da gelir, bu da geçer” türküsü
Islıklar çalıyor bak, geleceğe, umuda, hüzünlerden coşkulara akışlı
Ismarlanan bütün güzellikler, akıcı, duygulu, gizemleri içinde saklı
Irmak çağıltılarında duyguların sarıldığı gibi, sarmalıyor insanı
Itır kokulu bahçelerden selamlar gönderiyor, durma yürü ey insan aklı
Kelimeler boğazında düğümlenmesin, söyle öz/gür sesinle duysun insanlık
Kalbinin tüm güzelliklerini ser ortalığa, geçilmesin sevgiden ortalık
Kurşunlar değmesin yeryüzüne zulümle, siper olsun kötülüğe fedakârlık
Kuvvetlensin aramızda inanç, sevgi, saygı ve paylaşım, yok olsun çıkarcılık
Sana sözüm yok ey insan, ben kendime sözü geçiremem, kulağım gerçeğe küs
Sanal bir âlem değil, hayatın tüm gerçeği, ortalığı kaplamış puslu bir sus
Sanki başka yaşam yok hayatta, her şey söylendiği gibi olacak talih makûs
Söz verdim kendime, sende söz ver kendine, “ey dilim artık yalanı söyleme sus”
11.10.2009 - İzmir
25 hecedir. Mısra başları sonları, kıta başları ve sonları aynı harfle başlar biter.
Mehmet ÇobanKayıt Tarihi : 11.10.2009 00:03:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
PEK GÜZEL VE ÜSTADANE OLMUŞ.
KALEMİNİZ SUSMASIN.
SAYGILARIMLA..
İnsanı meşgul edenler olsa da, kendimize zaman ayırmasını bilmeli
İçimde coşkular var, anlatabilir miyim, mısralara dökebilir miyim ki
İnanın bilmiyorum, öylesine yazıyorum mısralara bütün hislerimi
Kutlarım.....kaleminiz daim olsun......çok çok güzeldi.....saygılar..
yüreğinize sağlık
Yalana gelince bazıları ezber etmiştir yalan söylemeyi, bilmezlermiki karşısındakini değil kendini kandırıyor, en iyisi sus, sizin dediğiniz gibi yalan söyleme, sus. Saygılar abim kutlarım.
TÜM YORUMLAR (18)