“İlim bilime yenildi” yaşadığımız hayatın sanki tek gerçek felsefesi
İntikam hırslarıyla bilimciler ilimcilere saldırıp kırdılar herkesi
İyi ile kötülük kavramları delirmiş gibi insanları yedi bitirdi
İnce bir sızı, düşlerimize, düşüncelerimize, yaşamlarımıza girdi
İsimsiz, gizli kahramanları var insanlığın, saklıyor tarihin derinliği
İyilik perileri sanki onlar, insanlara anlatıyorlar fikirlerini
İlim, varlıkları kavramak için insanlığa bilgiler felsefeler üretti
İlme karşılık bilim, varlığı anlamak için tespitlerini hediye etti
İkisi de insana lazımken, insanlıksa birbirlerine savaş ilan etti
İlim bilim savaşının kalıntılarından geliyorum, enkazı bana yetti
İnsan olmak, insanı anlamak için yola çıkan insan bu savaşta kaybetti
İyiliğe inat, insan insanlık adına “kapitalizmle” insana hükmetti
İnsanların kandırıldığı en güzel, en iyi ideoloji demokrasiydi
İyilik güzellik adına, insanlar aldatılarak paraya köle edildi
İnsan, seçim sandığına gidip oy verdiğinde garip bir mutluluğa erişti
İnançlarını, ilkelerini, insanlığını, oy pusulalarında kaybetti
İnancı; kandırılmamak, adam yerine konmak, hayatta var olmak değil miydi?
İlkeleri; güçlülere, para babalarına peşkeş çekilmemek değil miydi?
İnsanlığı; sevgiyle, saygıyla, paylaşımla, onurlu hayat sürmek değil miydi?
İlmin, bilimin gösterdiği, ideal yoldan mutluluğu yaşamak değil miydi?
İnci tanesi akıyor gözyaşım, söylenen yaşamın gerçeğinde iflas etti
İnsanlık yalanlara, gösterişlere kurban edilmiş, mutsuz, umutsuz, değil mi?
İki kişiden birinin iktidar olduğu dönemde, kimin hayatı değerli?
İzinsiz düşünüyorum, biliyorum izin vermez çağın değişmez ilkeleri
İnsanlık adına erdemli düşler kuran, “düşünürken yıkmalı tüm engelleri”
İsmi anılmayan kaç insan vardır, benimsemediği için çıkar düzenini
“İnsan şatafattadır düzenle işbirliği içindeyken” gör boy gösterenleri
“İşini bilen, kılıcı kuşananların”, çıkarlara yürüyordur yaşam treni
İnsanı, varlıkları Allah yarattı, her biri yaratılışta özgür değil mi?
İnsanın yaratılıştaki özgürlüklerini alan insanca hırslar değil mi?
İnancı, “yaratılanı sevmek” olan insan, nasıl olur insanların kölesi?
İyi görmek lazım, insanın insanlığını yok eden kendi ideolojisi
İnsanları yaratan Allah insanlık için söylemiyor mu en güzel düzeni?
İyi, güzel peşinde olan insan, hiç anlamıyor mu asıl kendini üzeni?
İnsan çıkarıyla, bencilliğiyle, sürekli kendini perişan eden değil mi?
İmbikten geçirmek gerek düşünceleri, son pişmanlıklar fayda etmez değil mi?
04.11.2011 – İzmir
Şiir 25 hecedir. Her mısra aynı harfle başlar ve biter.
Mehmet ÇobanKayıt Tarihi : 4.11.2011 00:10:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Hem dahi, ey bedbaht ehl-i dalâlet ve gaflet!
'Gayr-i meşrû bir muhabbetin neticesi,
merhametsiz azab çekmektir' kaidesi
sırrınca, siz, fıtratınızdaki Cenâb-ı Hakkın
zât ve sıfat ve esmâsına sarf edilecek muhabbet
ve mârifet istidadını ve şükür ve ibâdât cihazâtını
nefsinize ve dünyaya gayr-i meşrû bir sûrette sarf ettiğinizden, bilistihkak cezasını çekiyorsunuz.
Çünkü, Cenâb-ı Hakka âit muhabbeti nefsinize verdiniz;
D E N İ L M İ Ş T İ R
Artık düzelecek diyorum, Amerika'da bile
senede elli bin kişi İslam'a dahil olmakta,
dünya oraya gidiyor, arzu ettiğimiz hürriyet ve
adalet onunla gelecetir.
Saygıyla selamlar
Bedri Tahir Adaklı
kutlarım
namık cem
TÜM YORUMLAR (9)