Arap diyarında iri cüsseli bir adamdı,
Kız babası olunca cümle alemden utandı.
Kimselere görünmeden kızını çöle gömdü,
İrtikap ettiği günahıyla da çok övündü.
Çocuk ölünce “Oh!” diyordu, “Kurtuldu şerefim,
Halk içinde artık başım dik olarak gezerim”.
Zaman zaman hamurdan putuna tapınıyordu,
Acıkınca da aynı putu bir güzel yiyordu.
Azgınlıkta sınır tanımaz bir hale gelmişti,
Muhammed’i (S.A.V) öldürmeye bile niyet etmişti.
Kılıcını, kalkanını kuşanıp yola çıktı,
Aklınca peygamberin (S.A.V) kanını akıtacaktı.
Yolda izanlı bir adam karşısına dikildi:
“Sen gitte kendi bacına sahip çık”, diyebildi.
Bacısına hesap sormak için geriye döndü,
Koşarcasına durmadan, dinlenmeden yürüdü.
Kapıya geldiğinde Kur’an sesini işitti,
Dinledikçe kalbinden küfür lekesi silindi.
Bu esnada Rahmet Nebi (S.A.V) mübarek ellerini
Açıp alemlerin Rabb’ine şöyle seslenmişti:
“Ey ulu Rabb’im! Sen Ömer’le güçlendir bu dini.”
Habib’inin duasını Mevla (c.c) kabul etmişti.
Hattab’ın oğlu huzura Ömer olarak girdi,
Huzurdan ayrılırken artık Hazreti Ömer’di (r.a).
29.04.2011
Yusuf AkkayaKayıt Tarihi : 6.4.2023 01:39:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hikayesini de siz yazın…

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!