vurma kazmayı
ferhâaad
he'nin iki gözü iki çesme
âaahhh
dağın içinde ne var ki
güm güm öter
ya senin içinde ne var
ferhâaad
ejderha bakışlı he'nin
iki gözü iki çeşme
ve ayaklar altında yamyassı
kasrında şirin de böyle ağlıyor
ferhâaad
Kayıt Tarihi : 7.5.2002 09:17:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu vesile ile Üstad Asaf Halet e rahmet dilerim.. Saygılarımla..
Öteden beri salt bir gösterge aracı olmanın ötesinde, felsefi ve tasavvufi telakkilerin yüklendiği birer simge olarak kullanılan harfler, Âsaf Hâlet Çelebi’nin “He” şiirine bir imgelem olarak yansır. Şiirdeki “he”, edebiyatımızda sıkça kullanılan Ferhâd mazmûnuna karşılık gelir.“He”nin iki gözünden iki çeşme şeklinde akan gözyaşları, Şirin’ine kavuşmak için dağı delen Ferhad’ın gözyaşlarıdır. Şiirde ifade edilen gözyaşı damlaları da şekil itibariyle “he”ye benzer.Mitolojik bir hikâyeyi tasavvufi imgelerle birleştiren Asaf Hâlet Çelebi, sözcüklerden felsefi bir dünya kurma ustalığını da sergiler. “ﻫ”harfinin iki gözlü biçiminden yola çıkan şair, haykırışa çıkan bir ağlayışla mutlak sevgiliden ayrı olan aşığın “âaah”ına tasavvufi bir boyut kazandırır.[19] “ﻫ” Allah kelimesinin son harfi ve “O” manasına gelen Hüve’nin baş harfidir. Tarikat zikirlerinde karşılık beklemeden yapılan en faziletli zikir şekli, Allah’ın “Hu” zatî ismi ile yapılanıdır. Aşığın çektiği “âh” dervişlerin zikir esnasında çektikleri “hu”yu anımsatır. Bu şiirde ferhâaad, âaahhh, ejderhâ sözcüklerinin eski harflerle yazımı da göz önüne alındığında, elif’in -“ve ayaklar altında yamyassı” dizesinde- he’ye vurulan bir kazma olduğu görülebilecektir. Ayağa benzeyen elif’in altında ezilen he imgesi şiiri güçlü kılar.
Şair, “He” nin pitoresk görünümünden hareketle ‘ejderha bakışlı he’ ifadesiyle masalsı bir derinlik kazandırır.
Çelebi, dağ imgesini âşığın sevgilisine kavuşması önündeki engeller yerine kullanarak alegorik bir anlatıma başvurur. Şiirdeki dağ da cansız ve duyarsız bir dağ olmayıp aşığın zikreden gönlünü çağrıştırır. Dağ, aynı zamanda mutlak sevgiliye ulaşma yolundaki nefis engelini de sembolize eder. İçinde Allah aşkını barındıran dağ imgesi, gönlünde Şirin’in aşkını taşıyan Ferhâd’la bir tutulur.
Şiirin söyleyişinde de gerek kendine has ve işlediği temaya uygun bir atmosfer kurmak, gerekse alegorik bir dil kurgulamak amacıyla tekrarlara, ikinci tekil kişiye hitaplara; kısa, fiilsiz ve eksik bırakılmış ifadelere, tekerlemelere… rastlanır. Bu şiirlerin birçoğunda hitaplar gayet yüksek perdeden, haykırışa kadar yükselen bir niteliktedir. Bu hitaplarda şairin muhatabı, mistik, manevi ve muhayyel varlıklardır. Bu varlıklar, genellikle olağanüstü ve muhayyel bir âleme yaklaştırılmış veya böyle bir âleme aittirler. Bu da şiire orijinallik, derinlik, mistik ve masalımsı bir görünüm kazandırır.
TÜM YORUMLAR (7)