Eski yılı yeni yıla bağladım,
İki kadeh rakı içtim,
Ateş böceği gibi parladım.
Bir yaş daha eskidim,
Bir yaş daha yaşlandım,
Eski yılı yeni yıla bağladım.
Eski yılı yeni yıla bağladım.
İki kadeh rakı içtim,
İki damla gözyaşı döküp, ağladım,
Şöyle bir geri dönüp, geçmişimi yokladım…
Boşa geçen ömrüme kahır ettim,
Kahırettim; kadehimi kadehlere ekledim,
Bahtsız geçen örümüm “şerefine” dedim,
Şerefine, hem ağladım, hem içtim.
Bağlamamı aldım elime,
Çağladım, dokununca tellerine,
Türkülere döktüm içimi,
Türkülerle sildim göz pınarlarımı.
İşte böyle; eski yılı yeni yıla bağladım,
Anılarla kendimi baştanbaşa yokladım.
Eski yılı yeni yıla bağladım.
Ben kadehleri devirirken,
Geçen yıllarda beni deviriyormuş,
Geçte olsa hissetmeye başladım.
Ağlamamın bir faydası yoktu anladım,
Geçen her gün meğerse gidiyormuş ömrümden,
Eski yılı yeni yıllara eklerken.
Kırkıma kadar mutlu oluyordum oysa
Yılbaşlarını kutlarken.
Kırktan sonra mezara yolculuğun,
Duraklarını saymaya başlıyormuş insan,
Boşa geçen ömrüme yanarken dostum…
Yavaş, yavaş harareti diniyormuş artık.
Anladım ki kaynayan kanımın;
Kırka kadar, ben yıllara meydan okurken,
Kırktan sonra, yıllar başladı bana meydan okumaya.
Hani derler ya!
Keser döner, sap döner…
Gün gelir hesap döner,
İşte kırk beşten sonra;
Yılların eline geçiyormuş ipler.
Olmuyormuş hiçbir şey eskisi gibi,
Olmuyormuş, hanımlar, beyler.
Eski yılları, yeni yıllara bağlarken,
Son durağa gelmeyi beklerken.
Kadehleri kadehlere eklemekten
Yok ki başka eğlencen.
Haydar DEMOĞLU / İzmir
Kayıt Tarihi : 1.1.2010 18:29:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
her yılbaşı ömürden geçen bir yılı, yani bir yıldaha eskidiğimizi kutluyoruz

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!