İçimdeki çocuğun masallarında aşk arayan periydin.Peri suretinden sureler okunuyordu mistik hecelere.
-Ben kendimi aradığım Arafların sonrasızlığındaydım. Önce ,öncelerin sunuldu bana. Yeniye dair bir daire çizildi iç benimde. İçimdeki çocuk acıkmıştı aşka.
-Yaramın kemirdiği yürek dehlizlerinden kurtulma armağanısın Zindenaz.
-Nur içinde yatırdın y’aramı. Şimdi arasan bulamazsın. Katli vaciplerin Vacip’iyim bazen. Katlime fermanı verdi gidişin.
Kendini öldürdü, beni de her yeni sevgide öldürmek için söylenmemiş, yaşanmamış, yazılmamış sözler, kaderler anlatıp durdun dermansız aşklar epigramlarında.
-Git dedim.
-Günahlarıma karışma.Sen Tanrı mısın? Allah beni affetsin. Beni bana bırak dedim.
-Git dedim, günahlarımın ahlarında bayrağını çekme. Sen aşkıma vatan mısın ki? Sen yaryüzümdeki yıldız mısın ki? Ay yüzünle ay olunmaz dedim.
Çığlıklarını zılgıtlı türkülere emanet ederek git dedim.
-İhtiyaç ve ihracat fazlası düşlerim yok. Seni istedim, sen’den.
-Sadeceden sonra ihtiyacım var sana.
“Sana ihtiyacım var dediğiniz kişi:
Niçin diyorsa gelmez.
Ne zaman diyorsa gönülsüz gelir.
Nerdesin! diyorsa mutlaka gelir.
M. Longston
-Severek yaşamanın müneccimiyim. Ecinnilerim var sanrıları büyüten.
-Bir sevgili için sanrıların varsa aşkın son mertebesindesin. Herkesi ona benzetiyorsan, herkeste ondan esler buluyorsan, onun aşk tahtından kimse seni indirmez belki.
-Belkilere sığınıp yaşamak merhalesini yaşar.Keşkler uzar. Amalara açılır özlemler. Ve boş verler zincirlenir peşinde.
-Benimsin; ama sarılamıyorum. Benimsin; yalnız benimde değilsin.
-Günahlarımı dokunma sevgili. En büyük günah şimdi sensin.
Varsıl sevgimin fakiri, tutkularımın fukarası sana bedelsiz gidişler sunmaya geldim.
-Günahım kadardır değerin.
Ama bunu hak edecek hangi sen var. Beni öyle arkaik düşlerin prensi yapma. Beni sensizliğin kurbağasına çevirme, içsel cadılığınla.
-En sevgili.
Üstüne alınma.
Senin çeyizin o güzel edebin, sevişin, içten akışın, isteyerek yakışın ve bana gelişindi. Kendini tümden serdin gönülevimde.
Süslendi içimdeki dünya. İçsel çocuğum oynadı senli demlerde. Seni demledi kader. Yüreğimin süzgecinden geçirip içirdi binlerce alem.
-Berzahlarına karıştım. Leyla’yı utandıracak hiçbir şey yapmadın gitmek dışında.
*Ya ben sana gelirken Mecnun, sen giderken günahkar da olsa yine Mecnun.
Sen Leyla olmaktan çıktın, çıkar üst benini. Çıkar içindeki Leyla tümcelerini.
-Leyla’nın lügatinde senin yerin ve yarin yok.Yeni gelmeyene dek sen kendini de beni de terk eden kayıp kentlerin isimsizisin.
Üstsüz kalsın benden gidişin.
-Kimse görmez bu bahtının algısal zehrini.
-Nefes almak kadar yakındı yaşam sana. Şimdi hangi yalnızlığın yıldızısın.
Hangi yabancıya yerli tav olup kavını sunma Suna’sısın.
-Ne zaman bitecek bu acıtma ağıtların. Ne zaman sileceksin beni kederin kitabesinden. Ne zaman bu yabancılaşma yabaniliğin bitecek.
Ateşlerde yanmanın ateş sayılmadığı bu sanrılı güncelerimde sevgim zenginleşirken sana bu kül olan kim?
*Ben hangi aşkın hüdhüdüyüm.
-Belkıs nerde? Simurg neden benim bahtımdaki gül ağacını gagaladı.
Ben bülbülünken, ben seherinde, tanında, yanında, en çok da şimdi uzağında ötüşken aşkları mısralarda dizerken Mantı’k Tayr ‘da neden yerim ve yarim yok.
-Neden Simurg halimi görmüyorsun Belkıs’ın kızı .
-Bu hayalin perçemini kim uzattı.Neden gözlerini göremiyor güneşin gözleri.
Bu soğuk mevsimi kim getirdi aramıza. Neden yazımı aşkın kışına çevirdi çevrimdışı can kırıkların.
-Neden Belkıs beni salıncağına aldı. Sallıyor beni senli tutkuların uçurumunda.
-Aşağı baksam aşağıdasın, yukarı baksam yukarıda. Yanıma baksam sol yanımın sen anımdasın; ama celalinin helali yok Zindenaz.
-Küçük hayallere sığınmak. Alıntı hayalleri kendi hayalime yamalamak
En büyük hayalin nedir?
-Yağmur altında sevgilime sarılmak.
- Peki ya senin ki?
- Yağmur altında sarıldığın kişi olmak.
*La Fille Sur
Şimdi söyle kırılacak hangi can kırığın var? Kalp kırmakla, taş kırmak arasındaki farkı anlatır mısın sevgili.
-Onca kırılacak cam varken, ben gönülevindeki camları kırdım. Can kırıklarını toplamaya geldi vicdanımın Keş dervişi.
-Amacım camcılık yapmak mı acep? Şairim ya gitmeler ,yaralar daha çok yazdırır.
-Bak kendimle bile çelişen Keş bir Dervişim anla işte.
-Seni sevdiğimde Yunus’tan öte sevgilerin ütücüsüydüm. Can kırıkların yoktu.
-Şimdi sensizliğin gergefinde “Keş Bir Derviş “.Aşk dışında her aşktayım.
-Bütün ben’ler dışarıda. Hazlarım Pan’ıyım. Senaryosuz sevdalar yazıp oynuyorum seyircisiz ; ama alkışı acılardan, gitmelerden, bir gün gelmelerden Zindenaz.
Kayıt Tarihi : 2.10.2011 14:50:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)