Eski yoldan deniz kenarına doğru yürürken, esinti çarpıyordu yüzüme
Elektriklerin loş ışıkları sabah aydınlığında kayboluyordu iyice
Erkeklerden başkalarının bulunmadığı erken saatlerdi, başlarken güne
En fazla yarım saat kalmıştı, yeryüzü yeniden kavuşacaktı güneşine
Ellerim ceplerimde yürüyorum, yavaş adımlarla kendimden emin sessizce
Eni konu hayallerim yoktu, geziniyordum sabahın köründe öylesine
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
işte hayatın gerçekleri. insanlar var olduğu müddetçe ihtiyaçlar da beraberinde hiç eksik olmayacaktır. bir tarafta çalışıp alın teri yiyenler, öbür yanda tufeyliler(asalak) bulunacaktır. tabi ki bu böyle devam etmemeli diye düşünüyorum.......
Usta kalemi can'ı gönülden kutluyorum,ilhamınız bol,kaleminiz daim olsun hocam,saygılar.
Hikaye/gözlem tadının şiirle harmanlandığı ve içeriği itibariyle de bir sosyal yaranın fotoğrafının çekildiği ciddi bir çalışma.
Emeğinize sağlık sayın Mehmet Çoban….
çok haklısınız şiiriniz kanayan bir yaraya parmak basmış..sorumluluk sahibi olmayan insanların evladı olmak ne kadar zor..tam puan diyerek kutluyorum sizi..
İnsanların ihtiyacı olan
şeyin, dünyaya geliş sebebini
bilerek bu doğrultuda eğitim
almaları ile ancak düzelebilirler
veya düzeltilirler. Yoksa hayat
tesadüfen oluşmuş bir nesne gibi
kabul ettiğinden herşeyi menfaat
zanedecektir ve öyle yaşayacaktır.
Aklı ve vicdanı olanlarda sadece
ağlıyacaklardır.
TEBRİKLER
....bakarlar yaşamak için çocukların ellerine
ellerine oyunca yerine iş olan zavallı yavrucaklar....hepsinin yürek sızıntıısını hissetmeyen zavallı bizler..
sosyal duyarlılık içeren uzun dizeli farklı bir çalışma...tebrikler üstad
Bu şiir ile ilgili 6 tane yorum bulunmakta