Kuş sesleriyle uyanan gün, bahar geldi diyordu türlü kokularla kokarak
Kalkıp pencereyi açtım, tertemiz havayı içime çektim bolca doldurarak
Kırmızı, sarı, mor çiçekler etrafta rengârenk, gülüyorlardı bana bakarak
Karlı dağlar uzaklarda, kışı hatırlatıyorlardı geçmişi hatırlatarak
Kahvaltı masasını balkona kurup keyfine kadem bastıracaktım kanarak
“Kışın sonu bahardır” şarkısı dinlerken, haberlerde savaş vardı korkutarak
Kahvaltı haberleri, kan, gözyaşı, dedikodu, kafamı dinledim kapatarak
Kendi çıkarından başka şeyi bilmez batı, savaşıyordu bombalar atarak
Kara leke çağımızda demokrasi, laiklik, özgürlük türküsü, aldanarak
Kan gölüne döndüren batının sözleri bunlar, sömürür halkları kandırarak
Kölelik düzeni kurulur efendi batı adına, tüm değerler çalınarak
Kendini bilmezler düşer batının peşine kölelikleri aydınlık sanarak
Kuş sesleriyle uyandığım gün kötü başladı, haberler içimi acıtacak
Kurşunlar, bombalar, özgürlük bekleyen halkların üzerlerine yağdırılacak
Kendisi vampir insanlığına insanlık diyen batılı dünyayı kandıracak
Kendini bilmez yardakçıları batılıların her yaptığını alkışlayacak
Kölelik düzeni, batılı dünya ülkelerini sömürerek yaşatılacak
Köleleşmiş kalemler kölelik düzenini aydınlık, milenyum çağı sayacak
Kırmızı halılar üzerinde yürüyen uşaklar batılılarca kutsanacak
Kariyeri ikiyüzlülük olan insana, insanlığa onurlar takılacak
Karnıma ağrılar girdi, düşüncelerim yedi bitirdi, acılar yaşayarak
Kör bakar olmak istemiyorum, batılılar dünyayı sömürecek kandırarak
Kandırılmayı göremeyenler hep batının kölelik düzeninde yaşayacak
Kelimelerle süslenmiş ideolojiler bizleri zincirlerle bağlayacak
Kulluktan çıkıp vatandaş olduğumuzdan beri batılıları efendi saydık
Kutsadığımız batılı efendi bizi sömürdükçe hayranlıkla alkışladık
Kendimizi batılılara kurban ettikçe batılılar tarafından dışlandık
“Kendi düşen ağlamazmış” hak ettik bütün bunları ama bir türlü anlamadık
08.04.2011 – İzmir
Şiir 25 hecedir. Her mısra aynı harfle başlar ve biter.
İşte bugün, batı bütün Afrika’da, Orta Asya’da, Kafkasya’da, yakıyor, yıkıyor, sömürüyor. Söylemine bakınız, toplumlara özgürlük, demokrasi, laiklik getiriyor. Ama herkes biliyor ki, kral çıplak, batının demokrasi, laiklik, özgürlük umurunda değil. Bütün derdi o ülkelerin doğal zenginlikleri.
Peki, batıya “çıplak kral” diyecek kim?
Alın laikliğinizi, demokrasinizi, özgürlüğünüzü, yeter artık kandırılmamız diyecek kim?
Ülkemizde bugün bu soruları sorabilecek kim?
Kısaca, batıya göre, ülkeler yer altı yer üstü değerlerini batıya kaptırırsa, batının ürettiği ürünlerin tüketicisi olursa, hem çağdaş, hem özgür, hem demokrat, hem laik, hem de insan olurlar.
Aksi halde, gerici, yobaz ve terörist sayılırlar.
Batının özgürlük, demokrasi, laiklik anlayışı bu değil mi?
Mehmet ÇobanKayıt Tarihi : 8.4.2011 00:47:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (19)