Kırlangıç süzülerek bir dala kondu, dal eğildi hafifçe, selamlaştı yaprak
Kış gelmeden döküleceğini biliyordu, rengi hüzün dokulu, sarı sıcak
Kurudukça dökülecek, döküldükçe süpürülecekti, sonu belliydi toprak
Kitap, defter arasına konmayacak, uzun süre anılarda saklanmayacak
Közler üzerine düşenler yanıyordu, sessiz, sessiz, damar damar kıvrılarak
Koyu dumanlar yükseliyordu havaya, dans eden küçük bulutçuklar yaparak
Kırılan dalların çıtırtısı var çocukların ellerinde, mangallar yakacak
Kül rengi resimler çizecekti zaman hayata, dünyamıza kokular saçarak
Kırık zeytin dalı kırlangıç gagasında dolaşıyor, barışı tokatlayarak
Közlenmiş ateşler canlandırılıyordu, maviliklerden özgürlük soluyarak
Kirli suratlar bakıyor ufuklara, hayaller kurup hayaletler oynatarak
Kuru dallara konmuş kuşlar altını pisletti devlet kuşluğuna oynayarak
Kelimeler düştü cümlelerden, cümleler devrildi yeryüzüne, yarım yamalak
Karın deşen Jaklar türedi zamana, zaman iyice bozuldu, akıllar çatlak
Koyun koyuna yaşıyor adaletle zulüm, çağı çıkarlara aydınlatarak
Külden kullar türedi, soluk benizli, yayvan ağızlı, gülüyorlar sırıtarak
27.08.2013 – İzmir
Şiir 25 hece olup, aynı harfle başlar, biter.
Mehmet ÇobanKayıt Tarihi : 29.8.2013 07:06:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

dalı taşıma görevini
kırlangıçlar alırsa
olacağı buydu, kül
kedisi yerine de
külden kediler olur.
TEBRİKLER
TÜM YORUMLAR (6)