(Musebbâ)
Hüseyin hâlifenin katline merdân ağlıyor
Kararan nemli bulutlarla asûmân ağlıyor
Açılan goncalı güllerle hezâran ağlıyor
Din için cenge giden ceyşte kumandan ağlıyor
Nûr-fesân hazreti mushaf azim-üs-şân ağlıyor
Senelerden beridir Kerbela candan ağlıyor
Kamerî şehr-i muharremde cihân kan ağlıyor.
Merdân = kahramanlar Asûman = gök
Hezârân = bülbüller Ceyş = ordu
Nûr-fesân = nur saçan Mushaf = = kur'an
Şehr-i muharrem = Muharrem ayı
Hüseyin dinde geniş bilgili, askerlik cedîd
Huyu gösterdi hilâfetteki icrâat hadîd
Bu fecî cengi görenlerle bütün dünyâ marîd
İmameyn başta Hasan sonra Hüseyn maktûl şehid
O sıcak çölde Yezid leşkeri olmuştur sâid
Çölü gündüzde sıcak kaldığı şeb-deycûr barîd
Senelerden beridir Kerbela candan ağlıyor
Kamerî şehr-i muharremde cihân kân ağlıyor.
Cedîd = yeni
Hadîd = keskin, kuvvetli Leşker = ordu
Marîd = rahatsız, hasta Saîd = mutlu
İmameyn = iki imam Maktûl = öldürülmüş
Şeb-deycûr = simsiyah gece Barîd = soğuk
Sahiden kayb oluyor âlem-î islâm rehberi
Muhterem hazreti peygamberin evlâd cevheri
Teni cerhetti Ubeydullahın asker hançeri
Bu susuz çölde karar kıldı Hüseyn münceri
O şehitler ki mezârında hazır cennet yeri
Senelerden beridir Kerbela candan ağlıyor
Kamerî şehr-i muharremde cihân kân ağlıyor.
Übeydullah = Basra valisi
Müncer = sonu
Kiminın teklifidir Mekkeye avdetten yana
Kimi cenkdaş gibi gavgâya cesaretten yana
Yok Ümeyeye giden kimse, esaretten yana
Şehidin kendi güder rûhunu cennetten yana
Savaşan Kûfeli şehzâdeye hasretten yana
Senelerden beridir Kerbela candan ağlıyor
Kamerî şehr-i muharremde cihân kân ağlıyor.
Hüseyin nûr-i uyûn görmedi pîrân sâlini
Yüzü batmış kana hissetti adû pâmâlini
Kamerin nûru sararken sığı kabr ahvâlini
Yezidin leşkeri akd eyledi ceng ihlâlini
Denî dehr bir daha gösterdi felek zâl hâlini
Senelerden beridir Kerbela candan ağlıyor
Kamerî şehr-i muharremde cihân kân ağlıyor.
Nûr-i uyûn = göz nuru Pîrân = yaşlılık
Sâl = yıl, sene Adû = düşman
Pâmâl = ayak altında Kabr = mezar
Leşker = ordu Akdetmek = yapmak
Denî dehr = alçak dünya Zâl = acımasız, zalim
Hüseyin baht ile doğmuş Resul-ul-lahtan haseb
Veriyor düşmana havf kendisi bilmezken reheb
Kimi seyyid düşünürken kimi hayret-zâ sebeb
Dökülen kırmızı kan kıymeti kaç dirhem deheb
Fatin efrâd-ı cemâat gibi nevhât rûz ü şeb
Senelerden beridir Kerbelalı kan ağlıyor
Kamerî şehr-i muharremde cihân-cân ağlıyor.
Haseb = asalet
Havf = korku
Reheb = korku
Hayret-zâ = şaşkınlık veren
Dirhem = ağırlık ölçüsü
Deheb = altın
Efrâd- cemâat = topluluğun bireyleri
Nevhât = ölüme sesli ağlayanlar
Rûz ü şeb = gündüz gece
Feilâtün feilâtün feilâtün failün
. . / / . . / / . . / / / . /
Kayıt Tarihi : 26.9.2012 13:32:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!